30 Kasım 2020

Balkabaklı Kakaolu Kurabiye

 Bu da taktı balkabağına , diyenler vardır. 😁

Yok takmadım. Sadece pazar kahvaltısına pişi yaparım diye ayırdığım kabağı, çörek otu yok diye yapmayınca kalmasın diye kurabiye yaptım. O kadar yani. :)

Ama aklımda da böyle denemek vardı açıkçası.


Tarifi de verelim. Ayıp olmasın. 

Aslında normal kurabiye tarifi. Fazlası sadece balkabağı. 

Yaklaşık 150 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağ, portakal kabuğu rendesi, bir yumurta, isteğe göre kakao, 7 yemek kaşığı şeker, 2 yemek kaşığı süt ve yaklaşık bir su bardağı kadar da ezilmiş balkabağı. Kabağı yine önce buharda pişirdim. 

Bunları bir güzel karıştırdım. Üzerine un ve kabartma tozu ekledim. Hamur normal kurabiye hamuru gibi ele yapışmayan bir hamur olmadı. Belki daha un eklesem olurdu ama bana ekledigim un yeterince çok geldi. Hamuru biraz ele yapışan yumuşak kıvamda bıraktım. Damla çikolata ekleyip bir güzel yoğurdum tekrar.

Oğlum kaşıkla ben elle şekiller vermeye çalışarak bir tepsi kurabiye yaptık. 

Evet cevabım aynı. 

Tadında kesinlikle bir değişiklik yok. Bildiğin kakaolu kurabiye oldu. 

Turbo ayarında 175 derecede pişirdim. Bu ayar sizin fırına göre değişir. Normal kurabiye gibi pişecek. 

Çocuklar afiyetle yiyor.

Yapacaklara da şimdiden afiyet şeker olsun.





Masterchef Yarışmacısı Uğur

 Güncelleme 

Ben açıklama beklerken diskalifiyeyi kanlı canlı yaptılar orta yerde. Bir insanı ağlatarak hemde. Sadece onu mu.. diğerlerini ekran başında izleyen çoğu kişiyi. Dahası ailesini.

Ekranda, Erayın demesi ile kaosu seven biriyimdir ama bunu ben bile beklemiyordum. 

Eleme olmadı. Uğur gitti. Yani normal akışa devam. 

Değişik 

Şuan izledim ve cidden artık izlemek istemiyorum. 

 .....


 Bu konudaki yazılarımı blogda pek seven yok farkındayım. Ama bu konuda yazmam lazım.

Yıllar önce attığı küfürlü mesajları ortaya çıkınca yarışmadan diskalifiye edilen bir yarışmacı var.

Uğur. 

Yazılanlara göre mesajları hep küfürlü imiş. Mevzular içinde kadınlar, spor klübü, cumhurbaşkanı ve Acun varmış. Aklımda kalanlar bunlar.

Zaten kendisinin de olması sebebiyle böyle yaptı diyen çok. 

Orasını bilemem. 

Ama bir insanın yıllar önce yazdıklarını gerekçe göstererek, yarışmada iyi bir noktaya ulaşmış bir yarışmacıyı göndermek doğru mudur tam kestiremiyorum ben.

Adamın ettiği küfürleri savunmuyorum. Favori yarışmacım da değil kendisi. Ki öyle biride yok zaten. 

Sadece şu noktada yapılanın çok da doğru olduğunu düşünmüyorum ben. 

Hâlâ yayınlanan bölümlerde var. Ne kadar süre olacak kimbilir. Bir anda mı gidecek yoksa açıklama yapılacak mı şefler tarafından merak ediyorum şahsen. 

Gidince yerine başka bir yarışmacı alırlar mı yoksa bir hafta erken mi biter yoksa bir hafta eleme yapılmaz mı... 

Sorular çok bende. 


Bekleyip göreceğiz 






27 Kasım 2020

Anlık

Ben kinci bir insan değilim. 

Bana yapılanları unutuyorum. Hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edebiliyorum. 

Ta ki bir an aklıma düşüyor yapılanlar...

Sinirleniyorum.

Üzülüyorum. 

Ağlıyorum. 

Söyleyemediklerimi söylüyorum. 

Bazen sessizce, bazen sinirle öfkeyle. 

Bazen neden diyorum

Neden....


