30 Kasım 2015

Doğuma Hazırlık Kursu.

Evet, ülkemizde artık doğuma hazırlık kursları veriliyor. Şu an her ilde verilmese de, yagınlaşması için çalışmalar sürüyormuş.
Pilot il seçilen illlerden biri de, benim yaşadığım il olmuş. Oh ne güzel olmuş.

Normal doğum düşünen bir anne adayının gitmesi taraftarıyım. Şahsen, aklımda hep normal doğum yapmak var. Ve bu kurs, beni daha da cesaretlendirdi.
Bu kurslar, devlet hastanelerinde ücretsiz, özel hastanelerde ücretli veriliyor.

Kursun temel amacı, anne adayına normal doğumun, çok normal bir süreç olduğunu anlatmak.
Misal, kaçımız biliyoruz ki, bedenimizin ve bebeğimizin doğumu kendiliğinden gerçekleştirdiğini..
Ve korkunun bu doğal süreci nasılda olumsuz etkilediğini. Öyle ki, acının neredeyse tümü sadece korkudan kaynaklıymış.

Kursta en çok üstünde durulan nokta, nefes egzersizleri oldu. Zira, doğum sürecinde doğru nefes almak ve vermek doğumu oldukça kolaylaştırıyormuş. Ciğerlerden değil de diyaframdan almak lazımmış. Yani ciğerler değil, mideyi şişireceğiz. :)
Kursta ayrıca bebek bakımı, doğru emzirme gibi doğum sonrası içinde bilgiler veriliyor. Hamilelikte olası şeker yüksekliği hakkında da ayrıca bilgi veriliyor.

Kurs 6 hafta sürüyor. Bittiğinde sertifikan bile oluyor. :)
Ben gittim. Çok da memnun kaldım.
İnşaallah kısa sürede tüm illerde verilir.
Ve bir tavsiye. Kursa hamileliğinizin ortalarında gidin. Bence başında gidince bilgiler unutulabilir. Sona doğru giderseniz, sonuna yetişemeyebilirsiniz. Bizde öyle birkaç kişi doğurdu kurs bitmeden.

Normal doğumu düşünen anne adayları, kursa gitmek isterseniz, bulunduğunuz ildeki devlet hastanesine bir sorun. Gidin, görün. Hem size değişiklik olur. Hem insan cidden birşeyler öğreniyor.

Rabbim İnşaallah isteyen herkese normal ve sağlıcakla doğum yapmayı nasip etsin.



16 Kasım 2015

Çocuğa İsim Bulmak ... Zor İşmiş.

Hamile olduğunu öğrenen bir kadın, içinde büyüyen o minik mucizeye, günler ilerledikçe seslenmek için, ya kızım ya oğlum demek ister. Yani istiyormuş. Ben öyle oldum. :)
Cinsiyeti öğrenince sanki herşey tamamlanıyor.
Ama sonra bakıyorsun ki, sadece oğlum, kızım demek de yetmiyor. İlginç.
Bu sefer, ay isim bulayım da ismiyle sesleneyim yavruma, diye istek duyuyorsun.
Amma velakin, bu iş o kadar kolay olmuyor. Bilginize yani.. Hoş, kimisi için kolay oluyor. Te ezelden belirlediği için.
Birde bu isim mevzusuna dalan 3. şahıslar vardır. Ah.. ah... anadan babadan evvel isim bulma derdine düşerler. Hiç düşünmezler ki, bu isim olayı öyle basit bir mevzu değildir. Ama bilmezler işte..
Neyse ki bende öyle dert yok.
Oğluma, oğlum, gülüm, yavrum diyorum. Ama bir isim bulaydık da ismiyle seslenseydim ne iyi olurdu.
Seçeneklerimiz var, yok değil. Ama karar vermedik. Sanırım doğmadan netlik kazanmayacak. Öyle hissediyorum.
Gerçi özellikle babasının seslendiği bir isim var. Ama dediğim gibi net değil. Ben net olmadığı için hala oğlum demeyi seçiyorum.



Ben bu aralar böyle kendimden, oğlumdan bahseder, dururum artık.. :))



11 Kasım 2015

Hayatın Hızı mı.. Yoksa Anlamı mıdır Kısaltmalar... ?!

Sanırım, ilk önce şöyle kocaman, sesli bir merhaba demeliyim. Hem kendime, hem sizlere.
Uyuşukluğumun hakkını layıkıyla verdiğimi düşünüyorum. Zira gelip buralara uğramamamın nedeni çokca bu huyumdur. Afbuyurun.
Tabi başka nedenlerde var. İşi bırakmış olmam mesela. Ev hanımıyım artık. Ve inanır mısınız.. koca gün bana yetmiyor. Öyle çok iş yaptığımdan değil. Sanırım yavaş bir insan olduğumdan. Ve çokca yorulduğumdan. Bir saat iş yapıp, bir saat dinlenmemden dolayıdır. Değil mi... uyuşukluk işte.
Kısaca olay bu. Belki özetle Uyuşuk geldi demeliydim.
Kısaca.
Hatırlıyorum da, ilk telefon aldığım zamanlardı. Kuzenimle mesajlaşıyoruz. Son mesajının sonuna KIB eklemişti.
Ablamla uzun bir süre KIB ne demek diye düşünmüştük. Sonra nasıl çözdük tam hatırlamıyorum. İzletme imkanım olsa, komik videolarda ilk sıraları zorlardık şimdilerde. Ya da o zamanlarda da cahildik, olabilir.
Misal, hala bazı kısaltmaları anlamakta zorluk çekiyorum.
Geçenlerde arkadaşın biri, AEO kısaltmasını kullandı. Ben yine, uzun bir süre bu ne demek diye kafa yordum. Ve sonunda kendim buldum yine. Çok mu safım yoksa çok mu akıllı.. hııı.. ne dersiniz. :))
Giriş konuşmaları uzun olmaz değil mi.. kısa keselim. Ama anlamlı olsun. ;)
Gitmeden diyeceğim bir şey daha var.
Maalesef sadece bir iki aylığına geri dönüş yaptım. Sonrasında uzun bir zorunlu ayrılığımız olacak. Sizlerle ve blogumla.
Neden mi..
Fidanım dediğim blogum yerine büyüyüp, kocaman olmasını izleyeceğim, her dakikamı ona adayacağım, canımdan bir parçam olacak Allahın izniyle.
Yani kaybolmamın tek nedeni uyuşukluğum değil deyip, suçu, içimde tekmeler atan oğluma atmak istiyorum ama kıyamıyorum. :)))

Yani biz geldik. Şimdilik..