Bugün 19 Nisan.
Günün anlam ve önemi var sayın okuyucu.
Zira bundan 6 sene evvel, 19 Nisan 2015 de, saat 14buçuk sıralarında belediye başkanının sorduğu o mühim soruya, evet demiş bulunduk biz.
😂😂
Amma uzattım lafı değil mi?
Evlilik yıldönümü de, geç.
Ama olmaz. Çene çalma modundayım şuan. Tam başlığa uygun mod. Yaşasın.
6 yıl. Kimine çok kimine az bir zaman dilimi. Bana göre biraz çok biraz az gibi geliyor. Şöyle bir düşününce ne çabuk geçmiş. Sanki kısa bir zamanmış gibi. Ama değil. Koca bir 6 yıl geçmiş diyorsun sonra.
Neler yaşanmadı ki bu yıllar içinde. En başta ve en mühimi de iki çocuk sahibi olduk. Eş durumundan anne babaya terfi oldu bu zaman içinde. Az birşey değil zira bu. Rabbim cümlesini korusun. İsteyene de hayırlısıyla sağlıcakla nasip etsin.
Şu sıralar kızımla ilgili başım dumanlı. Detaya girmek istemiyorum. O iyi merak etmeyin. Sadece sanırım herhalde galiba benim anneliğimi kendince sorguluyor. Sabrımın sınırları ne kadar, merak ettiği de aşikar ne yazık ki. Geçecek İnşaallah bu günlerde. Sabır lazım bana o kadar.
Ramazanın ilk haftası bitti bile. Ben ise bu haftayı yine boş geçirdim.
Turşunun birini açtım ama yiyemedik. Zira bir acılık tat vardı. Sanırım karnabaharın kendisi acı idi. Ona ayrı üzüldüm. Morlahanayı daha açmadım. Bir yanım onunda olmamasından korkuyor galiba. Hep unutuyorum.
Unutmak demişken, aklıma taktığım bir mevzu varsa unutkanlık oluyor bende. Bildiğin iki saniye öncesini unutuyorum. Kalıyorum öyle, ben ne yapacaktım, niye buraya geldim, niye dolabın kapağını açtım gibi basit ve anlık soruların yanıtı olmuyor. Bazen çabuk hatırlıyorum bazen uzun sürüyor hatırlamak.
Nette eski kazaklardan yolluk yapılıyordu. Aslında aklımda onlardan kendime uzun ve cepli hırka yapmak da var ama yolluk da yapabilirim. Zira girişteki halı beni deli ediyor. Tam eziyetlik tam. Öyle bir yapısı var ki üzerinde kıl tabakası oluşuyor. Süpürmek bile kafi gelmiyor. Kan ter içinde kalıyorum onu süpürürken. Onu kaldırmak ve bir daha sermemek istiyorum. Parke süpürüp silmek onu temizlemekten kat kat kolay olur.
Vakaların artmasından, hastalıktan dolayı bayadır anneme de gidemedim. Gittiğim tek yere de gidememek moralimi bozuyor. Ona ayrı üzülüp kafamı takıyorum. Ev kuşu olan ben bile bunaldım. Herkesten uzağa gitmek. Hiçbirşey düşünmeden saatlerce tek başıma kalmak istiyorum.
Egsersiz yapmayı bırakalı aylar oldu. Hep istiyorum yapmayı ama o gücü bulamıyorum kendimde. Iki hareket yapsam, sanki yorgunluktan gebereceğim ve öylece yığılıp kalacağım olduğum yere. Öyle zor böylesi saçma bir moddayım egsersize karşı. Oysa durum böyle olmayacak biliyorum. Ama yapamıyorum işte. Şu göbekten kurtulacaktım oysa....
Neyse..
Bu düşük mod halinden bahsetmek bile moralimi düşürüyor ne yazık ki.
En iyisi burda bitirmek.
Sanırım aklımdakileri yazdım. Kalanlar varsa da şansına küssün artık.
....
.....