....



 

25 Kasım 2020

Ağaç Ev Sohbetleri

 Ev, Arsa, Koltuk, Dolap vs. 

Malın Mülkün Sahibi miyiz

Yoksa Kölesi mi ? !!

...

Önce düşünülmesi gereken mesele aslında para. Biz paranın kölesi miyiz yoksa değil miyiz ?

Zira önce paran olacak ki bu malı mülkü alıp sahip olabilesin. Değil mi...

Sonra mal mı senin olur yoksa sen mi malın kölesi olursun görülür. 

Ayrıca belirtmekte yarar var. Malına sahip çıkıp onu güzel kullanmak bizi onun kölesi yapmaz. 

Tıpkı elindeki parayı ihtiyacın kadar kullanmak gibi. 

Aslında tüm mesele para. Şu üç günlük dünyada paran varsa yaşayabilirsin. Bu kadar basit. Ama para için yaşamayacaksın o ayrı. Yaşamak için paraya ihtiyacın var sadece. Para için yaşamaya ihtiyacın yok. 

Bir evin olmayabilir. Ama kafanı sokacak bir yuvan varsa şükretmeli. Zira kira bile olsa evi olmayan sokakta yaşayan insan az değil. 

Paranın kölesi olmamak için yapılması gereken galiba bu. Kendinden üst seviyedeki yaşamlara değil, alt seviyedeki yaşamlara bakıp şükretmek. 

Zira yukarıya baktıkça kendini normal olarak aşağıda görürsün zaten. Ama bulunduğun yerden az aşağı bakmayı bilsen yukarıda olduğunu farkedersin.

Ama insanız. Gözümüz hep yüksekte. Bu da parayla oluyor. Sonra bakıyorsun ki ömür gitmiş ve sen bir kere bile mutlu olamamışsın. 

Hep çalışmışsın. Çabalamışsın. Hep yukarı doğru çıkmaya uğraşmışsın. 

Yani kölelik etmişsin bu dünyada. 

Yaşamamışsın. 

Bu dediğim fiziksel olarak çalışmak anlamında değil sadece. Her türlü bir adım yukarı çıkma çabasından bahsediyorum. 

Insanın kendini geliştirmesi başkadır. 

Bu tamamen bakış açısı. 

Sana kim garanti edebilir şu kadar sene yaşayacağını. Kimse veremez. Yani burda ince bir çizgi var.

O çizginin ötesi kölelik. 

Yaşamak o çizgiyi aşmamakla başlıyor. 

....



22 Kasım 2020

Balkabaklı Pişi Tarifi

 Bir önceki aynı isimli konumda tarif vermemişim. Tık tık

Yine yaptım dediğim gibi. Ve bu kez cidden oldu. Ailecek yedik ve kimse bunun içinde ne var demedi. Çünkü tadı kesinlikle yoktu. Bildiğin pişi tadında. 

Bir öncekinde neyi eksik koymuşum bilmiyorum. Hatırlamıyorum. 

Kabak miktarı  beş altı dilim yeterli. Ince dilim. Buharda haşlama yaptığım için ince dilimler halinde daha hızlı pişsin istedim. Çok da büyük değildi dilimler.

Haşladım. Bu sefer çatalla ezdim. Sabah yapınca ses olmasın diye. Üzerine iki yemek kaşığı yoğurt, birer yemek kaşığı sıvıyağ ( zeytinyagda olur) ve sirke koydum. Bir yumurta kırdım. Tuz. Kendinize göre ayarlayın. Biraz da karabiber ekledim. Acılık vermedi. Ona göre ekleyin. Ve çörek otu ekledim. Çokça ekledim. 

Hamuru yumuşak tuttum. Bu sefer sert olsun diye uğraşmadım. Biraz yoğurdum. Sonra bol unla açtım. Kestim. Pişirdim. Afiyetle yedik.

Başta da dedim. Yine söylüyorum. Kabağın tadı kesinlikle gelmiyor. Rengi turuncu oluyor sadece.

Kabağın yararlı halinden faydalanmak için bile yenmeli. Sevmeyen insan olan eşim bile bu haliyle anlamadı ve yedi. 

Çocuklarınız benimkiler gibi kabağı tatlı olarak yemeyen çocuklarsa ve hamur işi seviyorlarsa kesinlikle deneyin. 

