21 Mart 2021

Haftanın Raporu Diyelim

 Şuan bilgisayar başında yazıyorum ama aslında yazmaya çalışıyorum. Zira telefonun klavyesine öyle alışmış, bu klavyeyi neredeyse unutmuşum. Misal noktadan sonra kendiliğinden büyük harf gelmiyor. Ne büyük kayıp. :)

Ya diğer harflere ne demeli peki ? ı, ü gibi harfleri gözüm resmen yok sayıyor. Zira diğer harfleri onlardan daha kolay bulduğumu farkettim. Bu durum iyi mi kötü mü kestiremiyorum. Sizce ? :)) 

Blogumla ilgili yenilik yapmak istiyorum ama yapamıyorum. Yani zihnimdekileri hayata geçirmeye sanırım üşeniyorum. Neden mi....

Blogda bir düzen olsun istiyorum. Misal pazartesi gevezelik günü olsun. Salı öykü günü. O tarz bir rutin oluşturmak gayesi içinde olsam da yapamıyorum. Galiba gerçek olamayacağını hissediyorum. Tutturamayacağım hedefi. O yüzden baştan pes ediyorum resmen. 

Yorum olayı da ayrı mevzu zaten. İnanır mısınız alıştım bu duruma. Kafam rahat resmen. Millet o yüzden yapıyormuş bunu. Ama bazen öyle yorumlar oluyor ki, cevap vermek istiyorum. Yani konuşmak babında. Çünkü bence yorumlarla konuşuyoruz. Diyalog yolumuz bu bizim. Ama işte birileri seninle konuşmak sana derdini anlatmak yerine başkasına anlatınca ip kopuyor. Evet hala ordayım ben. Unutmadım. Hatta konu ile ilgili ayrıntılı bir konu bile yazmak istiyorum. O derece içimde hala.

Neyse...

Salı sütçü geliyor süt alıyorum. Okula başladığımızdan beri kapıda yakalıyorum adamı. B u hafta ya gelmedi ya kaçırdık. Başka yerden aldım süt ama iyi değil. Sütü yoğurt yapıyorum. Bayadır ev yoğurdu yiyoruz. Hatta sert kıvamlı yoğurt yapmaya başladım desem yalan olmaz. 

Birde ne yapıyorum biliyor musunuz? Çıkan suyunu pipetle içiyorum tencereden. Nefes vermeden tabi. Direk içime çekiyorum. Yoğurda birşey olmuyor. Hoş gelen giden olsa yapmam. Aile içinde yediğmiz için yapıyorum. Sonuçta yoğurt süzme yoğurt gibi taş gibi oluyor. :))

Yağmurlu bir haftada okula çocuk götürmek de sıkıntı oluyor. Birde yanında bonus bir çocuk daha olunca daha sıkıntı. Geçenki yağmurda ayakkabısı su aldı okula gidenin. Dedim okulda çıkar, çıkarken tekrar giyersin. İyiki öyle yapmış. Zira ayakkabılar baya ıslak imiş. Bot aldık ama henüz kargo gelmedi. Yarın sabahtan yağmur yağmasa bari.

Artık okula gitmem demeden gidiyor. Alıştı. Gelince ne yaptın diye de sormuyorum.  Kendi bazen birden anlatmaya başlıyor. Hoşuma gidiyor. :)

Küçüğüde bende gideceğim diye ağlamıyor artık. O da alıştı.

Bende sanırım bu kadar uzun yazınca klavyeye alıştım. Daha hızlı yazmaya ve harflere dikkat etmeye görmeye başladım. :)) ah birde yukarı tuşu ile harfleri büyütmek için bastığım tuş yan yana olmasa imiş süper olacakmış. Yanlışlıkla ona basıyorum. Bakıyorum ki yazdığım harf nerde, yok .. :)) işte burda o delice gülen ifade iyi giderdi. Evet ya ben telefondan yazmaya iyi alışmışım. 

Haftanın raporu dedik de genel birşey oldu bu. 

Sizin fikirleri bekliyorum. 

Dahası önemsiyorum. 

