30 Aralık 2018

Gülümse


Çekemeyenleri şöyle bir çekelim bakalım.
Gülümseyin 😎


Gülümse gülümse
Güller açsın yüzünde
Gülümse..

Görüşürüz
Iyilesince
Biz yine ailecek hastayız da yine. 😑



16 Aralık 2018

Ailecek Hasta Olmak.

Efenim buralardayım ama ne yazabildim ne de okuyabildim kimseyi.
Oğlumla başlayan hastalık tüm ev halkını sardı.
Grip mi..
Değil.
Kusma bulantı ve ishal.
Bir hafta oldu nerdeyse. Oğlum iyileşme yolunda şükür. Ishali azaldı sulu halden cıvık hale geçti.
Dünden beri ben aynı durumdayım.
Kızım da sanki öyle de çaktırmıyor gibi. Ama onun için  endişelenmiyorum. Anne sütü alıyor. Anne sütü mucizesine inanıyorum.
Babamız da hasta modunda.
Oyyy..
Böyle işte.
Iyi olalım da geleceğim sizleri okumaya.



3 Aralık 2018

Aylardan Aralık

Aklındaki tüm düşünceler silinmiş. Öylece kahvenin üstünde tüten buhara bakıyordu. Kahve sıcak oda soğuktu. Üşüyor muydu.. hayır. Üşümek belki de şuan hissedeceği güzel şeylerden biriydi.
Aylardan aralık. Hava mevsimine yakışır bir şekilde soğuk. Ev soğuk. Soba soğuk. Sobanın yanında dizili odunlar soğuk. Odada sıcak olan iki şey var. Biri kahve. Diğeri de Aysel'in yanan yüreği.
Hala kahvesinden bir yudum almadı. Ama kahve hala sıcağım dercesine buharını tüttürmeye devam ediyor. Hâlbuki artık ilk anki gibi sıcak değil. Yalancı buharlar bunlar. Tıpkı kışın açan güneş misali. Sıcak sanırsın da aldanırsın.
Israrla çalan zilin sesiyle çıkmıştı,  daldığı buharlı yolculuktan. Kupaya dokundu. Soğumuştu. O da dayanamamıştı içerinin soğuk havasına. Sahi niye içmemişti kahvesini. Icmeyecekse neden yapmıştı ki. Alışkanlık... olabilir. Yıllarca kahvesini içmeden çıkmamıştı bu evden. Şimdi ise yapmış ama içmek istemiyordu. Icmeyecekse neden yapmıştı ki... Belki de herşey bir kahve ile eskisi gibi olabilirdi. Olur muydu peki... olmamıştı.
Şimdi kahvede soğuk, oda da soğuktu. Sıcak olan sadece Aysel'in yanan yüreği idi.
Aylardan aralık.
Aysel'in yalnız geçirdiği gün sayısı 32. Yakında aralık bitecek. Yeni bir ay, yeni bir yıl başlayacak. Aysel'in takvimi bitecek. Günleri nasıl sayacak.....



....
U.H.

20 Kasım 2018

Sana Kalbimi Verdim

Kalbim bir patates.
Evet.
Ne olmuş.
Sana kalbimi verdim.
Ister kızart
Ister fırınla
Ister haşla da ye...
Afiyet olsun
😉😎👨‍🍳👩‍🍳





18 Kasım 2018

Yara Izi

Bazı yara izleri derindir. Bir ömür taşırsın o izi. Gönül ister ki sadece bedende kalsın bu izler. Ama bazen bazı yaralar daha derinde izler bırakır. Tam unuttum derken birşey olur, hatırlatır. Kanar hatta belki. Ilk günün acısıyla ağlatır yine belki. Bu tip yaralar keşke hiç olmasa. Anlatamazsın çoğu vakit böylesini.

Ama ben bu yara izimi anlatmaya geldim.
Biraz derin bir giriş oldu, farkındayım.
Parmak az daha gidiyor gibi değil mi?
Bu izin nasıl olduğunu hatırlamasam da olduğu günü ve pansuman için pamuğu iple bağladığımızi hatırlıyorum. Parmağımda iple bağlanmış pamuk, yanımda ablam ev ev dolaşıp annemi arıyorduk. Gitmiş komşuya ama hangisine. 😀

Bu kadar, öncesi ve sonrası yok bu ize dair.
Nasıl kestim bilmiyorum. Annemi bulduk mu bilemiyorum.

