Hava soğuk. Bense sahil kenarında
bankta oturmuş, rüzgarla denizin düetini dinliyorum. Bir zaman
sonra bir ses, “ nasılsın” diye seslendi. Cevaben dudaklarımdan
dökülenler: “ iyi değilim.. hiç iyi değilim..”
Sesim kulaklarıma varınca farkettim.
Evet, ben uzun zamandır iyi değildim. Ama hep kendimi iyi bildim.
Çünkü bana kimse “ nasılsın” dememişti ki. Herkes “iyisin”
dedi bana. Çünkü onlar için iyi olmalıydım. Onların istediği
buydu. Yoksa kimse gerçekten nasıl olduğumu sormuyor. Dahası
umursamıyordu bile.
İyi değilim demiştim ama bu olumsuz
cümle bana öyle olumlu gelmişti ki. İçimde nasıl tuttuysam
bunca zaman, dile getirmek ruhuma acayip bir şekilde iyi gelmişti.
Başımı çevirip bu güzel soruyu kim
sordu diye baktım. Kimse yoktu. Diğer yanıma baktım. Orada da
kimse yoktu. Denize baktım. O zaten rüzgarla meşgüldü.
Omzuma bir el dokundu. Arkama baktım.
Arkama bakmak hiç aklıma gelmemişti. Çünkü insanlar hep ya
yanımda oldular ya önümde. Arkamda olup beni destekleyen kimse
olmadı. Bende artık arkama bakmayı bırakmıştım.
O ise tam
arkamda, yıllardır beklediğim o soruyu içtenlikle sormuştu.
O,
sahilde seyyar esnaflık yapan genç bir delikanlı idi. Merakla ve
endişe ile bana bakıyordu. Bu havada burada olmam onun aklına
olmadık şeyler getirmişti. Dahası onun o güzel gözlerinde
kimbilir nasıl görünüyordum ki, aklına onlar gelmişti.
-İyi değilsin anladım. Ama sağlıklı
görünüyorsun. Yani bedenen. Bırak öyle kalsın. Git cafeye sıcak
bir şeyler iç. İçini ısıt. Sonra elbet iyi olmanın yolunu
bulursun.
-Sanırım buldum. Sayende. Her zaman
iyiyim demek insanı daha iyi yapmıyor. Bazen birinin gerçekten
nasılsın demesi, seninde korkmadan çekinmeden iyi değilim,
diyebilmen ne büyük lutufmuş. Asıl iyi olmak kendine dürüst
olmakmış. Sayende bunu anladım. Çok teşekkür ederim.
-Eyvallah.
....
....
....