O kadar basit değildi.
“anlıyorum” demekle anlamıyordu ki insan. Bir sevinci, mutluluğu bile anlamazken çoğu zaman, acıyı anlamak kolay olmasa gerek.
“kendini benim yerime koy” diyor gözyaşları içinde. Karşısındaki boş gözlerle bakakalıyor öylece. Bir şey diyemiyor bu cevaba. Susuyor. Anlıyor ki, “anlıyorum” demek manasız. Kendini O'nun yerine koymadan anlaşılmaz o acı.
Demesi kadar kolay değil oysa ki kendini başkasının yerine koymak. O'nun acısını, kendi acınmış gibi hissetmek. O yükün altına girmek demesi kadar basit değil. Ne yazık ki...
Herkes anlıyorum der, ama bir nebze dahi anladığı bir şey yoktur. Acı anlaşılacak bir şey değildir zira.
Sabırsızken mutluluğu paylaşırken insan, acısında bir o kadar cimridir. Suskundur. Beklemez kimsenin acısını anlamasını. Anlasalar bile O'nun acısı azalmaz ki.
Çıkarıp acısını ortaya koysa, kim alır? Kim koyar kendini O'nun yerine.
Acı böylesi birşeydir. Sadece senindir o acı. Azaltmakta sana kalmış küllendirerek. Ateşini körükleyip yanmayı seçmek de.
Acıyı anlamak, acı sahibinin yerine kendini koymak kadar zordur.
Sen... Mutluluğu bile anlamazken, acıyı nasıl anlıyorum dersin ki...