Kapının önüne gelene kadar, o kadar
kendinden emin ve korkusuzdu ki. Kapının koluna eli değer değmez,
sanki her şey bitti. Korku ve heyecan tüm bedenini sardı. Eliyle
kolu tutuyordu ama açamıyordu. Adeta kitlendi kaldı. Bir yanı “
hadi aç..” diye çılgınca bağırırken, diğer yanı açmaması
için sanki elini tutuyordu.
Günlerdir bu kapının ardında ne
olduğunu merak ediyordu. Bu eve gelin geldiği gün, kaynanasının
ve dahası kocasının dediği ilk şey, o kapıdan uzak durması,
oldu. Hizmetliyi ve kaynanasını buradan çıkarken birkaç kez
görmüştü. Kocasını ise girerken görmüştü. Saatlerce içeride
kaldığını biliyordu. Zaten merakını kamçılayan bu durum
olmuştu. İçeride ne vardı da, kocası saatlerce çıkmamıştı
oradan. Neden kendisi giremiyordu. Neden ona yasaktı. Kendisi de
artık bu evin bireyi değil miydi? Neydi bu gizem?
Kalbi deliler gibi atıyordu. Buraya
kadar gelmişti. Ve son kararı, bu kapının ardındakini görmeden
gitmemekti. Kapıyı tutan dona kalmış eline güç geldi ve kolu
hızlıca çevirdi. Kapıyı bıraktı ve kapı ardına kadar
sessizce açıldı. İçeride, camın önünde oturan bir adam vardı.
Kapı açılınca ona doğru baktı. Gülümsüyordu. Eliyle içeri buyur etti. Kimdi bu adam? Neden bu odada yaşıyordu. Neden ondan gizlemişlerdi. Ya gizli bir hastalığı varsa.. ya da... korkusu birden bambaşka bir hal aldı. İçeride ne bulacağından korkarken, şimdi bulduğu şeyden korkmaya başlamıştı. Kapının önünde öylece, içeride ona gülümseyen o adama bakakalmıştı.
-Kızım hadi, açtın kapıyı, içeri niye girmiyorsun? Cesaretin bu kadar mıydı? ...
Bunları söyleyen, odanın diğer ucundan çıkan kaynanası idi. Camın kenarında oturan adam da kalktı. Sakalını çekip çıkardı. Gözlerine inanamadı kadın. Bu da eşi idi.
Bir eşine, bir de kaynanasına bakıyordu. Gözleri karardı sanki bir an. Düşecek gibi oldu. Kapıya tutundu. Eşi geldi yanına. Kolundan tutup, onu sandalyeye oturttu. Camın kenarında duran suyu ona içirdi.
- Su lazım olur demiştim anne.
Ana oğul gülüşüyordu. O ise hala olayın şokunda idi.
-Kızım hadi, açtın kapıyı, içeri niye girmiyorsun? Cesaretin bu kadar mıydı? ...
Bunları söyleyen, odanın diğer ucundan çıkan kaynanası idi. Camın kenarında oturan adam da kalktı. Sakalını çekip çıkardı. Gözlerine inanamadı kadın. Bu da eşi idi.
Bir eşine, bir de kaynanasına bakıyordu. Gözleri karardı sanki bir an. Düşecek gibi oldu. Kapıya tutundu. Eşi geldi yanına. Kolundan tutup, onu sandalyeye oturttu. Camın kenarında duran suyu ona içirdi.
- Su lazım olur demiştim anne.
Ana oğul gülüşüyordu. O ise hala olayın şokunda idi.
Topla bavulunu kalk evine git.
YanıtlaSilBu ne yaw...
Nasıl çalışıyor bu insanların kafası böyle...
tövbe... tövbe...
:D
SilDe mi ya...
Bu nasıl iş böyle..
Niye öyle yapmış onlar, psikopatlar mı:-) Devam bölümünü bekliyorum ben, bu en heyecanlı yerinde kesilmiş, saymam:-)
YanıtlaSil:D
SilDevamı yok..
Heyecanlı sonları sevdiğimi söylemiştim. Aslında bu yazının sonu tamamen süpriz oldu. Aklıma son anda geliverdi. Yoksa çok başka bitecekti.
Ama böylesi güzel oldu galiba. :) :)
kadına oyun yapmışlar benceeeee :)
YanıtlaSil:)
SilÖyle görünüyor.
Ay manyaklık ya denemek içinde böyle yapılmaz ki :)
YanıtlaSilİşte insanın başına ne gelirse meraktan geliyo :)
:D
SilDeğişik insanlar değişik. :)