Şekil A da görülen bu kalemin
bendeki yeri ayrıdır a dostlar. Yani tip olarak efenim. Resim
alıntı. Hani, tepesinden basmalı bildiğin tükenmez kalemler,
benim elimde bir nevi stres topuna dönüşürler. Boş kaldığım
zamanlarda, bir şey izlerken, nette yazışırken, aç kapa aç
kapa, yaparım.
Bu benim için bir nevi, dediğim gibi
oyun. Stres atma yolum. Ondan çıkan o sesi, nasıl desem, galiba
seviyorum arkadaş. Hoşuma gidiyor. Onunla oynarken başparmağımın
kas yaptığını düşünüyorum. Düşünün artık o derece
sürekli elimde aç kapa yaparım.
Olay bazen kalemin artık bozulmaya başlamasına kadar gider. Ama hiç bir
kalem bozdun mu diye sorsanız, hatırlamıyorum. Bozmadım galiba. Geçen
promosyon kalemle oynuyordum, tekledi arada. İyi yapamamışlar, ben
napayım.
Velhasıl, bu durum, benim ne kadar
hoşuma gitse de, patroncuğumun hoşuna gitmiyor. Adam, çıkan o
sese resmen gıcık oluyor. Bunu bana, 8 sene boyunca birkaç defa
dile getirdi. Bende elimden kalemi bıraktım. Belli bir süre
oyunuma ara verdim. Tıpkı şu an gibi. Akşamda elimdeydi. Adam
artık dayanamadı. Bırak artık, niye oynuyorsun. O sese gıcık
oluyorum, dedi. E mecburen bıraktım.
Stres topumu, bu sabah başka bir
kalemle değiştim. Düğmesiz tükenmez kalem var önümde. Kurşun kalem gibi.
İnanır mısın, parmağım kaşınıyor
sanki, kalemi alıp deli gibi açıp kapamak istiyorum. İstiyorum..
Ama yapmıyorum. Çok iradeli bir insanımdır canım. Ama bu garip
istek neden oluştu bilmiyorum. Bu kadar mı seviyormuşum kalemle
oynamayı, bilemedim.
Var mı sizlerin içinde de bu oyunu
seven..
Oynarken etraftan hain bakışlara
maruz kalan...
Yapma diyen birileri olur mu...
Yalnız değilim değil mi...
:D