18 Kasım 2014

Kaçış.

Mektup yazayım dedim ama vazgeçtim. Okusalarda yine anlamayacaklardı. Anlamıyor olmaları tabiki işime geliyordu. Günlüğüme kilit vurma yahut saklama derdim olmuyordu. Elyazımı hiçbiri okuyamıyordu. Bu yüzden ardımdan mektup bırakmak saçma geldi. Birkaç önemli eşyamı alıp çıkacaktım. Bu gidiş anı bir karardı. Nereye gidecektim bilmiyordum. Ama gitmeliydim. Gittim de.
Sabah kimse uyanmadan evden ayrıldım. Otobüs durağına gittim. Oturmuş, otobüs beklerken ayağımın dibinde yavaş yavaş ilerleyen salyangozu farkettim. Telefonumu çıkarıp resmini çektim. Sonra başladım onu seyretmeye. O yola çıkmadan otobüs geldi. Gözüm onda otobüse bindim. Aklım o küçük salyangozda kalmıştı.
Otobüs, saatin erken olmasına rağmen kalabalık sayılırdı. Cam kenarı tek kişilik koltuğa denk gelip oturdum. Yol boyunca camdan etrafı seyrettim. Evimize çok da uzak olmayan bir sahil piknik alanı varmış, onu farkettim. Dahası evimiz doğaya çok yakınmış bunu farkettim.
Otobüsün son durağında indim.
Burası çarşının orta yerinde, şehrin en büyük parkının yanıydı. Bu parka daha önce hiç gelmemiştim. Parkı gezmeye karar verdim. Sabahın bu saatinde kimse yoktu. Telefonumu çıkardım, boş parkın bol bol resmini çektim. 
Kulağıma bir ses geldi, resim çekerken. Nereden geldiğini uzun süre bulamadım. Sonunda kaydırağın dibinde, ayağından yaralı kediyi buldum. Yan olarak boydan boya yatıyordu. Ön sağ ayağında derince bir yara vardı. Yerde de kan vardı. Uzun süredir burada olmalıydı ki, yerdeki kan kurumuştu. Gözleri kapalı, hiç hareketsiz öylece yatıyordu. Sesi de çıkmasa öldü diyebilirdim. Elimi uzattım, dokundum. Hiç tepki vermedi. Başını okşadım, yine tepki vermedi. Etrafa baktım. Kimse yoktu. İyice yanına yaklaşıp kediyi kaydırağın altından çektim. Çekerken kalkmaya niyetlendi ama yapamadı. Sesi daha çok çıktı. Canını yakmıştım galiba. Çantamdan yanıma aldığım giysilerden birini çıkardım, yere serdim. Kediyi ona sardım, kucağıma aldım. Hareketlendi, kaçmak istedi, bırakmadım. O da sonra teslim oldu, kaçmaktan vazgeçti. Hatta iniltisi bile kesildi. Kalp atışını hissetmeseydim öldü diye endişelenirdim.
Veteriner yarasına pansuman yaptı. Ağrı kesici iğne yaptı. Yanıma aldığım paranın çoğu ile veterinerin dediği kadar pansuman malzemesi aldım. Çantamdan başka temiz giysimi çıkarıp, dönüşte onunla sardım. 
Otobüse binemedim. Taksiye bindim. Eve gittim. Kimse evden ayrıldığımı anlamamıştı bile. 
O gün evden, bir daha geri dönmemek kararı ile çıkmıştım. Ama o kedi, beni geri döndürdü. Dahası o salyangoz da.
O kedicikle dertlerimi unutmuştum. Hayata bakışım değişmişti. Doğayı keşfedip, zamanın değerini daha iyi öğrendim. Onun iyileşen yarası ile bende iyileştim.





20 yorum:

  1. Boşuna dememisler insani sevmek hayvani sevmekten gecer diye .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve hayatı sevmek özetle.. hayat bunların tümü çünkü. :)
      Hoşgelmişsiniz bu arada.

      Sil
  2. etrafımızda bize hayatın gerçeklerini apaçık gösteren o kadar çok şey var ki biz bunları çoğu zaman göremiyoruz. ama bazen hayata farklı gözlerden baktığımız zamanlarda farkına varabiliyoruz. aslında belki aynı şeylere bakmışızdır ama görememişizdir. Allah bize hayata karşı farkındalık nasip etsin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin..
      Öyle hayatlar var ki, sen derdine dert demeye utanır oluyorsun..

      Sil
    2. o konuda kesinlikle haklısın...

      Sil
    3. Allah kimseye dert verip derman arattırmasın.

      Sil
  3. oleeey oleeey döndün bu tür yazılarınaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Döndüm de mi.. döneyim artık.. özlemişim. :)

      Sil
  4. Doğa o kadar güzel sarıp sarmalıyor ki insanı:-)

    YanıtlaSil
  5. güzel güzel güzel..

    çok derin yazmışsın

    YanıtlaSil
  6. yaralı kediyle birbirinizin hayatına dokunmuşsunuz.

    yannız iyice sardıem ben bu lafa bu ara şimdi yazarken bunu farkettim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Küçük dokunuşlar... ama bir hayat kurtarırlar böyle..
      Yalnız bu yazı bir kurgu. Gerçek değil.

      Sil
  7. Bizim dışımızda öyle dünyalar var ki yeter ki görmek için gözlerimizi açabilelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, görebilmek önemli.. dahası ibret alabilmek de..

      Sil
  8. Ne güzel bir yazı, tebrik ederim. Devamı gelsin lütfen. Kaldırım çiçeği bile çiğnenmek değil, farkedilmek ister. Dahası kaldırım çiçeği koklanmak ister.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. :)
      İnşaallah gelir..
      o küçük çiçekler daha bir güzel oluyorlar bence..

      Sil
  9. boşver hayalperest hayat kurgu zaten:))

    YanıtlaSil