Mevzu bundan ibaret.
Izi derin ama derinlerde değil.
Ha bu derinde bir iz yok demek değil elbet. Keşke olmasa. Ama hangimizin yok ki...

Görünmez yaraların izleri daha derindir dedim ama görünür bazı  izlerin,  derinden iki kere iz bıraktığı da yok değildir değil mi...





3 Kasım 2018

Kimse Bilmesin Hayallerini.

Sessiz olmalısın. Çok sessiz.
Kimse duymasın
kimse bilmesin hayallerini.
Neden mi... ?!
Gözlerin ışıldıyor baksana..
Yerinde duramıyorsun heyecandan.
Hemde neden...?
Bir hayalin var diye.
Düşünsene..
Sen kurduğun hayalle bile mutlusun.
Birde gerçekleştiğini düşün.
Ah bak daha çok parladı o gözlerin.
Şimdi...
Dedim ya sana,
Kimse bilmesin hayallerini diye.
Sen beni sakın ciddiye alma.
Haykır dünyaya tüm gücünle.
Haykır hayallerini.
Anlat.
Anlat ki güçlü ol.
Güçlü kal.
Yıkamasınlar seni.
Çünkü senin
Güzel hayallerin var.
Bunu sakın unutma.
Hayaller birgün gerçekleşir umuduyla kurulmaz.
Zira hayaller değildir umutla beslenen.
Hayaldir  umudun ekmek kapısı.








1 Kasım 2018

Ormanya. Doğal Yaşam Parkı.

Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde kurulmuş doğal yaşam alanı. Içinde hayvanat bahçesi, piknik alanı mevcut. Yürüyüş imkanları da sunuyor. Yani haftasonu kaçmak için ideal bir yer. Temiz havası insanı çarpıyor resmen.
Biz çocuk için hayvanları görmeye gittik.
Gerçi daha çok çiftlik havasındaydı. Zira vahşi hayvan yok desem yeridir. Oklu kirpi ve zebra harici. Diğerleri genel olarak at eşek koyun horoz tavuk... gibi çiflik hayvanları idi.
Ama dediğim gibi sadece hayvanat bahçesi değil. Ister yürüyüş yapın ister piknik.
Şimdi de sıra hayvanlarda. :)

Şu mandaların bakışı beni benden aldı resmen. 😀😆













29 Ekim 2018

Karınca Yuva Yapmış.... ?!

Manda yuva yapmış söğüt dalına...
Diye türkü var, bilirsin.
Benim şarkım ise şöyle:
Karınca yuva yapmış hurmaya..
Gördün mü.. oy oyyy... Gördün mü..
Evi de basmış karıncalar...

😂😂😂😂

Işte ilham kaynağım karıncalar ve trabzon hurması




17 Ekim 2018

Yazdığım Öykü Kısa Film Oldu.

Güven Duygusu adlı öyküm bir okuyucum tarafından kısa film olarak çekildi.
Bana da linkini yollamış.
Hoşuma gitti.
Yalnız adım ya da blogumun ismi hiç geçmiyor.
Bu bir yanlış değil mi?
Bu yazdığım öykünün linki
Güven Duygusu.
Bu da filmin.
Ikinci Şans.




9 Ekim 2018

Oscar Bize Misafir Gelmiş.


Ama canım bu Oscar da bizden duymuş olmayın ama biraz yüzsüz 😁😁
Kapıdan kovuyoruz bacadan giriyor eve. Olmaz ki canım. Sen git çöllere. Ne işin var bizim evde.
😁

Evleneli 3 buçuk sene oldu.
Bu gördüğüm 4. kertenkele.
Yakalayıp salıyoruz. Yine geliyorlar.
Artık bizim evde hoşlarına giden ne var bilemiyorum 😁😁

Sizin bildiğiniz birşey var mı?

