Mektup yazayım dedim ama vazgeçtim.
Okusalarda yine anlamayacaklardı. Anlamıyor olmaları tabiki işime
geliyordu. Günlüğüme kilit vurma yahut saklama derdim olmuyordu.
Elyazımı hiçbiri okuyamıyordu. Bu yüzden ardımdan mektup
bırakmak saçma geldi. Birkaç önemli eşyamı alıp çıkacaktım.
Bu gidiş anı bir karardı. Nereye gidecektim bilmiyordum. Ama
gitmeliydim. Gittim de.
Sabah kimse uyanmadan evden ayrıldım.
Otobüs durağına gittim. Oturmuş, otobüs beklerken ayağımın
dibinde yavaş yavaş ilerleyen salyangozu farkettim. Telefonumu
çıkarıp resmini çektim. Sonra başladım onu seyretmeye. O yola
çıkmadan otobüs geldi. Gözüm onda otobüse bindim. Aklım o
küçük salyangozda kalmıştı.
Otobüs, saatin erken olmasına rağmen
kalabalık sayılırdı. Cam kenarı tek kişilik koltuğa denk gelip
oturdum. Yol boyunca camdan etrafı seyrettim. Evimize çok da uzak
olmayan bir sahil piknik alanı varmış, onu farkettim. Dahası
evimiz doğaya çok yakınmış bunu farkettim.
Otobüsün son durağında indim.
Burası çarşının orta yerinde,
şehrin en büyük parkının yanıydı. Bu parka daha önce hiç gelmemiştim. Parkı gezmeye karar verdim. Sabahın bu saatinde kimse yoktu. Telefonumu çıkardım, boş parkın bol bol resmini çektim.
Kulağıma bir ses geldi, resim çekerken. Nereden geldiğini uzun süre bulamadım. Sonunda kaydırağın dibinde, ayağından yaralı kediyi buldum. Yan olarak boydan boya yatıyordu. Ön sağ ayağında derince bir yara vardı. Yerde de kan vardı. Uzun süredir burada olmalıydı ki, yerdeki kan kurumuştu. Gözleri kapalı, hiç hareketsiz öylece yatıyordu. Sesi de çıkmasa öldü diyebilirdim. Elimi uzattım, dokundum. Hiç tepki vermedi. Başını okşadım, yine tepki vermedi. Etrafa baktım. Kimse yoktu. İyice yanına yaklaşıp kediyi kaydırağın altından çektim. Çekerken kalkmaya niyetlendi ama yapamadı. Sesi daha çok çıktı. Canını yakmıştım galiba. Çantamdan yanıma aldığım giysilerden birini çıkardım, yere serdim. Kediyi ona sardım, kucağıma aldım. Hareketlendi, kaçmak istedi, bırakmadım. O da sonra teslim oldu, kaçmaktan vazgeçti. Hatta iniltisi bile kesildi. Kalp atışını hissetmeseydim öldü diye endişelenirdim.
Veteriner yarasına pansuman yaptı. Ağrı kesici iğne yaptı. Yanıma aldığım paranın çoğu ile veterinerin dediği kadar pansuman malzemesi aldım. Çantamdan başka temiz giysimi çıkarıp, dönüşte onunla sardım.
Otobüse binemedim. Taksiye bindim. Eve gittim. Kimse evden ayrıldığımı anlamamıştı bile.
O gün evden, bir daha geri dönmemek kararı ile çıkmıştım. Ama o kedi, beni geri döndürdü. Dahası o salyangoz da.
O kedicikle dertlerimi unutmuştum. Hayata bakışım değişmişti. Doğayı keşfedip, zamanın değerini daha iyi öğrendim. Onun iyileşen yarası ile bende iyileştim.
O kedicikle dertlerimi unutmuştum. Hayata bakışım değişmişti. Doğayı keşfedip, zamanın değerini daha iyi öğrendim. Onun iyileşen yarası ile bende iyileştim.
Boşuna dememisler insani sevmek hayvani sevmekten gecer diye .
YanıtlaSilVe hayatı sevmek özetle.. hayat bunların tümü çünkü. :)
SilHoşgelmişsiniz bu arada.
etrafımızda bize hayatın gerçeklerini apaçık gösteren o kadar çok şey var ki biz bunları çoğu zaman göremiyoruz. ama bazen hayata farklı gözlerden baktığımız zamanlarda farkına varabiliyoruz. aslında belki aynı şeylere bakmışızdır ama görememişizdir. Allah bize hayata karşı farkındalık nasip etsin...
YanıtlaSilAmin..
SilÖyle hayatlar var ki, sen derdine dert demeye utanır oluyorsun..
o konuda kesinlikle haklısın...
SilAllah kimseye dert verip derman arattırmasın.
Siloleeey oleeey döndün bu tür yazılarınaaa :)
YanıtlaSil:)
SilDöndüm de mi.. döneyim artık.. özlemişim. :)
Doğa o kadar güzel sarıp sarmalıyor ki insanı:-)
YanıtlaSilEvet.. hemde doğal reçeteleri ile.. :)
Silgüzel güzel güzel..
YanıtlaSilçok derin yazmışsın
Çok teşekkürler.
SilMutlu ettiniz beni. :)
yaralı kediyle birbirinizin hayatına dokunmuşsunuz.
YanıtlaSilyannız iyice sardıem ben bu lafa bu ara şimdi yazarken bunu farkettim:))
:)
SilKüçük dokunuşlar... ama bir hayat kurtarırlar böyle..
Yalnız bu yazı bir kurgu. Gerçek değil.
Bizim dışımızda öyle dünyalar var ki yeter ki görmek için gözlerimizi açabilelim.
YanıtlaSilEvet, görebilmek önemli.. dahası ibret alabilmek de..
SilNe güzel bir yazı, tebrik ederim. Devamı gelsin lütfen. Kaldırım çiçeği bile çiğnenmek değil, farkedilmek ister. Dahası kaldırım çiçeği koklanmak ister.
YanıtlaSilTeşekkürler. :)
Silİnşaallah gelir..
o küçük çiçekler daha bir güzel oluyorlar bence..
boşver hayalperest hayat kurgu zaten:))
YanıtlaSildoğru :)
Sil