25 Ekim 2020

Ne Yazayım Ben Şimdi

 Günlerdir ne yazsam diye düşünüp, sonrasında saçmalama olayına giren insan kafası.

Bu ara kendime vakit ayırma isteği hat safhada. Olmaması gereksiz duygular oluşturuyor bünyede.  

Günlerdir evdeki tek canlı çiçek olan kılıç çiçeğini, yada bitkisi mi demeli bilemedim. Saksısını kızımla değiştirdik. Inşaallah eski güzel günlerine döner. Biraz solmaya başlamıştı. 

Bu resmi ben yaptım. Bir önceki konuda kullandım galiba. Böyle uğraşları seviyorum. Eskiden photoshop ile çok uğraşırdım. Şimdi olsa da yine yapsam. Gerçi unuttum galiba programı. Bilemiyorum. Aslında sanırım içten içe kendim ortaya bir şey çıkarmak istiyorum. Çünkü dikiş öğrenme isteğimde oluşuyor içimde ara ara. Belki ileride öğrenirim.  



18 Ekim 2020

Durum Modu: Akıl Karışıklığı

 Eskiden bakliyatlardan neden hep taş çıkardı 

🤔

Eskiden tereyağından bihaber olan, margarin sevdalısı olan bir biz miyiz...

🤔

Aldığı kilolarca mandalinayı portakalı önüne alır, bizi de etrafına oturtup paylaştıran bir benim babam değildir de mi... Ama varsın tek o olsun. Canım babam benim. 

❤❤❤❤❤

........


Yaşı da hesaba katın ki ben bunları küçüklüğümden hatırlıyorum.  

😂😂😂





17 Ekim 2020

17.10. Doğum Günü.

Şuraya 37 yıllık ömrümün serecesini koymak isterdim.

Ama olmuyor.

Bazı şeyler yazılmıyor.

Anlatılamıyor.

Dahası konuşulamıyor bile. 

Yazsan  da konuşsan da yanlış anlıyor birileri. 

Ve hayat akıp gidiyor. Ömür geçiyor. 

Acısıyla tatlısıyla.

Sevinciyle hüznüyle. 

Pişmanlıkla ya da keşkelerle. 

Sevgiyle nefretle. 

Şöyle bir bakınca hayat bu aslında. 

Sadece insana göre derecesi değişiyor. Ya da bakış açısı. 

Lafı çok uzattım. 

Bu da eşimin unutmadığının işareti olan pastam. 

Benden çok çocukların sevinmesi ayrı bir güzellik katıyor ana.







12 Ekim 2020

Katlı Otogar

 Oğlum markette gördü. 

Annesi aldı eline kutuyu, makası, silikonu, evaları. 

Ortaya bu çıktı. Oğlum beğendi.  Gerisi önemli değil. 



9 Ekim 2020

Aldatan Aldatılan Kadın




Sabahın köründe, bilinmeyen bir numaradan gelen arama sonucunda öğrenmiştim eşimin beni aldattığını. O telefonla hayatım, hayatımız değişti.  Belki de bu yüzden  yaklaşık bir saat sürdü o telefon konuşması. Kimbilir.

O sabah yalnız uyanmıştım. Eşim mesaide idi. Ki değilmiş o ayrı. 

Telefonu açtım, bir an ses gelmedi. Sonrasında titreyen bir ses tonuyla:

"Ben... ben .. ben eşinizin sevgilisi olan kadınım. Ama lütfen dinleyin lütfen. Konuşmak istiyorum seninle. "

Sonrası sessizlik. O sustu ben sustum. Sanki zaman akmadan konuştu o an. Sanki bana bildiğim birşeyi söylemiş gibi gelmişti. Şaşkındım evet ama sakinlik de vardı. Karışık bir kafadaydım. Anlatamıyorum. 

"Bilmiyordum."

Diyerek tekrar konuşmaya başladı. Sesi hala titriyordu.  Zorlanıyordu belli. Onun o hali tavrı telefonu kapatmama engel oldu sanırım. Belki de dinlemek istedim. Inanmak yada inkar etmek için. 

"Bilmiyordum. Gerçekten bilmiyordum en başta. " 

O an sesi çok inceldi. Sanki sesiyle birlikte kendide küçülmüş gibiydi. 

