Bu ev sahibini kapı dışarı etmek demek, bence.
Bu nasıl açıklanabilir ki ...?
Blogda yorum fazlalığı var da temizlik mi yapıyorsun blogger...
Hayırdır!
....
...
.
Bu ev sahibini kapı dışarı etmek demek, bence.
Bu nasıl açıklanabilir ki ...?
Blogda yorum fazlalığı var da temizlik mi yapıyorsun blogger...
Hayırdır!
....
...
.
En son, selam merhaba güle güle demiştim.
İşte şimdi geldim yine.
Okul hayatı nasıl geçiyor diye merak edenlere, varmış gibi, durum raporu vermeye geldim.
Çocuklardan ziyade kendime odaklı olacak bu rapor. Zira bence asıl mevzu analar değil mi canım 😀 çocuk bahane okul şahane.
Değil tabi ki de efenim.
Ben çocuğumu okuldan alır okula bırakırım. Bu kadar.
Ne öğretmen ile ne de diğer veliler ile çok da yüz göz olmaya gerek yok diye düşünüyorum. Bu konuda beni başarı yüzdesini düşüren bir veli olarak gören bir öğretmen var olsa da şu hayatta, hiç umrumda değil. Ki zaten artık hayatımızın içinde değil şükür ki. Hâlâ yaşıyor ve öğretmen kendileri ama. Neyse... Niye andım ki şimdi ben onu.
Gelelim şimdiye.
Çocuklar sabah okula babaları ile gidiyor. Bu konuda rahatım. Çok şükür.
Öğle arası var okulda. Tam olarak belki işkence belki zulüm. Bilemedim ne desem.
12.20 de başlıyor bu ara. Güzel ve sıcak havalarda okulun hemen yanındaki parkta yerlerdi yemeklerini. Ki okulun çoğu öyle yapıyor. Kimse kolay kolay o sıcak havada git gel yapmıyor. Arabası olan yada yakında oturanlar hariç.
Ama hava soğuk ve yağışlı ise ev yolunu tutuyorsun iki küçük çocukla. Havada uçuşan, hadiler, hızlı olunlar, bağırışlar eşliğinde. 😀 Hele yağmur varsa kötü. Hızlı olsalar arkadan pantolon ıslatıyorlar. Yavaş olsa geç kalacaklar. İşte sinir stres yani.
Ama ne var biliyor musunuz, biz gibi kurala uyup okulda yemek yedirmeyen veliler bir yana. İnatla okulda çocuğuna yemek yediren analar var. Bir şekilde giriyor içeri. Hatta bana bile akıl veriyor, çocuğu soğukta neden getirip götürüyormuşum da, okulda yedireymişim.
Ama ne oldu, artık o da giremiyor. Ama başka girenler var tabi hâlâ.
Bu ara kaç dakika bu arada sormadan söyleyeyim, 50 dakika. Git gel zaten 20 dakika gidiyor. Sonra, üstünü çıkar, elini yıka, yemeğini ye, tuvalete git. Aaaa... Bak zaman nasıl da geçiverdi hemen. Sonra diyorlar ki niye bu kadar sinirlisin sen.
Ezelden geç kalmayı seven bir insan olmadım. Çocuklar da geç kalsın istemiyorum. Şükür şimdiye kadar kalmadık. Ama yoruluyor insan, bedenen ve ruhen. Keza çocuklar da.
Sabahçı öğlenci olmaya okulun sayısı yeterli değilmiş ne yazık ki. Halbuki millet te nerelerden geliyor okula. Sınıf mevcutları 30larda. Ama yine de yetersiz imiş.
Birazda gözlemlerimden bahsedeyim.
Bir veli var mesela. Çocuğunun montunu öğle arası elinde getiriyor. Çıkınca giydirip gidiyorlar. Benim anlamadığım, sabah o montu nerde çıkarıyorlar. Ki neden çıkarıyor? Neden okula sokmuyor montu? Neden??? 😂😂 Rengi de açık sarı.
Okulun bahçesine girmek yasak iken, hâlâ ve ısrarla giren veliler var.
Neyse...
Çok mu konuştum...
Hadi görüşürüz bakalım başka bahara kalmadan.
😀😀😀
....
...
Ne demiş... Niye demiş... Dememiş miydi....
Falan filan işte...
