Toplantıya
yetişmek için erken çıktığım iyi olmuş. Yoksa bu deli gibi
yağan yağmurla felç olan trafikte yetişmek imkansız olacaktı.
Geç kalmasam bile ıslanacaktım yok yere. Ben
şanslı idim, yağmur çok bastırmadan gelebilmiştim. Toplantı
odasında, kapıdan geleni rahatça görebileceğim bir yere
yerleştim. İnsanları gözlemleyerek zamanı geçiriyordum. Gelenlerin
çoğu aniden yağan yağmura fena kızmıştı. Yüzleri asık
insanlarla dolmuştu oda. Derken, O, kapıdan göründü. Her gelen
asık suratlı, çatık kaşlı iken, O, gülümsüyordu. O'nu
gördüğüm an, içim serinledi. Mutlu oldum. Halbuki hiç
tanımıyordum bile. İlk kez gördüğüm bu kadın, gülüşüyle
benim o sıkıcı dünyamı aydınlaşmıştı işte. Sonra
birden, herkesin O'na bakıp, fısıltıyla konuştuğunu farkettim.
Demek ki herkesin dikkatini çekmişti o gülüşü ile. Yoksa kılığı
ve kıyafeti hiç abartılı değil, aksine gayet sade ve şık idi.
Saçlarını salmıştı. Belki o ayrıntıya takılmışlardır.
Resmi bir toplantıya, saçlarını toplamamış olarak gelmesini
…