" Öğrenince ayrıldım. Bitsin dedim. Bırakmadı peşimi. Bırakmadı. Bende sevmişim de kandım tekrar ona. Kandım bilemedim. "

Hıçkırıkları artık konuşmasına izin vermez olmuştu. Bende ağlıyordum ama sessizce akıyordu gözyaşlarım. Kime niye ağladığım belli değildi o anlarda. Karşılıklı ağlıyorduk ama onun haberi yoktu. 

"Başladık yine görüşmeye. Seni anlattı bana. Çok geçimsiz dedi. Hayatı tekrar benimle renklenmiş. Boşanmayı reddediyormuşsun. Seni ikna etmesi lazımmış. Yok Gülben şöyle yok böyle diyordu. Amacı neydi tam bilemedim. Seni kötü göstermekti belki de. Ama ben aslında onu kötü görmeye başladım. Bilmiyorum. Inancım zedelendi diye böyle düşünüyor olabilirdim. Yanlış anlama kendimi iyi göstermeye çalışmıyorum şuan. Bende suçluyum biliyorum." 

Derin bir nefes aldı sonra. Ağlaması durmuştu. 

" Sonra onu takip ettim. Evini öğrendim. Seni gördüm. Ikinizi gördüm. Sonra izledim sizi  saatlerce. Baktım ki.. "

Sesi gitti. Uzun bir süre. Bir ara telefonu kapattığını düşündüm. Sonrasında hıçkırıklar içinde:

"Yalanmış. Dediği herşey yalanmış. Bunu gördüm ben. Kandırmış beni. Kandırmış.."

"Ikimizi de ... "

Dedim bende o an. Istemsizce ağzımdan çıkıverdi kelime. 

Doğruydu da. 

Ikimizi de kandırmış ve aldatmıştı kocam. 

Kapadım telefonu onun cevabını beklemeden. Ben yıllarca onun bu yüzünü göremezken, o kadın çabuk farketmişti. 

Evet belki de ona kızdığım tek husus buydu. 10 yıllık eşimin gerçek yüzünü benden çabuk görmesiydi. Ya da benden fazla olduğunu düşündüğüm cesaretiydi beni kızdıran şey. 

Düşünüyorum, ilk öğrenen ben olsaydım yüzleşmeye cesaretim olur muydu.. 

Cevabını bilemeyeceğim bir soru olarak kalsın beynimde. 

.......





Masterchef Duygunun başına gelen olaydan esinlenerek yazdığım bir hikayedir.

Evlerden ırak olsun

Diyorum. 

Sözü size bırakıyorum.

...



Durum Modu: Genel Haller

 Bir insan neden hep olumsuzu görür. Daha doğrusu o olumsuza ufakta olsa takılıp kalır ki...

Üzülmek ağlamak için yer arıyorum günlerdir. 

Oysa mutlu olacak o kadar çok sebebim var ki.

Tarhana yaptım. Hayatımda ilk kez. Ve başardım. Beğenildi. 

Turşular kurmuştum. Tadında bir noksanlık var ama sirkesiz limonsuz şekersiz olmasına rağmen gayet sert bir salatalık turşusu yapmayı becermişim. Tadı da olaydı iyiydi. Yani varda noksan bir şey, çözemedik ama .

Zumba yapıyoruz evde çocuklarla birkaç haftadır. 

Baby shaw galiba şarkının adı.  Remix hali. Çocuklar için tabi. Ama olsun. Hareket harekettir. 

Inanın enerjim yükseliyor. Mutluluk veriyor.  Iyi geliyor yani iki kıvırmak.  :))

Modu düşük olanlar da deneyin. Sesi açın hareket edin. Bence sizede iyi gelir. Hem kiloda gider belli mi olur. :))

Orta okuldan beri arkadaşlığımızı sürdürdüğüm insan, geçenlerde doğum yaptı. Onun için sürpriz birşey hazırladım. Kanaviçeden. Kanaviçe bilgisi olanlar belki tahmin eder ne olduğunu. Aman söylemeyin. Blogu okur falan. Belli mi olur... 

Yanlarına gidip hediyeyi verecektim ki çocuğun sarılığı yükselince doktor yatırmış. Neyseki çıktılar. Iyi olacaklar.