Kertenkele neden eve girer ?

Gelmemesi için ne yapmak lazım?









30 Eylül 2018

Sirke Sinekleri.


Bu resimde neyin nesi...
Diyenler olabilir.
Bu günlerce tezgahta kalmış bir yarım elma maalesef.
Şimdi günlerce böylece açıkta kalmış bu elmaya acımak lazım aslında ama görüldüğü üzre acınacak bir halde değil. Sadece azcık kararmış.
Yani onu yiyen bize acıyın siz.
Neden mi?
Zira bu elma maalesef doğal değil.
Neden mi?
Birincisi, günlerdir dışarıda kaldı ama çürüme oluşmadı. Hala taş gibi.
Ikincisi de başına sinekler doluşmadı.
Sayın Ibrahım Saraçoğlu nun bahsettiği sirke sinekleri bahsettiğim sinekler.
Doğal olan meyve sebzeye gelen sinekler.
Kendisi evinde aldığı ürünleri böyle test edermiş.
Doğalsa zaten hemen geliyorlarmış meyveye.
Evde beslemek lazım yani 3 5 tane falan. Ki hocanın da dediği gibi anlayalım yediklerimizin kaçı doğal kaçı değil.

Doğal demişken, bunlarda ilk kez olarak denediğim ve yaptığım turşularım. Sırf içine doğal sirke koymak için market market dolandım ama bulamadım. En az 5 markaya denk gelmisimdir ama hepsinde de koruyucu vardı. En son mecburi elması doğal yazan sirkeden aldım da kurdum.
Dün de lahana turşusu kurdum ben.
Bu sene maşaallah ı'm var sanki. 😁
Bakalım başardım mı başaramadım mı göreceğiz.
Bunları kuralı bir hafta oldu yaklaşık. Rüyama bile girdiler. Olmuştur Insaallah. Rüyalar tersine çıkar ya hani... 😁




Geri Dönüşüm.

Birden bire karar verdim aldım bu kutuları. Başladık oğlumla kaplamaya.
Çorap kutusu oldular. Nasıl olmuşlar. :)

Bizimkinin arasına ayraç koydum. Karışmasın.
Eskiden burç içinde duruyorlardı. Sümsük duruyordu onda. Hep gıcık oluyordum. Dolabın birini düzenlerken kaplama kağıdını buldum. Aslında öyle karar verdim. Bizim olan kutu gözümün önünde duruyordu. Çocukların olanları ayakkabılıkdan  ayarladım:)

Geri dönüşüm oldu işte. Iyi oldu iyi.

Bence bunlarda birer geri dönüşüm sayılır.
Sizce de öyle değil mi  :)







22 Eylül 2018

Şarkılı Ormanın Akıllısı.

Ister bana deli deyin.
Ister başka işin mi yok deyin.
Izlerken acayip takılıyorum. Hatta abartırsam sinir de oluyorum diyebilirim.
Izleyenler eminim başlıktan neden bahsettiğimi anladılar.
Akıllı tavşan Momo.
Evet o çizgi film.
Çizgi filmde şarkılı ormanın hayvan sakinleri kendi başlarına hiçbir sorunlarını çözemiyor efenim. Çözemiyorlar.
Beni de benden alan noktada bu zaten.
Örneklersem;
Filin canı sıkılıyor. Kendine uğraş arıyor ama bulamıyor. Bizim akıllı tavşanı arıyor hemen.
Bir diğeri hediyesini kaybediyor. Arıyor bulamıyor. Ne yapıyor peki? ! Tabiki de akıllı tavşanı arıyor.
Güzel kurabiye yapamıyor bir diğeri. Akıllı tavşanı arıyor hemen. Neden acaba yapamıyor bu kurabiyeleri.
Beni gıcık eden bir diğer durum da tavşanın hareketleri efenim.
Hani dizi ve filmlerde yeni polis olmuş kasıntı tipler vardır ya. Elleri belinde. Daha doğrusu silahlarında olur. Bizim bu akıllı tavşanında hareketleri onlara benziyor. Elleri belindeki kemerinde sürekli. Izlerken dikkat etmemiş olanlar. Dikkat etsin bakalım aynı çağrışımı yapacak mı size de.
Evet. Bana gülebilirsiniz tabiki de. Taktığım şey bu. :D
Izleme o zaman diyenlerde olur tabi. Ama oğlum seviyor. Çok sevmiyor ama seviyor.
Ben bir yetişkin olarak belki de fazla beklenti içinde izliyorum. Olabilir. Ama bir çizgi filmde  bu kadar mantıksız olmamalı bana göre.
Aslında takıldığım, izlerken içinde saçmalıklar bulduğum başka çizgi filmlerde var. Yok değil.
Ama buna daha çok taktığım doğrudur.