Şişlik ve pıtırcıklar belli oluyor mu ?
Bu duruma sebep ise sadece basit bir yara bandı. Ezelden beri kaşıntı ve pıtırcıklar olurdu ama bu birde şişti. Acayip kaşıntı oluyor. Kaşıdıkça da şişiyor maalesef.
Sanırım bu sefer böyle olması, kullandığım gargaranın yan etkisi. Alerjik reaksiyon yapabilir yazıyordu. Doktor verdi diş etleri için. Diş temizliği yapacak.
Nasıl girdim yazıya bende anlamadım açıkçası.
Challenge beni yordu birde.
Okullar açılıyor. Kızım bu sene bire başladı. O yüzden erken başladık gitmeye.
Bakalım hayırlısı.
Bu kadar.
"Şunu görmeden/ yapmadan ölmek istemem, dediğiniz şey nedir?"
Hiç düşünmedim bu konuyu.
Birkaç konu okudum. Anneler çocuklarını demiş. Ama ben onu bile hiç düşünmedim açıkçası.
Benim düşündüğüm şey çok başka.
Ben ölürsem çocuklarım ne yapar, ne ederler. Bunu düşünürüm hep. Zira küçük bir çocuğun annesinin yerini kimse dolduramaz kolay kolay.
Neyse.
Yok yani öyle bir şey.
"Hangi film? Niçin?"
Derken?...
Soruyu tam anlamadım. Etkileyen film mi yani...
Bu soruya cevabım birden fazla olur. Zira ben çabuk etkilenen bir insanım.
Yıllar önce izlediğim korku filmi yüzünden hâlâ tırsarım. Olmayan şeyler hayal eder olurum. Bak gecenin bu saatinde aklıma düştü yine.
Psikolojik filmler de aklımdan çıkmaz.
Yani hususî şu film desem yalan olur.
Misal daha geçen bir film baktım. Sözde polisiye. Dramın alâsı çıktı. Ben yine aklımdan çıkaramadım filmi birkaç gün.
Özet olarak, bendeki bu bünye etkilenmeye hazır anacığım. 😃 İster gerilim ister korku isterse dram olsun.
Nokta.
Devamı için niyet eyleyelim bir daha.
....
...
...
...
"Koleksiyon yaptığınız bir şey var mı?"
Neden?
😃😃😃 Bu sefer neden sorusunu ben ekliyim dedim. Nedense çoğunda var.
Neden... Niçin... Niye...
😃
Asıl mevzuya dönelim biz.
Şuan yaptığım bir koleksiyon yok.
İlkokulda, minik poşetler olur ya üzerinde o minikliğe yakışır resimler olurdu. Onları pek sever beğenirdim. Onları biriktirip saklamıştım uzunca bir süre.
Koleksiyon denir mi bilmem ama anı defterim var benim üç beş tane. İlkokuldan liseye kadar. Her dönem almışım nerdeyse. Bir ikisini normal defteri kendim süsleyip yapmışım. Hâlâ saklarım onları. Hatta birinde, ilkokulda galiba, Maria resimleri var 🤪😃
Anne olunca da, bir ara ıvır zıvır koleksiyonu yapmışlığım vardı. Yok bu lazım olur, yok şundan ne güzel bu olur şu olur, diye diye baya bir şey biriktirmiştim de sonra dellenip attım hepsini. Yapıp kıymet bilen mi var.... 😃
Başka aklıma gelen yok.
O halde geldik bir yazının daha sonuna.
Devamı için niyet eyleyelim.
....
....
...
....
...
...
"En Beğendiğiniz Mimari Eser? Neden?"
Mimari ile ilgili değilim. Ben evin içine bakarım. Özellikle mutfağa 😃
Ev tadilatı yapılan programları izlemeyi seviyorum. İç mimari oluyor bu yanlış bilmiyorsam.
İnsanlar neler neler yapıyorlar, şaşırıyorum. Mesela onlardan görerek mutfakta lavabonun cam önünde olması gerektiğini öğrendim. Ve ilk fırsatta bunu evimde yaptırmak istiyorum. 😃
Onları izleyip evimi kafamda değiştiriyorum mesela.
Ama şuan şu saatte aklıma hiç bir mimari eser gelmiyor.
O zaman söyleyecek söz kalmadı demektir.
Devamı için niyet eyleyelim.
...
...