Yapacaklara afiyet olsun.  


Bu tabağın dolusu kadar çıkıyor bu ölçülerle. 





21 Kasım 2020

Sen Bilmezsin

 


Sen bilmezsin evet. 

Bu keki yeyip çikolatalı sanırsın da aslında içinde ıspanak olduğunu bilmezsin.

Bilemezsin.

Zira tadı hiç gelmiyor. Vanilya yerine koyduğum portakal kabuğu rendesinin o aroması ile çikolatanın uyumu  müthiş. 

Aslında niyetimiz yeşil kurabiye yapmaktı. Ama kalıpsız bu şekilde muffin yapıldığını nette görünce buna döndüm. Çünkü nicedir oğlum küçük kek isteyip duruyordu. Çok sevindi. Daha ne olsun benim için. 

Ispanak ayırdım ama yarın yapabilirsem kurabiyesini de yapacağım. 

Yaşasın ıspanak 

Yaşasın Temel Reis.


😂😂😂




20 Kasım 2020

Karanlık ve Işık

 Bir ışık. 

Küçük ve cılız. 

Karanlık. 

Büyük ve güçlü. Bir o kadar korkutucu.

Kimi bakar ve görür ki,

Işık, sönmek üzere. Karanlığa yenilmiş. Ha söndü sönecek. Tükenmiş. 

Kimisi de şunu görür. 

Işık, karanlığa inat halâ yanmakta. Karanlıkta var olma çabası. Yada karanlığı yok etme. 

Hangisi doğrudur. 

Hangisi güçlüdür ki  bu durumda.

Işık mı kazanır bu savaşı yoksa karanlık mı !?

Yoksa ikisininde tek amacı hayatta kalmak mıdır sadece !?

Peki ışık, içimizdeki o umut olabilir mi.... ?

Içine düştüğümüz derin karanlıkta kalan son umudumuz belki de o ışık. 

Kimimizde sönmeye yakın gibi görünen. 

Kimimizde yeni alev almış bir ışık. 

Ya güçlenecek ya da 

......




17 Kasım 2020

Yeni Yasaklar Geldi Hanım...

 Hadi gözüm aydın. Bir anneme gidiyordum ona da gidemeyeceğim artık. 

Havalar zaten artık soğuk. Ev havalandırması sınırlı oluyor.

Bugünden bahsedeyim birazda.

Akşamdan poğaça yapayım dedim. Sonra sabah yapar sıcak sıcak kahvaltıda yeriz dedim. Sabah kalktım. Aman sonra yaparım öğlen yeriz dedim. Ki neyse bu son oldu. Yaptım yedik sonunda.

Hatta çocuklarla yaptık. Azcık sinir olmuş olabilirim ama iyi geçti bu süreç.  Resmi var ama koymaktan vazgeçtim. 

Sonra iki saat sütçü bekledim nerdeyse. Sonunda geldi. Puding yaptım beğenmedim. Yoğurt yaptım hala olmasını bekliyorum. 

Onlara ayrı sinir oldum. 

Bunların hepsini birde aynı anda yapınca bende devreler yanıyordu az daha. 

Böyle işte. 

Birde bu yasaklar geldi. Hepten moralim bozuldu açıkcası. 

Inanıyorum. 

Buraya neşeli olduğum bir günü de yazacağım. 

Ama sevinçten de ağladığım için yine gözler yaşlı olur o ayrı. 

Hadi görüşürüz. 





15 Kasım 2020

Sadakatsiz Dizisi Eleştirisi Yorumu

 


Sadece kadınlar etkileniyor herhalde bu diziden. Bir onlardan bahsedilmiş. 

Dizide birde karısını aldatan ama bunu sevgiye aşka bağlayan, bir insan iki insanı da aynı anda sevemez mi diyen bir adam var. 

En yakın arkadaşının karısına ahlaksız bir teklifte bulunan bir adam var.

Bunlardan neden söz edilmemiş acaba...

Bu diziyi sadece kadınlar mı izliyor 

Yoksa böyle aptalca şeylere sadece kadınlar mı özenir demek isteniyor...

Benimki de bir kadın gözüyle yorum.