Sevgiler saygılar bizden

:)






15 Eylül 2018

Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi.

Tavsiye Edilen Son Tüketim Tarihi
T.E.T.T.
Ya da
S.K.T.
Son kullanma tarihi.
Bir ürünü, özellikle gıda türü bir ürünü  alırken bu tarihe hiç bakıyor musunuz?
Içinizde bakmayanlar varsa lütfen baksın. Nerden alıyorsanız alın. Bakmadan almayın.

Yıllar önce mahallemizdeki bakkallardan birinde denk gelmiştim. 3 ü bir arada kahvelerden  alacaktım. Içimden tarihine bakmak gelmişti. Baktığımda son kullanma tarihinin fazlaca geçmiş olduğunu gördüm. Birkaç tanesine baktım hep öyleydi. Söylediğimde bakkalcı, şu an tam hatırlamıyorum ama, rahat rahat birşeyler söylemişti. O günden beridir bakmak huyum oldu diyebilirim.

Yakın zamanda ablam çocuğuma çikolata almıştı. Yine içimden bakmak ihtiyacı duydum. Ki iyiki bakmışım. Yine tarihi geçmişti. Açılmış olduğu halde geri götürdük dükkan sahibi de değiştirdi.

Eşimin kardeşinin de küçük bir marketi var. Bir gün orda da birşeyler alıyoruz. Yine tarihi geçmiş ürüne denk geldim. Hemen hepsini topladı. Aynı gün gelen, aynı  marka başka ürünleri de topladı hemen.
Yani anlıyoruz ki aynı gün gelen ürünlerin tarihleri de aynı oluyor.
Zira aynı sözü yine denk geldiğim mahallemizdeki bakkalcı da dedi. Biz çıkınca gördüm ki hepsini toplamaya başlamıştı.

Şimdi bu konuyu dile getirmemin sebebi var.
Şu sıra nette çok karşıma çıkıyor. Marketler kampanyalarında tarihi geçmiş ya da az kalmış ürünleri satışa sunuyor.
Hatta ablam da bizim burdaki aynı markette denk gelmiş.
Bunun sebebi nedir ben anlam veremiyorum. Böyle ürünlerin iadesi oluyormuş aslında. Denk geldiğim başka bir dükkan sahibi öyle demişti. Iadesi oluyor sıkıntı yok.
Madem öyle neden kampanya ürünlerine tarihi geçmiş ürünleri de katıyorlar anlamak zor.
Zira bu sağlıkla ilgili bir durum.

Özetle diyeceğim Ki, siz siz olun. Nerden olursa olsun aldığınız ürünün mutlaka son kullanma tarihini kontrol edip alın.
Görünen o Ki, kimi satıcı bu durumu önemserken  kimisinin hiç ama hiç umrunda olmuyor.
Sağlığımızı korumak yine bizim elimizde.

Sağlıcakla kalın. :)