Ordan oraya geçiş yaptığım bir yazı oldu.

Bu  da böyle olsun. 

Ruhum gibi bir orda bir burda. 

🙃🙃🙃







5 Ekim 2020

Ağaç Ev Sohbetleri

 


"Bir şarkı olsaydın hangi şarkı olurdun.."

Bir sevda şarkısı. 

Içinde aşk 

Içinde nefret

Içinde mutluluk ve acı. 

Içinde kavuşma 

Içinde ayrılık 

Içinde sevdanın her hali olan bir şarkı, 

Olmak isterdim.

Dinlerken kâh gülerken kâh ağlamalı insan.

Sevdiği gelmeli gözünün önüne dinlerken insanın şayet yoksa yamacında. 

Yaşanmış bir sevda şarkısı olmalı her sözünde bir anı anımsatan. 

Her dinlediğinde bir yanı tekrar tekrar sevdaya düşerken bir yanı  tekrardan ölen. 

Bir sevda şarkısı olmalıyım. 

Dinleyenlerin çok yasamak isteyip içten içe korktuğu bir sevdayı anlatan bir şarkı olmalıyım. 

Bir sevda şarkısı. 

Bir ömrün şarkısı. 

.....




Masterchef Yarışmacıları. Duygu

Bu yazının güncellenmesi lazım. 

Zira bizim masterchef Duygu evlenmiş. 

Yapılan yorumlara göre bu kadar sürede anca aldattığını söylediği adamla evlenmiş. Yani eğer aldatan adama inat hemen başka birini bulmadıysa odur.

Bu da anlattığı herşeyi  yalan yapar. Yani biri şaka yaptı desen adamla da konuştuğunu ve kabul ettiğini söylemişti. 

Amacı neydi acaba cidden.

Senaryo çok aslında. 

Meselâ hepsi en başından kendinin planladığı bir kurguydu. Gitmek için yol yaptı. 

Ya da programın kurgusuydu.

Bilemeyiz. 




Bu yazıda Berkeri yazacaktım ama Duygu bu hafta öne geçti. Daha doğrusu ben Berkeri yazana kadar Duygu öne geçti. 

Geçtiğimiz haftanın ilk günü yani pazartesi, ekranda aldatıldığını öğrendiğini açıkladı. Dahası öncesinde yaşadığı kötü bir evlilikten bahsetti. Üzgündü. Bu yüzüne yansıdı tüm hafta. Potaya düştü. Eleme yemeğinde bilerek hata yaptı ve elendi.

Buna sebep olarak akademik kariyerini gösterdi. Sanırım bir teklif sunulmuş. O da bunu kabul etmeye karar verip bilerek elenmeyi seçti. 

Hepsi kurgu diyenler var. 

Olmaz diye birşey yok tabi. 

Ama Duygunun o yüzündeki hüzün kurgu değil bana göre. 

Ya gerçekten kendi isteği ile gitti. Ya da ona gitmesi gerektiğini söylediler. Zira başından geçenleri anlatınca, nerdeyse tüm sosyal medya onu konuştu. Yarışmanın önüne geçti desek yalan olmaz. Bilmem anlatabildim mi...

Çünkü bu kadar uzun soluklu bir yarışmaya dahil olmayı seçen bir insan, sonradan kariyer deyip gitmez bir anda. Ki yarışmada gayet iyi ilerleyen bir yarışmacı iken birde.

Sonuçta gitti. Artık yok.

Bu da tabi sızdırıldı. Heyecan meyecan kalmadı yine. 

Bu hafta bakmayacağım bakalım. Kim gidecek.

Eskisi gibi izlemek gelmiyor içimden. 

Gerçi bu ruh halim genel anlamda böyle. Zorunlu olarak yapıyorum çoğu şeyi o ayrı. 

Bu arada önümüzdeki haftalarda Özgül Eray kapışması izleyecek gibiyiz. Özgül yine Erayın ismini söyledi. Eray bilendi falan. 

Aksiyonu yükseltti. Dolayısıyla reytingi. 

Bakalım Eray ilk kez kaptan olmak istiyorum dedi. 

O da olsun da görelim bizde.