25 Eylül 2012

Kimlik Değil, Sensin Boru Olan..


Bugün ikidir sinirlerim zıpladı.
İlk olarak evrak için gelen bayanın yanında gelen bayanın küçük çocuğu, anasının yanında sebille oynamaya başladı. Suyu açıp açıp boşa akıtıyor. Yerleri ıslatıyor. En uyuz olduğum şeylerden biridir, ıslak yer. Zira kayıp düşme fobisine sahibim. Ayrıca da sonrasında onu temizlemek bana düşüyor kadın, sana değil. Bi sahip çık çocuğuna. İnsanı dellendirme, sonra laf söyleyince asabi biz oluyoruz. Hayret bi şey..
Twitterda da belirttim ama şimdi o tiviti okuyanlar kesin beni çocuk düşmanı görüyordur. Ee napıyım 140lık sınır dahilinde özetle öyle ifade ettim hislerimi. ( Merak edenler -başka nelerdeyim- başlığından twitter adresime ulaşsın sondan bi önceki tivitimi okusun, bi zahmet. Bakın ben ne zahmetle anlattım. Bi kopyala/yapıştır yapsam daha kolaydı yahuu.)

Sonrasında beni dahada dellendiren ama nihayetinde susarak kendimi sakinleştirdiğim bir olayı aktarayım.
Adam içeri girdi, selamını verdi. Şu evrak lazım bana, dedi. Şu dedi tutanak, şu resim, bu da ahanda kimliğim. Eşi için evrak istiyor beyefendi. Ama istediği evrağı eşinin bizzat gelerek alması lazım. Kural bu. Eşini soruyorum. Burda değil, olduğu yerde lazım bu evrak diyor. Bende gayet sakin olarak, ama olmaz ki diyorum. Eşiniz olmalı, imzası lazım. Ya ne olacak atarım ben onun yerine. Sıkıntı yok, sen ver, vereceğim yerle konuştum, diyor ve cebinden polis kimliğini çıkarıyor, beyefendi. Polismiş, verecekmişim. Bende polis olmanız farketmez dedim. Evet dedim. Ve adam kudurdu desem abartmış olurum ama sinirleri zıpladı resmen. Baştaki o sakin adam gitti, yerine başka bi adam geldi. Neymiş, o kimlik boşuna mı veriliyormuş. Herkese mi veriliyormuş da güvenmiyormuşum Ona. Vereceği yer güvenmiş de, ben kimmişim, tarzı laf etti en son. Bende bize öyle diyorlar, size öyle diyorlar dedim, nasıl oluyor bu iş anlamadım dedim. Sinirlerime hakim olmaya çalışarak. Sonra ekrana döndüm, kayıtlara baktım falan, maksat zaman kazanmaktı, sinirlerimin oturması için. Sonra telefonla patronu aradım. Dedim böyle böyle, telefona istedi adamı. Konuştular falan. Sonra patron anladı ki yüzyüze konuşmadan olmayacak iş, geliyorum bekle demiş.
Gelmeden de evrağı vereceği yeri aramış, yetkili ile görüşmüş bizim patron. Arıza adam belli, önceden tadaritli geldi adamda. Yetkili sen gerekli gördüğün imza ve evrak fotokopilerini al, yolla bize demiş.
Şimdi arada bakıyorum. Vermemişler adama. Yani utanmadan birde yalan söylüyor.
Polisim herşeyi yaparım, ederim edalarında gezen insanlara nefret duyuyorum. Kıl oluyorum. Sinir oluyorum. Böyle tipleri yürüyüşünden bile tanımanız mümkün. O kıllıkları akıyor her hareketlerinden. Polis olmuş da ne olmuş. İnsanlık yok zerre kadar. Asıl seni nasıl polis yaptılar çok merak içindeyim.
Böyle polisliklerini her işte öne sürüp herşeyin, herkesin emirlerine amade olacağını sananlar yüzünden mi yoksa böylelerine bu hakkı, bu cesareti veren bizlerin yüzünden mi olduk biz böyle.. Ve böylelerine katlanmak zorunda kalıyoruz. Bilemiyorum..


            

8 yorum:

  1. çocuklar akıllı uslu olsun canımı yesin ama yok illa bi şeyleri elleyecekler, döküp kıracaklar. tamam çocuk bu ellesin, oynasın ama kendi evinde. dışarda akıllı uslu otursun bi köşede. çok mu şey istiyoruz :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır.. Çok şey istemiyoruz. Kesinlikle katılıyorum. Tamam iyi hoş sevimliler ama inanın çekilmiyorlar yani. :D
      Geçen biri geldi yine çocuğu ile. Çocuk aldı kaşeyi, masaya basıyor. İş işten geçtikten sonra algıladım durumu. Masanın içine etmişti. Ama neyse ki mürekkep kolanya ile çıktı çabucak. :)

      Sil
  2. Zamanında verilen cesaret diyelim kısaca. Bazı insanlar makamları dolayısıyla hep üstün görüldü bizim memlekette. Bazı yerlerde hala öyle.
    Senin başlık cuk oturmuş, olayı özetlemiş aslında:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısınız. Tamam, polislik saygı duyulacak bir meslektir. Kolay değildir. De, sende kendini dünyanın hükümdarı gibi görme, bi zahmet.
      Ve aslında bu durumu karşılıklı abartanlarda baya çok. Ve sonucu böyle yapanlarda onlar. :)
      :) :)

      Sil
  3. aklıma levent kırcanın sarhos tıplemesı geldı bıde fıkra geldı hanı denıo ya sen benım kım olduğumu bılıyor musun?:) baslık harıka olmus baslıktanda aklıma bı reklam geldı 'tut sunun ucunu doseyelım abı,hıc bısey olmaz fırat boru bu abı':))))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Evet, bi ara o moda yakındı, kesinlikle.
      Benimde aklıma başka boru reklamı geldi. :D Boru boruyu çekiyor.

      Sil
  4. üfff. umarım bir gün insanlarla yüzyüze iletişimde olmayacağın bi işe geçersin.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir iş var mıki ? :D
      Heryerde illa bir şekilde iletişimde oluyorsun. En iyisi evde oturmak, evdekilerle muhatap olmak. En azından rahatça bağırırsın, içinde kalmaz. :) :)

      Sil