Küçük kız, sıkılmış bir ses
tonu ve yüzüne dondurduğu ağlamaklı ifade ile:
-Anne... daha çok bekleyecek miyiz?..
niye bekliyoruz hala?...
Annesi, avucundaki kızının minik
elini parmağıyla okşadı. Derin bir nefes alıp:
-Bekle kızım. Az kaldı.
Kadın, başını diğer yanına
çevirdi. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Eliyle kızına
çaktırmadan sildi yaşları yüzünden. Kızına baktı. Gitmek
için can attığı her halinden belli oluyordu. Eli ayağı
durmuyordu. Biliyordu, kalkıp oyun oynamak istediğini...
Kadının gözleri ağlayan bir kız
çocuğuna çevrildi. Ağlıyor, ağlayıp yaşlar gözünden aktıkça
inatla o yaşları siliyordu. Akıp gitmelerine izin vermeden.
Ağlamak istemiyor gibiydi ama sanki elinde değildi. Akıyordu o
yaşlar. O sildikçe inat eder gibi. Gülümsedi kızın o haline.
Kendini düşündü. Ne zamandır tıpkı o kız çocuğu gibi,
sessizce ve inatla akan yaşlarını kimse görmeden siliyordu.
Küçükken gizlice ağlasa annesi hemen anlardı. Gözleri kızarırdı
hemen. Şimdi kimsecikler ona neden ağladın diye sormuyordu. Kimse
onun ağladığını bilmiyordu. Anlamıyordu. Bu konuda
ustalaştığını düşünüyordu artık. Ya da artık gözlerinden
akanın gözyaşı değilde başka bir şey olduğunu düşünüyordu.
Gerçekten ağlasa, tıpkı küçükken ağladığı gibi, belki biri
gelir de sorar, neden ağladığını. Yaşlar akıyordu gözlerinden
ama o ağladığını düşünmüyordu. Nicedir ağlamamıştı ki...
-Anne.. !
-Efendim.
Kızı ona bakıyordu. O da yüzünü
kızına çevirdi. Göz göze geldiler. Kızı, eliyle annesinin
yüzüne dokundu. Tuttuğu elini, elinden çekti. Annesine sarıldı.
Annesi, aniden sarılmasına biraz şaşırsa da, hemen oda yavrusuna
sarıldı. Kızı annesini yanaklarından öptü.
-Yanakların tuzlu anne.
Gülümsedi kadın kızının bu
lafına. Kızı yine sarıldı boynuna annesinin. Gözleri doldu
kadının. Derin bir nefes aldı. Kızı o an kulağına şöyle
dedi:
-Ağla anne. Sadece yaşlar akmasın
gözlerinden. Ağla.
Sonra yine yanağından öptü
annesini.
Parktaki bankta, anne kız sarılmışlar
birbirlerine. Ve kadın hıçkıra hıçkıra ağlamakta. Tüm gözler
onlara bakıyor. Onlar kimseyi görmüyor. İkisi de yaşadıkları o
anın içinde kaybolmuş gibiler.