;)






10 yorum:

  1. Telefonda yazmak gerçekten çok kolay, özellikle kelime tanıma özelliği çok rahat ama bilgisayarda durum biraz farklı:-) Beni böyle giderse evden kovabilirler:-) Bilgisayar tuşları sert olunca çok ses yapıyor ve ben kendimi kaptırıp çatur çutur yazıyorum:-))

    Ben yorumlara cevap vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Olumsuz yorumlar illa ki olacak yada anlaşmak bazen güç olacaktır. Ama size ve yazılarınıza değer verip yorum insanları cevapsız bırakmamalısınız:-)

    Şimdiden keyifli bir hafta dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Telefon zor yaa :( bir iki denemişliğim var.Klavye en güzeli:)

    O rutin ne güzel olurdu ama ben de oturtamam, mümkün değil. Bazen yazdikca yazası geliyir, konu çeşitliligi çok oluyor, bazen de taşı sıksan suyu bile çıkmıyor,Uzun uzun bekliyor blog olduğu yerde.

    Ne yaparsak yapalım , şehrin sütlerinden taş gibi yoğurt olmuyor, malesef :( artık su mu katıyorlar başka bir şey mi yapıyorlar, bilmiyorum.

    YanıtlaSil
  3. Telefondan blog yazmayı da yorum yazmayı da hiç sevmiyorum. Hem bu yeni arayüzle telefon işi tehlikeli, söyleyeyim. Büyük ekran, büyük tuşlar gerek bize. Sen bit kadar telefonla iyi yürütmüşsün işi aslında:)
    Blogunu ben böyle yorumsuz sevmiyorum, açık söyleyeyim. En az 8 yıldır geldiğim bir blog. Bu halde gördüğümde aklıma hemen sebebi geliyor, bilesin:)
    Eh, çocukları büyüttün. Okula bile gidiyor teki. Epey bir ara vermiştin, o arayı kapat bence. Pazartesi, salı, perşembe diye düzene sokma işi güzelmiş. Başlat bakalım. Belki hoşuna gider, gerisi gelir:) De haydi:))

    YanıtlaSil
  4. Telefonda yazamayanlardanım. Şöyle geniş geniş ekran karşısında yazmayı seviyorum:)
    Yoğurdun suyunu pipetle değil:)) ama her gün kaşık kaşık alırım ki iyice sert hale gelsin..

    YanıtlaSil
  5. Hem telefondan hem bilgisayardan yazarım. Bilgisayar daha kolay geliyor tabii.
    Yorum konusuna gelirsek yorumuma cevap gelmezse umursanmadığımı düşünüyorum. O yüzden bana gelen yorumlara da muhakkak cevap yazarım.

    YanıtlaSil
  6. Benim gözler de nanay olduğundan bilgisyarda hiç rahat edemiyorum. Yazarken gözlüğü çıkart okurken tak falan sinir ediyor.

    YanıtlaSil
  7. Ben de telefondan hiç yazmadım yani girişimim oldu ama sayfa aşağı gitmediği için uğraşmadım bıraktım bilgisayardan devam :) Aslında nerede yazarsak oraya alışıyoruz bir süre sonra :)
    Yağmurlu bir haftayı geride bırakıyoruz derken haftanın ortasına doğru daha soğuk bir hava geliyormuş :)
    Blogla ilgili geliştirme konusuna gelince bende sizin gibi düşünüyorum paylaştığım şeylerin günü olsun diye ama bir türlü düzene sokamıyorum çünkü yoğunluktan bazen yazamıyorum... Ama yine de blogla ilgili güzel fikirleri uygulamaya çalışmak gerek yavaş yavaş da olsa :)
    Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  8. Ben bilgisayarı tercih ederim. 2 elimi de kullanıyorum rahat ve hızlı.

    YanıtlaSil
  9. Ne zaman bir rutin tutturmaya çalışsam çuvallıyorum. Bence sıkma kendini. Yaz, biz okuruz :) Yoğurt olayına da çok özendim ama :)

    YanıtlaSil
  10. telden hiç yazmadım bloga yazı, yorum da yapmadım, telden sadece yorum onaylıyom :) yorumlara yanıt verirsin yine ilerde zaman geçince biraz :) rutin zor senin durumunda :)

    YanıtlaSil