...
..
.
"Doğa mı? Şehir mi? Neden?"
Benim bu konuda bir tercihim yok. Ben karma istiyorum 😃
Ben şahsen tamamen doğada yaşayabilecek bir insan değilim. Ben tembelim arkadaş. Yapamam oralarda.
Amaaaa... Seviyorum da.
Şöyle yapalım biz.
Nispeten büyük bir bahçe içinde, büyük değil bak, tek bilemedin hadi iki katlı bir ev. Bahçede ağaçlar. Küçük bir ekip biçtiğin köşe. Yazın oturup vakit geçirebileceğimiz bir masa. Mangal yeri. Çeşmesi. Etrafı kapalı tabi. Doğadasın işte mis gibi. Ama evinde yanı başında. İşte o huzur 😃😃
Benim hayalim bu.
Hatta bu hayalime uygun bir ev satılıktı geçenlerde mahallemizde. Ama kısmet. Ev fiyatları uçmuş diğer şeyler gibi.
Velhasıl kelam benden bu kadar...
Gerisi için tekrar niyet eyleyelim devamı gelsin.
.....
....
....
...
"Kurtulmak isteyip kurtulamadığın alışkanlığın var mıdır?"
Ooo... Oooo....
Kafanı komple değiştirelim deseler gıkım çıkmaz. 😃
Şaka şaka, o kadar da değil. Sevdiğim yanlarıda var canım... Kıyamam ben sana.
Kıyamadıklarım bir yana, kıydıklarıma gelelim biz.
Konuşmam gereken yerde konuşamıyorum ben. Ya o an aklıma gelmiyor kelimeler ya da susmayı seçiyorum. Sonra kendi kendime söylenip sinirlerimi zıplatıyorum yok yere.
Sonrasında kitap okuma alışkanlığı yok bende. Vardı ama yok oldu 😃😃
O yüzden sebep, böyle kitapsız kalamıyorum diyenler bana acayip itici ve sahte geliyor 🤪🤪 Anten çekmiyor bu hususta, belli canım.
En son diyeceğim şu ki, bloguma vakit ayırmamak değiştirmek istediğim bir alışkanlık. Deeptone bu hususta idolüm. Tanıdığım günden beri öyle güzel bir düzeni var ki, hayran olmamak elde değil. Ki nazar değmesin, acayip nazar eden bir insanım. İnsanmışım daha doğrusu. Özellikle çocuklarıma değiyor nazarım. Maşallah da derim ama en başta. Olan da oluyor artık.
Velhasıl kelam, benden bu kadar.
Umalım ve niyet eyleyelim devamı için hep birlikte...
Değil mi...
Devamı gelsin mi ...
Gelsin....
🤪😃😃😃😃
....
...
Veteriner hekim olmak yada olmamak meselesinden başlayalım.
Ablam geçen gün kuşlarından birini yumurta sıkışması yüzünden veterinere götürmüş. Demişler ki, kuş doktoru yok şuan. Yardımcı olmamışlar. Hatta dolaylı yoldan ölür gider demişler çekinmeden. Biraz vicdan diyorum.
...
Bugün piknikte salata yapacakken bıçak almadığımı farkettim. Birinden istemek istedim ama yapmadım yapamadım. Malzemeler domates salatalık ve soğan. Aldım çatalı elime. Salatalık ile başladım işe. Çatalla ufak ufak parçalara ayırdım. Domates zor olur dedim ama o da çatalla gayet iyi parçalara ayrıldı, doğranmış gibi. Sıra geldi soğana. O sert nasıl doğranır çatalla derken aklıma kat kat ayırmak geldi. Çatalla yine kenardan dikine kestirdim. O katı ayırdım aldım. Sonra elimle küçük küçük parçalara ayırdım. Birkaç kat bu şekilde ayırıp parçaladım. Ve işlem tamam. Bıçak kullanmadan salata yaptım. Çocuklar da bende acayip keyif aldık bu işten.
...
