- Ne dedin?
- Müzik diyorum. Çok ses var diyorum..
- Neee... ?
- Hayy.. Kulağına eşşek arısı girsin.
- Hee... Evet evet. Çok güzel demi?
Bazen benimde içimden geçmiyor değil. Şöyle açayım sevdiğim şarkı çalarken sesini son ses. Sadece onu duysun kulaklarım. Bir rahatlama geliyor sanki insana. Deşarj oluyor. İyi geliyor müzik. Ruha şifa nihayetinde.
Ama devamlı yüksek ses kulağa zararlı. Kalıcı hasarlar bıraktığı ise aşikar.
Duymak çok müthiş bir şey. İnsan duyarak öğreniyor genel olarak. İlk olarak da konuşmayı.
Peki duyma işlevi nasıl gerçekleşiyor biliyor musunuz?Ses, dış kulak tarafından toplanıyor. Dış kulak sesi orta kulağa iletiyor. Orta kulak sesi büyütüyor sonra iç kulağa aktarıyor. İç kulak ise sesi analiz ediyor, kodlıyor, sinirlerle beyne iletiyor.
Bu hassas işleyişde bir aksama işitme kaybıma neden oluyor.
Yüksek seste bu işleyişi en çok etkileyenlerden. İç kulakta bulunan salyangozdan salınan toz üzerindeki hücrelerin ölmesine neden oluyor ses. Bu ölen hücrelerin ise dönüşümü yok. Geri dönüşümü ya da telafisi yok. Sonuç işitme kaybı. Hemde kalıcı olarak.
Antibiyotik ve idrar söktürücülerde işitme kaybına neden oluyormuş.
Yüksek sesli meslek alanlarında çalışanlarda kalıcı işitme kaybı çok görülüyor. Önlem alınmıyor. Bunu yaşayanlardan biride benim babam. Çalıştığı yerde yüksek sese maruz kalmış yıllarca. Şuan işitme kaybı var. Yani gözardı edilmeyecek bir gerçek bu.
Mümkünse ve kulaklarımız hep duysun istiyorsak, müziğin sesini biraz kısacağız. İşyerimizde yüksek sese maruz kalıyorsak önlem almayı ihmal etmeyeceğiz.
Hep güzel sesler duymanız temennisiyle...