11 Eylül 2018

Ahşap Ev


Daldın yine. Kaç kez seslendim.
Ama çok güzel. Değil mi?
Evet. Güzel. Birde senin gözünden bakınca daha güzelleşti.
Eymen dedesinin yanında marangozluk yapmaya başladığından beri ahşaba olan bakışı değişmişti. Ahşap eşyaları hayranlıkla inceliyor nasıl yapıldığını anlamaya ve anlatmaya bayılıyordu.
Hadi gidip yakından bakalım.
Olur mu öyle şey. Başkasının evini gözetlemek olur.
Kimse yok ki. Hem burdan bakınca da aynısı oluyor o zaman. Öyle mi?
Onu demek istemedim. Ne biliyim. Beni ürpertiyor neden bilmiyorum.
Bahane arama. Gel benimle. Tek gidersem dediğin gibi gözetlemiş gibi olurum.
Elmas ikna olmasa da Eymen elinden tutup yürüttü onu.
Eymenin yaklaştıkça heyecanı artıyordu. Detayları yakınlaştıkça ortaya çıkıyordu. Eymende durmadan nasıl yapıldığına dair ya fikir üretiyor ya da anladığı haliyle anlatıyordu.
Kapıya kadar geldik. Verandaya gitmeyeceksin herhalde... !?
Bu nasıl olur?!
Ne.. Ne oldu Eymen?
Baksana bu dedemin yaptığı bir sandalye.
Nereden biliyorsun ki?
Onun yaptığı diyorum. Dedem yaptığı her işe imzasını bırakıyor. Tanıdım.
Diyerek verandadan içeri giren Eymen, sandalyeyi incelemeye başladı.
Evet bak dedemin yaptığı bir sandalye bu. Bu deseni her yaptığı. ..
Derken evin kapısı açılır.
Eymen hızlıca geri kaçarken Elmas geri doğru gayri ihtiyari kaçarken çıktığı iki basamaktan az daha düşüyordu.
Korkuttuysam özür dilerim.
Ragıp evin sahibi idi. Çocuklara izinsiz girdikleri için kızmamıştı.
Elmas ablalık içgüdüsü ile Eymenin yanına gitti kendini toparlayıp.
Asıl siz kusura bakmayın. Kardeşim ahşabı çok sever. Evde kimse yok sanıyorduk. Yani bilseydik tabi izin alırdık.
Eymeni kolundan tutup gitmeye yönelmişti ki
Neden bu güzel evde oturmuyorsunuz? Yaptırdınız yenilendi üstelik. Dışı harika içi de öyledir eminim.
Eymen.... bize ne.. hadi gidelim.
Ragıp ses etmeden sandalyeye oturdu.
Bu sandalyeyi eşim için yaptırmıştım. Hep hayali böyle ahşap bir sallanan sandalyede oturup doğanın tadını çıkarmakmış.
Bir süre sustu. Sanki boğazında bir şey düğümlenmişti.
Ama kısmet değilmiş. Evlendik. Buraya, evimize doğru yola çıktık. Ama gelemedik. Yolda kaza geçirdik.
Tekrar sustu. Ayağa kalktı. Eymen ve Elmas birbirlerine baktılar. 
Eşim kurtulamadı, dedi titreyen sesiyle.
Başınız sağolsun. 
Anladın mı şimdi neden kimse oturmuyor bu güzel evde.
Eymen mahçup olmuştu. Ne diyeceğini bilemedi.
Böyle bir ihtimal aklıma hiç gelmemişti, deyiverdi.
Istersen sandalyeyi alabilirsin.
Sahiden mi
Elmas Eymeni dirseği ile sertçe dürtü.
Olur mu canım öyle şey. Alamayız. Hadi gidiyoruz Eymen.
Biliyorum. Deden artık bu kadar ince işçilik isteyen işler yapamıyor. Bu son yaptığı sandalye.
Siz o bahsettiği adamsınız yani. Dedemi kurtaran kişisiniz.

Bundan 1 buçuk yıl önce Ragıp, o zaman nişanlı olduğu eşi için dedesine sandalye yaptırmaya buralara gelir. Eymen ve Elmasın dedesi civardaki en iyi marangozdur.
Sandalyeyi bitirdiği gün talihsiz bir kaza geçirir. Ragıp eğer o gün gelmemiş olsaymış dedesi kan kaybında ölebilirmiş.
Sandalyeyi çok beğenen ve dedeyi çok seven Ragıp, dedenin de tavsiyesi ile bu kulübeyi alır.
Ama ne yazık ki oturmak kısmet olmaz.


U.H.