Ha birde kızlarının durumunu öğrendikten sonra sadece bu durumu anlatan olan kadına yüklenip ona verip veriştirmek de ayrı bir zihniyet olsa gerek. 

Yani dizide yanlış çok. 

Ama sonuçta dizi değil mi....  

Yanlışı tek bir  noktada aramamak lazım. 

Diyorum. 

.....

Yorum sizin.





....




10 Kasım 2020

Ürün Değişimi

 Hiç ihtimal vermiyordum ama değiştirdim. 

Günler önce eşim marketten salça almıştı. Bugün açtım. Ve iyiki görmüşüm. Yoksa bir böcek vakası daha yaşayacaktık. 

Kapağının kenarlarında küçük küçük bissürü böcek vardı. 

Direk geri kapadım. Eşimin nereden aldığını biliyordum ama yinede arayıp sordum. Bana bir tavsiyede de bulundu. Sanırım o tavsiyeye uydum diye değiştirdiler.

Gittim. Tamda karşıma marketin yetkilisi çıktı girer girmez. 

Direk yanına gittim. Söyledim derdimi. 

Hemen yenisini verelim dedi bana. Hatta beraber gittik. Ve hatta açıp bakalım mı dedi. Olur dedim. Baktık temizdi. Teşekkür ettim. Çıktım geldim.

Eşim kasaya gitmeden söyle herkesin içinde yapma demişti. Kasada bunu dile getirseydim belki de cidden değişim olmazdı. Fiş yoktu çünkü. 

Böyle bir ürün değişimi de yaptım yaşadım bu ömrümde. 




8 Kasım 2020

Gençliğim Eyvah

 Bu sabah kızımla sabah 9 da ekmek almaya gittik. Ben üşememek için üstüme yelek aldım ilave olarak. Buraya dikkat bu detayı unutmayın  😁

Tam bakkaldan çıkacağız iki kız çocuğu geldi. Yüzleri gülüyor. Neşe içindeler. 

Yaşları 10 - 12 arası tahmini. Üzerlerinde kısa kollu tişört var sadece. Birinin ayağında kısa şort. Diğerinde bol paça penye pantolon. Yazlık yani. 

Peşimizden hızlıca ve yine gülerek çıktılar.  Bizi de geçtiler. 

Bakıyorum arkalarından. 

Biz kat kat giyinmişiz. Onlar yazdan kalma. 

Dedim kendime; 

Kızım kocamışsın sen. 😂😂😂😂







Balkabaklı Pişi

 Masterchef de Barbaros yapmıştı. 

Gerçi onun hamuru cıvıktı. Nasıl yaptığını da tam bilemiyorum. 

Ben sadece hamura balkabağı koymasıyla ilgilendim. Zira niyetim kabağı tatlı olarak yemeyen çocuklara bir şekilde yedirmekti.

Yediler mi

Evet. 

Kabağını vitamini gitmesin diye buharda biraz haşladım. Sonra blendirdan geçirdim. 

Içine yumurta kırdım. Az pulbiber attım. Onu da Barbaros dan duydum tabi. Birde çörek otu attım. 

Kıvamını zor koyulaştırdım. Demek Barbaros ondan cıvık bırakmış. 

Sonuca gelirsek açtım kestim pişirdim. İlkten tuzu az gibi geldi ama sonra normal gelmeye başladı. 

Çocuklar da yedi afiyetle. 

Iyiki çörek otunu koymuşum. Onun o tadı bence yedirdi bana. Yoksa öyle güzel olmamıştı bence. Şansıma çocuklar hamur işi seviyor da yediler. 

Bir daha yapar mıyım 

Yaparım. Ama tadını daha güzel nasıl yaparım onu bulmam lazım. 

Fikriniz var mı 

Deneyen var mı peki...

...




3 Kasım 2020

Fazlası Zarar

 Şu dünyada herşeyin fazlası cidden zarar.

Trt1de de Fazlası Zarar adında bir program başlamış bu sezon.

Bir yarışma ama sosyal mesajda içeriyor. 

Haftanın beş günü ayrı bir yarışmacının evine gidiliyor. Yatak odası, mutfak, salon ve çocuk odası tek tek inceleniyor. Daha doğrusu didik didik ediliyor. Fazla olduğu, kullanılmadığı düşünülen eşyalar toplanıyor. Sonra hep beraber bu eşyaları degerlendiriyorlar. Yani cidden fazla mı yoksa değil mi diye. Tabi son kararı sunucu veriyor. 