Kedi videosu izliyorum bu ara. Ama öyle komik videolar değil. Bakımı ile ilgili olanlardan. Zira içimde kedi sevdası var oluyor gibi ama olmuyor. Yani olmasına izin vermiyorum. Çünkü zor bir iş kedi bakmak. Al onu getir eve, sev, sonra dursun kenarda. Yok kardeşim o öyle değil. Değilmiş. Sevmek elbette en önce olan ama sonrasında onun yemeği var, bakımı var. Temizlik işi var. Uzaktan ne kolay görünüyor halbuki. Aşılama olayı da var birde. Gerçi ben kediyi elime bile alamam ki zaten. Ya korkudan ya da başka bir duygu buna engel. Bilemiyorum. Ama kimse iyice araştırmadan almasın kedi. Benden tavsiye.
....
Bu ara kendimi birde çanta yapmaya adadım. İki tane yaptım. Biri üç kare parçadan. Kullanmadığım çantalardan yaptım. Diğerini kottan yaptım. Dikdörtgen parçadan o da. Bu şekilde yazarak sosyal medyada bulabilirsiniz örnekleri. Üç parçadan oluşan çanta içime sinmedi nedense. Şuan diğerini kullanıyorum. O da tam istediğim gibi olmadı ama kullanıyorum. Yazın geniş çanta iyi. Çocuklar susuyor dışarı çıkınca. Her zaman su almak da masraflı yani. Gerek yok. Yanıma alıyorum. Çanta bu yüzden iyi oldu. Çantalar bunlar. Siz hangisini beğendiniz?
....
Anlayana...
Gün dediğim de özel bir gün değil.
Bildiğin gün. Hani o günlerin bir kısmında altın toplanır ya... Öyle bir gün işte.
Ben hiçbir güne dahil değilim.
Ama arkadaş gününe giderim çağırdıklarında. Zati para miktarı da bana göre çok.
Neyse mevzu bunlar değil.
Mevzu, benim o grubun içinde kendimi yalnız hissediyor olmam. Bunu da çok başka bir misafirliğe gittiğim gün farkettim. Hemde yıllar sonra.
Nasıl mı yalnız hissediyorum?
İki kişi bir köşede konuşuyor. Diğer bir iki kişi de başka bir köşede. Ama kendi aralarında. Aslında bu durumu ilk o grubun içinde bulunduğum gün de anlamıştım. Anlamışım yani ama ilk sefer diye görmezden gelmişim demek.
Zaten aralarında kendime bir yer bulamadım. Bulmak istemedim belki de. Arkadaş çevresi geniş biri değilim ben. Yada arkadaş olmayı beceremiyorum.
Şuan bunlar nereden mi aklıma geldi?
Bu ayın gün tarihini ayarlamaya çalışıyorlar.
Hislerimi yazmak istedim ama yazamadım. Belki de hepten yalnız kalmaktan korkuyorum. Şuan arada görülmez ama incecik bir bağ var gibi.
Varsın öyle kalsın.
Şuan yazarken deşarj oldum galiba.
Daha iyi gibiyim.
......
.....
...
..
Az keyif almak maksadıyla açtığım dizi, bildiğin asabımı bozdu.
Türü galiba komedi ama bence karakomedi olmalı. Bunu da doğru biliyorum herhalde. Aslında komik olmayan bir dizi.
Neden mi?
Zira en sinir olduğum noktası, çocuğun annesine olan tavrı. Aşağılama mı desem, küçük görme mi bilmiyorum. Yani karşısında sanırsın anası değil sevmediği bir arkadaşı var.
Kaynana ve görümce ayrı bir değişik.
Hele bir tanışma olayı vardı. Kadını kimse umursamadı.
Bilmiyorum, belki de gülmek neşelenmek için açtığım dizide bunlara maruz kalmak beni bu kadar sinir etti.
Yani yoksa bunların alası başka dizilerde dolu.
Yada belki biraz kendimi koydum o kadının yerine.
Ay aman bilmiyorum.
Tek bildiğim o kızın annesini küçük görmesi beni acayip rahatsız etti.
Nokta.
.....
...
...
Kafası olmayan bir yazı.
Böyle de yazınca, çok canice oldu gibi.
Yazmak isteyip yazamamak. Yazmamak. Yazıp yazıp silmek.
Keşke hayatta böyle olsa. Yaptığım ama yapmamış olmayı dilediğim şeyleri silebilsem keşke. Yada tam tersi olarak yapamadığım bir şeyi yapabilsem ya...
Nefret ediyorum bu halimden.
Bir bayram daha geçip gitti diyebiliriz. Ömürden günler geçiyor. Yaş olmuş 40.