4 Eylül 2018

Merhaba Yeşil Kurbağa


Işte orada, diyerek parmağıyla işaret ediyordu. Sesinden halinden belliydi. Heyecanlıydı. Sonra meraklı gözlerle bana baktığını gördüm.
O ne anne?
Direk ne olduğunu söylemek taraftarı değildim. Yere çömeldim aynı boya geldik. Birde onun bakış açısı ile baktım gösterdiği yere.
Neye benziyor ? Acaba ne o ?
Düşünmeye başladı her zamanki gibi. Parmağını çenesinin yanına koyup, buldum, diye bağırdı.
Neymiş bakalım?
O bir kaplumbağa.
Kaplumbağa mı o.. ?
Hı hı
Kurbağa mı yoksa
Eli yine çenesine gitti. Buldum diye bağırdı.
O kurbağa.
Evet o bir kurbağa. Peki kurbağa ne renk ?
Yeşil, diye bağırdı heyecan içinde.
Yaklaşalım mı kurbağaya?
Pek hevesli değil gibiydi. Kurbağa da sanki alındı onun bu tavrına da zıplayarak uzaklaştı biraz daha.
Gitti dedi dudağını büzerek.
Ben hala görüyorum. Orada bak. Çok uzağa gitmemiş yeşil kurbağa.
Gitmemiş olmasına sevinerek yakınlaşmaya karar verdi. Tam bir adım atmıştı ki kurbağa tekrar zıpladı ve ayağının dibine geldi.
Korkarak bana bakıyordu. Güldüm.
Bak o da seninle tanışmaya geldi.
Merhaba yeşil kurbağa.
Vırak dediği an kaçtı geri.
Sonra da kurbağa kaçtı. Hem de ne kaçmak. Zıplayarak hızla uzaklaştı resmen.
Gülümseyerek,  gitti  gitti kurbağa dedi.
Evet gitti.
Güle güle kurbağacık.
Güle güle kurbağacık...














31 Ağustos 2018

Kolay Kek Tarifi

Merhabalar.
Sizlere kek yapımında bir kolaylık sunmaya geldim.
Çoğumuz kekin kabarması ve güzel olması için yumurta ve şekeri iyice çırpmak gerektiğini biliriz.
Ama işin aslı öyle değilmiş.
Zira bir gün, aceleden kek yapmak için tüm sıvıları karıştırmış ve öyle çırpmıştım. Sonuç ne olursa zaten önemli değildi. Oğlumla ben yiyecektik sadece.
Ama sonuç beklentimin çok üzerinde oldu. Kek hem kabardı hem de oldukça lezzetli olmuştu. Ölçüleri de kafama göre ayarlamıştım. Tüm ölçülerde aynı boy ve tip bardağı kullanıyorum.

Şimdi sıra kolay kek tarifinde;

1 su bardağı süt veya yoğurt. Hangisini isterseniz. Hangisi evde varsa farketmez.
1 su bardağı sıvı yağ.
1 su bardağı şeker.
4 yumurta.
Bunları kabımıza alıyoruz.

ve çırpıyoruz.

Görüntü böyle oluyor. Şeker içinde iyice erimiş oluyor.
Sonra bu karışıma;

2 su bardağı un, 1 paket kabartma tozu ve isteğe göre vanilya ekleyip karıştırıyoruz. İsteğe göre kakao da isteğiniz kadar ekleyebilirsiniz. Ben kakaolu yapıyorum. Öyle seviyoruz oğlumla. İçine abartıp damla çikolata da eklenebilir. Ya da başka bir şey. Size kalmış.

Fırının önceden ısınmış olması da durumu değiştirmiyor. Derecesini fırınınıza göre ayarlayın. Zira benim fırın 200 derecede pişiriyor. Isısı biraz düşük yani. Siz 180 ya da 170 de deneyin.

Sonuç bizde hep böyle oluyor.
Defalarca denenmiş bir tariftir.
Şimdiden afiyet olsun.

💗





23 Ağustos 2018

Akrebin Gözleri

Rahmetli Cem Karaca'nin şarkısı vardı değil mi böyle?
Peki sen hiç canlı canlı bir akrep gördün mü ? Yakından hemde baya yakından.


