13 Ağustos 2012

Sene 2027.

Mevsimlerden sonbahar. İstanbul yine her zamanki gibi güzel. Cezbedici yine. İyi ki seçimimi ondan yana kullanmışım.
Yatağımda oturmuş, küçük çocuklar gibi, peluş ayıma sarılmışım, yağan yağmur sonrası merhaba diyen gökkuşağını görebilmenin o büyük mutluluğunu yaşıyorum. Dalmışım, gününkü köşe yazımda bu mutluluğu, bu anı anlatabilmeyi düşünüyorum.
Derken usulca yanıma, canımciğerim evladım geliyor. Bu güzelliği daha bi güzelleştiriyor gelmesi. Biri şöyle geçse de öteye, uzaktan, gökkuşağını da dahil ederekten bir resmimizi çekse diye düşünüyorum. Ne güzel olurdu.
...
Canımciğerim evladım şuan okulda.

Birşey ararken, çekmecelerin birinde albüme gözüm takılıyor. Hep severim zati albümlere bakmayı. O geçen günleri anımsamak tuhaf bir sevinç verir. Hep yeniden görmüş gibi olurum.
Kapadokya, Pamukkale ve Ankara gezilerimizden kareler var albümde. Tam gezi albümü yapmışım. Üzerine yazmak lazım bunu. Yeni huyum bu galiba. Herşeyin üstüne ne olduğunu yazıyorum. Yahut zorunluluktur, yaştan dolayı. Neyse.. Şu balonun içindeki resme takılıyorum. O an eşimin gazı ile binmeye karar vermiştim. Zira binhevesle gittiğim o geziden, balona binmeden dönecektim. Korkmuştum. O hallerimi görünce, iyi ki vazgeçmemişim binmişim de gezmişim o göklerde diyorum. İlk fırsatta yinelemek lazım. Ve tabiki diğerlerini de. Bir kere ile insan doymadığını farkediyor. Tattıkça seviyorsun, bildiğin tadı yine tatmak istiyorsun.

Mutfağa geçiyorum, kendime şöyle bol köpüklü kahve yapıyorum. Ve dolaptan çocuğumdan sakladığım bitter çikolatamı da alıyorum. Denedim bir kere, şimdi pek sık yapar oldum bunu. Hiç de sevmem diyordum ya eskiden. Sanırım çikolatanın cezbedici etkisi altındayım. Ya da kahvenin aromasının.

Vakit var, gidip bir dolaşayım. Arabama atlayıp, dolaşıyorum İstanbul sokaklarında. Dilimde en sevdiğim şarkı. Gözlerimi kapatıyorum. Sonra bir ses... Açıyorum gözlerimi.
İşyerinde masabaşında kendimi bu yazıyı yazarken buluyorum.


Not: Evet.. Bir mim daha bitiverir. Bakalım mimin içindeki küçük ayrıntıları kimler farkedecek. Şöyle baktım da herkescikler mimli neredeyse. Bana kimse kalmamış. Peehh.. bahaneye bak. Yalanımı sevsinler. :) :)
Bu arada mimin konusu kendini 15 yıl sonrasında hayal et. :)

10 yorum:

  1. "mevsimlerden sonbahar" diye başlayan yazılar hep hüzünlendirir beni. hoş şimdi öyle olmadı, umutlu bi yazıydı neticede.

    YanıtlaSil
  2. şimdi:)
    bu mimde ben nerdeyim? :):)
    a) Gezi tarafı
    b) Çikolata tarafı
    c)Hepsi....
    :):):)

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir paylaşyımdı doğrusu. Ben de paarşütle atlamıştım orat okula giderken. Belki de böyle bir heyecanı tatmak isteyişimdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç yaşamadım, sadece hayal ediyorum. :) Ama olur mu olur. Belli olmaz..
      Güzel bir deneyim olmuştur size o atlayış.

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. Teşekkürler. :) Hayallerle örülü bir hikaye.

      Sil
  5. güzelmiş geleceğin gelsin o zaman.
    :)

    YanıtlaSil