Bugün bir teyze, üçüncü çocuğu düşünmüyor musun diye sordu. Dedim bu yaştan sonra zor. Ne var yaşında dedi.
Zati o meşhur yaşla gelen hormonlar da geliyor arada bana. Sonra gerçeklerle kendimi tokatlıyorum. Geçiyor.
Şimdilik yeter bu kadar gevezelik.
Herkes mutlu olsun.
Anın tadını çıkarın.
Sonra geri gelmiyor o an...
......
.....
...
..
.
.
.
Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak
Victoria, Seyşeller, 20 Mart, 2023 - En büyük kripto Copy Trade platformu Bitget, IPOR'un spot piyasanın İnovasyon Alanında listeleneceğini duyurdu. Dijital varlık için yatırma hizmetleri 22 Mart 2023 10:00’dan (UTC+3) itibaren sunulacak ve listeleme aynı gün saat 15:00'de (UTC+3) yapılacaktır.
IPOR Protocol, Inter Protocol Over-block Rate (IPOR) endeksini kullanan merkeziyetsiz bir faiz oranı türev borsasıdır. IPOR Endeksi, IPOR AMM, likidite havuzları ve Varlık Yönetimi akıllı sözleşmeleri aracılığıyla saklama kuruluşu olmayan zincir içi faiz oranı swapları sunmaktadır. Protokol, gelişmekte olan DeFi kredi piyasaları için faiz oranı türevleri ve endeksleri de dahil olmak üzere risk yönetimi araçları sağlayarak DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Bu durum istikrarı artırmakta ve sabit gelirli yatırımları geleneksel finans oyuncuları için daha cazip hale getirmektedir.
IPOR ekibinin 2011 yılından bu yana kripto sektöründe yer alan üyeleriyle sahip olduğu engin deneyim, ona önemli avantajlar sağlamaktadır. Üç doktoralı, sabit gelir alanında 20 yılı aşkın deneyime sahip kuantörler, 15 yılı aşkın deneyime sahip kurumsal yazılım geliştiricileri, Cardano'nun danışmanları ve 1inch'in kurucusu yer alıyor. TradFi'deki faiz oranı türev piyasası 450 ila 600 trilyon nominal arasında muazzam bir büyüklüğe sahipken, DeFi'de henüz kullanılmamıştır. IPOR protokolü, TVL'de 40 milyon doların üzerinde bir rakamla ilk 5 türev platform arasında ve Ethereum'da ilk 2 sırada yer almaktadır.
Bitget Yöneticisi Gracy Chen: "Vadeli işlemler ve Copy Trade’de lider bir kripto borsası olarak, ürün tekliflerini genişletmek bu yılki ana stratejimiz. Ayı piyasasında bile, hızla büyüyen spot işlemler piyasamızda daha fazla gelecek vaat eden projeyi desteklemekten mutluluk duyuyoruz ve IPOR'un benzersiz özelliklerinin hem DeFi hem de TradFi oyuncularını çekerek DeFi'yi daha geniş bir kitleye ulaştıracağına inanıyoruz."
Coingecko'ya göre, Bitget'in 24 saatlik işlem hacmi 845 milyon dolar civarında ve tüm spot borsalar arasında 10. sırada yer alıyor. Platform şu anda 529 işlem çifti ile 460'ın üzerinde coin'i desteklemektedir.
Bitget Hakkında
2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider ilk beş kripto para borsası arasındadır. 100'den fazla ülke ve bölgede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren borsa, güvenli, tek noktadan işlem çözümü sunarak kullanıcıların daha akıllı işlem yapmalarına yardımcı olmayı taahhüt eder. Ayrıca, aralarında efsanevi Arjantinli futbolcu Lionel Messi, lider İtalyan futbol takımı Juventus ve resmi eSpor etkinlikleri organizatörü PGL'nin de bulunduğu güvenilir partnerlerle yaptığı işbirlikleri aracılığıyla bireylere kriptoyu benimsemeleri için ilham veriyor. Coingecko’ya göre, Bitget şu anda en iyi 5 vadeli işlem platformu ve en iyi 10 spot işlem platformu arasında yer alıyor.
Daha fazla bilgi için Website | Twitter | Telegram | LinkedIn | Discord
Medya soruları için iletişim: mert.k@bitget.com
Bir boomads advertorial içeriğidir.