19 Kasım 2012

Gidiyorum Dediğinde Gitmeli İnsan..


Bu bir hikayedir.

İsteksizce çaldı kapının zilini. Açılmasa keşke diyordu. Çalmasaydım diye düşünemiyordu bile. Hatta gelmemeyi bile.

Kapı açıldı. Karşısında yine o kocaman gülümsemesiyle O vardı. Sarıldılar. Yani daha doğrusu O sarıldı.

Mutlu olduğu belliydi gözlerinden, ışıl ışıldıydılar. O ışıldayan gözlerde biraz olsun pişmanlık aradı. Özür aradı ama yoktu. Dahası bu sevinci, zafer sevincine benzetti. İrkildi ve kaçırdı gözlerini gözlerinden.

Oturdular koltuğa. Elini tuttu. Sımsıkı tutuyordu ellerini. Tutup göğsüne kaldırdı elini:
 
Bak, nasıl atıyor kalbim sevinçten. Uçacak nerdeyse..” Ve öptü elini.

Seni seviyorum ben.. “

Şimdiye kadar açmamıştı ağzını. Yine sustu. O'da sanki bu normal bir şeymiş gibi, cevap beklemeden kalktı:
yemeği hazırlıyorum şimdi.. sana çok güzel yemekler yaptım. Bayılacaksın..” diyerek mutfağa gitti.

Yine başbaşa kalmıştı. Gayri ihtiyari eline baktı. Öptüğü yere. Gülümsedi ve rujun izini sildi. Müzik sesi başladı birden. Mutfağa doğru baktı ve O'nun kafasını gördü. Gülümsüyor ve göz kırpıyordu. Sebebi belliydi. Çalan şarkı kendisinin en sevdiği şarkı idi. Jest yaptığını düşünüyordu belli.

Her seferinde kendine söz veriyordu ama yine de kendini Onun yanında buluyordu. Öyle sevimsiz öyle suratsız hali vardı ki, kendinde ne bulduğuna anlam veremiyordu. Her dönüşünde dahada sessizleşiyordu. O ise her dönüşte daha bir sevinçli oluyordu.

Neden dönüyordu peki? Çekip gidiyordu. Ve dahası O istiyordu gitmesini. Kovuluyordu. Sonra binbir nazla her saniye arıyordu. Dönmesi için yalvarıyordu. Ağlıyordu. Sadece dön diyordu. Sadece dön...

Aynen öyle yapıyordu geçekten. Sadece dönüyordu. Yaptığı başka bir şey yoktu. Bedeni burda idi ama kendi yoktu. Peki niye dönüyordu.. bunu bilmiyordu.

Seviyor muydu? Sevseydim, gördüğümde sevinirdim diye düşünüyordu. Gittiğimde de üzülürdüm. Ama ikisi de yoktu. Böyle olduğu halde neden döndüğüne dair, kendine bir cevap veremiyordu. Belkide hiç “gidiyorum” demediği için, dönebiliyordu. Gidişinde sessizlik vardı. Konuşan, git diyen hep O idi. O da gidiyordu. Şimdi ise gidiyorum deme sırası kendisindeydi.

Yerinden kalktı. Mutfağa yönelmişti ki, kapıda karşılaştılar. Onun gözlerine baktı ve:

Gidiyorum..” dedi.

Gitti gözlerindeki o ışık, yüzündeki mutluluk.

Demek o gün, bugün.. Hep umut vardı içimde. Ama şimdi, beklemem. Bekleyemem dönmeni. İsteyemem de. Hakkım yok. Biliyordum istediğini. Ama hiç demedin. Bende hiç dillendirmedim. İstemem çünkü gittiğini. Öyle kızgınlıkla derim ama senin demen, istemen farklı. Dönüşü yok bunun. Affet beni.. çok çektirdim sana.”

Sana kırgın değilim. Hoşça kal...”

Kapıya yöneldi ve gitti. Dönmedi bir daha geri.
 
 Böyle olmalıydı gidişler. Dökülmüşse dilden “gidiyorum”, gitmeliydi insan. "

8 yorum:

  1. hıı evet gitmeli sonra hasından bi acı faslıı, iz daha az daha..

    tabi ya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayede acı gidildiğinde azalıyor ama. Kalmak bazen acı verir.

      Sil
    2. Cem doğru demiş..O acı faslı hiç bitmez zaten..Yani kaldığında da, gittiğin gibi üzüleceksen ..Kaldığında hiç gelmeyeni umutsuzca bekleyeceksen, git daha iyi..Evet üzülürsün ama zamanla üzüntün hafifler..Acı, uzaklaştıkça azalır çün ki..İzleri hiç saymıyorum..O izlerden herbirimizin içinde az biraz var zaten..Gelmeyenlerin yada gidenlerin bıraktığı izler..Bak şimdi bi sezen iyi giderdi yahuuuu:):):)

      Sil
    3. Evet katılıyorum. Sezen dinlemek lazım. :)

      Sil
    4. sezen dinlemeyin sezen, zararlı o zararlı..:)

      Sil
    5. Bir kereden birşey olmaz. :)

      Sil
  2. Öncelikle yazın muhteşem belirtmeden gidemem :)
    Evet kalacak bir nedeni yoksa gitmeyi bilmeli insan..
    Geldiğinde kimse yoksa eğer..
    Kararsız kalmaktansa, emin adımlarla gitmek iyidir..İyi!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :)
      Evet ençok o husus önemli. Zaten gitmek birine düşüyorsa, eksik birşey vardır diye düşünüyorum.

      Sil