En son, selam merhaba güle güle demiştim.
İşte şimdi geldim yine.
Okul hayatı nasıl geçiyor diye merak edenlere, varmış gibi, durum raporu vermeye geldim.
Çocuklardan ziyade kendime odaklı olacak bu rapor. Zira bence asıl mevzu analar değil mi canım 😀 çocuk bahane okul şahane.
Değil tabi ki de efenim.
Ben çocuğumu okuldan alır okula bırakırım. Bu kadar.
Ne öğretmen ile ne de diğer veliler ile çok da yüz göz olmaya gerek yok diye düşünüyorum. Bu konuda beni başarı yüzdesini düşüren bir veli olarak gören bir öğretmen var olsa da şu hayatta, hiç umrumda değil. Ki zaten artık hayatımızın içinde değil şükür ki. Hâlâ yaşıyor ve öğretmen kendileri ama. Neyse... Niye andım ki şimdi ben onu.
Gelelim şimdiye.
Çocuklar sabah okula babaları ile gidiyor. Bu konuda rahatım. Çok şükür.
Öğle arası var okulda. Tam olarak belki işkence belki zulüm. Bilemedim ne desem.
12.20 de başlıyor bu ara. Güzel ve sıcak havalarda okulun hemen yanındaki parkta yerlerdi yemeklerini. Ki okulun çoğu öyle yapıyor. Kimse kolay kolay o sıcak havada git gel yapmıyor. Arabası olan yada yakında oturanlar hariç.
Ama hava soğuk ve yağışlı ise ev yolunu tutuyorsun iki küçük çocukla. Havada uçuşan, hadiler, hızlı olunlar, bağırışlar eşliğinde. 😀 Hele yağmur varsa kötü. Hızlı olsalar arkadan pantolon ıslatıyorlar. Yavaş olsa geç kalacaklar. İşte sinir stres yani.
Ama ne var biliyor musunuz, biz gibi kurala uyup okulda yemek yedirmeyen veliler bir yana. İnatla okulda çocuğuna yemek yediren analar var. Bir şekilde giriyor içeri. Hatta bana bile akıl veriyor, çocuğu soğukta neden getirip götürüyormuşum da, okulda yedireymişim.
Ama ne oldu, artık o da giremiyor. Ama başka girenler var tabi hâlâ.
Bu ara kaç dakika bu arada sormadan söyleyeyim, 50 dakika. Git gel zaten 20 dakika gidiyor. Sonra, üstünü çıkar, elini yıka, yemeğini ye, tuvalete git. Aaaa... Bak zaman nasıl da geçiverdi hemen. Sonra diyorlar ki niye bu kadar sinirlisin sen.
Ezelden geç kalmayı seven bir insan olmadım. Çocuklar da geç kalsın istemiyorum. Şükür şimdiye kadar kalmadık. Ama yoruluyor insan, bedenen ve ruhen. Keza çocuklar da.
Sabahçı öğlenci olmaya okulun sayısı yeterli değilmiş ne yazık ki. Halbuki millet te nerelerden geliyor okula. Sınıf mevcutları 30larda. Ama yine de yetersiz imiş.
Birazda gözlemlerimden bahsedeyim.
Bir veli var mesela. Çocuğunun montunu öğle arası elinde getiriyor. Çıkınca giydirip gidiyorlar. Benim anlamadığım, sabah o montu nerde çıkarıyorlar. Ki neden çıkarıyor? Neden okula sokmuyor montu? Neden??? 😂😂 Rengi de açık sarı.
Okulun bahçesine girmek yasak iken, hâlâ ve ısrarla giren veliler var.
Neyse...
Çok mu konuştum...
Hadi görüşürüz bakalım başka bahara kalmadan.
😀😀😀
....
...