Yalan  yok. Akrepleri daha büyük sanırdım. Baya küçük bir hayvan imiş.
Bu akrep annemlerim evinde ortaya çıktı. Ve ilk kez de değil. Bu galiba 3. yakalanan.
Oturdukları ev bahçeli ve baya eski yapım bir ev.
Eskiden beri oturan başka birileri varmış. Annemler yeni taşındı.
Insan görünce ürküyor değil mi?
Asıl mesele ise akreplerin yuvası evde mi yoksa bahçede mi...
Aslında kurtulmanın yolu deve kuşu yumurtası imiş. Onun kokusundan gelmezlermiş.
Bu bilgiyi tamamen tesadüf eseri bir belgesele denk gelip öğrendim. Tam da akrep mevzusu ortaya çıkmışken. Ama deve kuşu yumurtası nerede satılır ki...
Bu da küçük bir video.
Fonda Akrebin Gözleri şarkısı çalsın:D






9 Ağustos 2018

Çocuk ve Aşı.

Herkese merhaba.
Tüm ilham perilerimle döndüm diyordum ki hepsi kaçtı. Nedense.
Bende şu günlerde gündemde olan aşı meselesini konuşmaya karar verdim.
Sonuçta 2 çocuk annesi olarak bu konunun muhatabı oluyorum.
2 buçuk yaşındaki oğlumun aşı olayı bitti ama 4 aylık kızım için yolun başında sayılırız.
Hal böyle olunca aşı hakkında çıkan haberleri takip etmeye çalışıyorum. Nette çıkan bazı şeyleri de dostlar sayesinde görüyorum.
Misal biri çıkıp demişki, aşılar da o malum hayvanın dna sı var. Ben biliyorum.
Bende diyorum ki bir sen misin vicdan sahibi. Aşı işinde olup içinde ne olduğunu bilen çok sayıda insan vardır. Peki onlar neden susuyor. Bu insanlar bu kadar aşağılık insanlar mı... Ne isterler ki el kadar bebeklerden.
Bugün çıkan haberlere göre  aşı yaptırmayan aile sayısı 20bini geçmiş.
Devlet aşı olmazsa çocuklar ölür diyor.
Başka birileri de çıkıp aşı çocuklara zarar veriyor, genetiğini bozuyor.
Nedendir bilmem bu tip söylemlere başından beri hiç itibar etmedim.
Aklıma gelen tüm bunların bilerek ortaya atılması ve milletin kafasını karıştırarak aşı yaptırmamak. Daha derinlerde kimbilir ne sebepler var. Detaya inerdim de şimdi felaket senaryosu yazmak istemedim.
 Insaallah ben ve benim gibi düşünenler haklı çıkarız.
Insaallah aşı olmayan çocuklar da ileri de herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşmaz.
Onlarda bizde.
Rabbim bağışlasın cümlesini.
O küçük masumların üzerinden kirli oyunlar oynamak. Onların günahına girmek. Rabbim sorar elbet hesabını.
Sağlıcakla kalın.
Sevgiler...





3 Ağustos 2018

Yalnız Bir Gökkuşağı

Umudu tükenmiş şarkıların.
Ya bulutlar.
Bulutlar.
Onlar bile düşüyor kara düşüncelere.
Sonrası..
Sonrası gözyaşı.
Sonrası feryatlar.
Sonrası hep karanlık...
Umudu tükenmiş şarkıların.
Bir kulak ver.
Bir ses.
Ya da bir umut.
Şarkıların umudu tükenmiş.
Çalıyor radyoda.
Bulutlar ağlıyor.
Her yer, herkes kaçıyor
Umudu tükenmiş şarkılardan.
Karanlık bulutlardan...
Sonra.
Sonrası bir sessizlik.
Ve yalnız kalmış
Bir gökkuşağı ...
Umut ve ışık saçan
Ama yalnız bir gökkuşağı.

1 Ağustos 2018

Canım Annem Benim..

