30 Temmuz 2018

Hatırlamak

Evin girişinde öylece kaldı. Sonra gözleri duvarda asılı duran fotoğrafa takıldı.  Içeri girip fotoğrafı eline aldı :
- Tuhaf.. Unutmak istediğim her anı şu an zihnimde dörtnala koşturuyor.
Gülümsedi.
-Seni unuttuğum için kızıyor musun bana ?
-Gözlerinde o bakışı görünce kızamıyorum sana.
- Ne bakışı?
Yaklaşıp elini tutuyor karısının.
- Ilk tanıştığımız da baktığın gibi bakıyorsun. Biraz meraklı biraz kızgın. Ama sevgiyle dolu bakışlar.
Zehra sarılıyor sevdiği koca adama. Kocasına. Kocasına koca adam demeyi seviyor Zehra. Kollarında huzuru bulduğu bu koca adamı nasıl oldu da unuttum diye düşünüyor.
Hâlbuki şu an bulundukları, çocukluğunun geçtiği bu evi ve bu evde yaşadıklarını unutmak isterdi hep.
Zehra hiç mutlu olmamıştı bu evde. Anlık mutluluklar yaşamıştı. Gerçekten anlık olmuştu hepsi. Hepsi dediysek birkaç küçük mutluluktu onlar, 15 senenin içinde kaybolup giden...
Gözleri doluyor.
- Gidelim mi... dediğin gibi işe yaramadı buraya gelmek.
- Seni hepten üzdüm galiba.
- Önemli değil koca adam. Hem üzülmedim. Bendeki hüzün sadece. Çoğu insan ben gibi hastalanmasa bile çocukluk anılarının çoğunu unutur. Bense hastalığıma rağmen tek bir anını bile unutmadım. Dedim ya burası unutmak istediğim şeylerle dolu.
Ama işte Allah'ın taktiri ki hepsi taptaze duruyor. Belki bir nedeni vardır. Kimbilir.
Gidelim mi
- Gidelim.
....
Bazen unutmak için herşeyi denersin. Bazen ise hatırlamak için....