Çok izlemiş değilim ama genel itibari ile en çok fazlalık yatak odasından çamaşır olarak, mutfaktan kullanılmayan tabak çanak olarak çıkıyor. 

Bende izledikten sonra düşündüm.

Şöyle bir mutfağıma göz gezdirdim.

Benimde kenarda köşede duran, belki hiç belki de bir kere kullandığım eşya sayısı az değil maalesef. Çoğu evlendiğim sene gelenler yahut benim çeyizle getirdiğim. Kullanırım diye almışım ama elimi bile sürmemişim meselâ. 

Yatak odasında kıyafetlere gelirsek de elbisede fazlam var yarışmaya göre. Saydım da aklıma gelenleri 18e ulaştı sayı. 

Bunlar mutfak eşyası gibi çeyizle gelen de değil. Bir ikisi hariç hepsini almışım. Hala da gözüm vardır yalan yok. 

Giyerim diye her yaz kış dolaba koyduğum kıyafetler de cabası. Eşim içinde aynı. Giymediği giysi çok. Genelde hep aynı şeyleri giyip duruyoruz. Gerisi de böyle olunca cidden fazlalık oluyor.

 Ayakkabılarda öyle. Misal kınamda giydiğim ayakkabı şuan ayağıma olmuyor ne hikmekse. Keza öyle birkaç ayakkabı daha. Öylece duruyorlar. Giydiklerim belli. Yeni hiç almadım bu arada. Ayakkabı eskitemiyorum kolay kolay. Bu hep böyleydi. Olmayana kadar giyerdim. Yoksa yok açıldı yok yırtıldı yaşamadım. 

Bir ara fazla olan kavanozları toplamıştım. Bir kutu çıkmıştı. 

Çocukların oyuncakları desen cidden fazla. Çoğu oğlumda alınanlar. Kız için alınan oyuncak belki 4 yada 5 tir. Büyüdüğünde o da ister bebekler. 

Bir kısmını kaldırdım ama hala oynamadıkları fazlaca ortada duruyor. 

Birde birden aklına düşüyor bir oyuncak. Bulana kadar yakamdan düşmüyor. Gizli yerimi de öğrendiler bu sayede. Ikide bir ordan oyuncak çıkarıp duruyoruz yine. 

Böyle işte. 

Benim listede hayli kabarık. 

Program iyi bir şeye vesile oluyor aslında. 

Insanı düşündürüyor. 

En azından ben düşündüm bu mevzuyu. Düşünmekten öte eyleme geçsem hiç fena olmaz. 

Sizde işler ne alemde.

Var mı fazlası zarar eşyanız evinizde.


2 Kasım 2020

Masterchef Yarışmacıları Tanya

 Uzun bir süredir bi konuda yazmıyordum. 

Tanya elendi. 

Yazalım bir kaç kelâm. 

Sanırım bu hafta ile ya dört oldu yada beş. Üst üste potaya girdi. Hatta son üçe ordan da son ikiye kaldı. 

Şimdiye kadar hep ufak kıl payı kurtarışlar ile sıyırdı gitmekten.

Birinde Berker 

Bir diğeri Didem , Selin. 

Bunlarla son ikiye kaldı. Dediğim gibi şansı yaver gitti bu haftaya kadar geldi.

Ama bence cidden bir şans olayı vardı kadında. 

Misal ilk haftalar kimse kötü yemek yapsa bile onun adını yazmıyordu. Sanki üstünde görünmezlik pelerini vardı. 

Ilk mavi takım kaptanı o oldu meselâ. Gittiği bu hafta da kırmızı takım kaptanıydı. 

Ebru ile çok iyi arkadaş olmuşlar. Ebru o gidince çok kötü oldu. Herşey kurgu dense de o gözyaşları kurgu değildi bana göre. 

Bir Tanya geldi geçti. 

Bakalım haftaya hangi isim gidecek.




1 Kasım 2020

Duvar

 


Bu resmin ardında evimizin, bu akşam kızım tarafından boya ile çizilen duvarı var. 

Aşk var.

Sevgi var.

Emek var.

Laf dinlemez bir minik yaramaz var.


🙃🙃🙃