Anneliğin özünde ne vardır?
Sevgi ?..
Emek?..
Özveri?..
Sabır?...
Altıncı his?
Eğitim?...
Listeyi uzatabilirim. Aklımda çok şey var doğrusu.
Sevgi dedim ya, sadece çocuğunu sevmekle olmuyor bu iş bence. Onun var olmasındaki en birinci etken kişisi babayı da sevmek gerekiyor. Zira babasına kızgın olduğunuzda, en ufak birşeyde çocuğunuza patlıyorsunuz kızıyorsunuz . Ne yazık ki.

Sevgisiz emek , emeksiz sevgi de olmuyor.

Altıncı his olayı da bambaşka bir şey. Aslında altıncı his de değil, tamamen annelik içgüdüsü yaşanan.
Olacak bir şeyi sezmek.
 Sezmek de değil bilmek. Ama aklıma şuan kakalı bez geliyor sadece. 
Eminim anneler beni bu konuda anladı.

Peki anneliğin özünde olmaması gereken şeyler nedir?
Öfke... Şiddet ... Ayrımcılık. ..
Peki bunlardan tamamen arınmış bir anne olmak mümkün mü...?

Bu soraya vereceğiniz cevaplardan korkuyorum. Hatta ağlıyorum.
Bu ara çok sorguluyorum kendimi. Anneliği başarabiliyor muyum acaba..
Iki çocuğuma da yeterince analık yapabiliyor muyum..
Tam bu düşünceler içindeyken, peki kendime yetebiliyor muyum diye düşünmeye başlıyorum.
Çünkü ben iyi değilken iyi anne olmakta çok zorlanıyorum.

Dipnot düşmeye gerek duydum. Çocuğuma sadece sesimi yükseltiyorum. Öfkelenirim ama şimdiye kadar hiç şiddet ve ayrımcılık yapmadım. Yani sanırım ayrımcılık yapmadım. Bazen küçük olanla ilgilenirken büyüğünün yalnız kaldığını düşünüyorum. Zaten tam o anlarda yetmediğimi düşünüyorum.
Başkaları 2 den fazla çocukla nasıl baş ediyor ki...

Sanırım en önemli detay şu  ;
Sevildiklerini bilmeleri.
Ve güvenmeleri.

Yanlış mı ... ?










30 Temmuz 2018

Hatırlamak

Evin girişinde öylece kaldı. Sonra gözleri duvarda asılı duran fotoğrafa takıldı.  Içeri girip fotoğrafı eline aldı :
- Tuhaf.. Unutmak istediğim her anı şu an zihnimde dörtnala koşturuyor.
Gülümsedi.
-Seni unuttuğum için kızıyor musun bana ?
-Gözlerinde o bakışı görünce kızamıyorum sana.
- Ne bakışı?
Yaklaşıp elini tutuyor karısının.
- Ilk tanıştığımız da baktığın gibi bakıyorsun. Biraz meraklı biraz kızgın. Ama sevgiyle dolu bakışlar.
Zehra sarılıyor sevdiği koca adama. Kocasına. Kocasına koca adam demeyi seviyor Zehra. Kollarında huzuru bulduğu bu koca adamı nasıl oldu da unuttum diye düşünüyor.
Hâlbuki şu an bulundukları, çocukluğunun geçtiği bu evi ve bu evde yaşadıklarını unutmak isterdi hep.
Zehra hiç mutlu olmamıştı bu evde. Anlık mutluluklar yaşamıştı. Gerçekten anlık olmuştu hepsi. Hepsi dediysek birkaç küçük mutluluktu onlar, 15 senenin içinde kaybolup giden...
Gözleri doluyor.
- Gidelim mi... dediğin gibi işe yaramadı buraya gelmek.
- Seni hepten üzdüm galiba.
- Önemli değil koca adam. Hem üzülmedim. Bendeki hüzün sadece. Çoğu insan ben gibi hastalanmasa bile çocukluk anılarının çoğunu unutur. Bense hastalığıma rağmen tek bir anını bile unutmadım. Dedim ya burası unutmak istediğim şeylerle dolu.
Ama işte Allah'ın taktiri ki hepsi taptaze duruyor. Belki bir nedeni vardır. Kimbilir.
Gidelim mi
- Gidelim.
....
Bazen unutmak için herşeyi denersin. Bazen ise hatırlamak için....