-Söyle ! ..
-Taş yağar gibi yağmur yağıyor.
Deli gibi rüzgar esiyor. Fırtınanın ortasındayız.
-Şimdi söyle..
Rüzgara karşı dimdik duruyordu.
Kararlıydı. Gülüverdim o haline. O ciddiyetine. Unutuverdim deli
gibi esen rüzgarı, o delice yağan yağmuru. Sonra:
-Seni seviyorum...
Yüzünde anında yumuşama ve
gülümseme. Tek hatırladığım o. O güzel gülüşü kaldı
aklımda.
O fırtınada, kafama isabet eden levha
yüzünden bu hayattan göçüp gittim.
Sevdiğim kadına sevdiğimi söyledim
ve gittim.
O'nu dünyanın en mutlu kadını
yapmışken, dünyasını kararttım.
O akşam, ben az daha bekleseydim,
sevdiğimi söylemeden ölmüş olacaktım.
O akşam, söylemeden gitseydim, ben
değil, sevdiğim kadın ölecekti. Ben söyleyememenin pişmanlığıyla
ömrümü tüketecektim. Tıpkı şu an onun o fırtınada o
ısrarından çok pişman olduğu gibi.
Hayat...Sana dönüşü olmayan bir yol sunar...
Hayat yaptiklarimizla yapamadiklarimiz arasindaki pişmanlık denizi..
YanıtlaSilAynen... yaptıklarımıza duyduğumuz pişmanlıklar mı çok yoksa yapamadıklarımız için olan mı... aslında ne farkeder ki.. pişmanlık kötü.. çok kötü..
SilBir varmış bir yokmuş herşey...
YanıtlaSilKesinlikle.. bir ipin üstünde gibiyiz..
Silaslında sizden daha kelebekli hikayeler bekliyoruz bu aralar :)
YanıtlaSilAnlıyorum ama yazamıyorum... :)
Silbilmiyorum neden..
Öylece kalakaldım
YanıtlaSil:)
Sil''Az daha bekleseydim...''
YanıtlaSilİşte kilit nokta.
1 sn sonrası için ne olacağını hiçbirimizin bilemeyişi...
Evet.. hiç bilemiyoruz.. ama bazı zamanlar biliyormuş gibi davranıp konuşuyoruz.
Silay öykülerini dersli yazılarını özledim :)
YanıtlaSil:)
SilBende yazmayı özledim ama yazamıyorum ki..
Hayat...Sana dönüşü olmayan bir yol sunar...
YanıtlaSildönüşü olmaz bazı şeylerin :(
Bazı şeylerin değil, herşeyin..
Sil