17 Haziran 2011

Karne Heyecanı

Bugün karne günü. Heyecanlar dorukta. Çocukların bu heyecanına katılan velilerde az değiller.
Benim karne günlerim geldi aklıma. Çok da heyecanlı olduğumu hiç anımsamıyorum. Ne de olsa karnemde süpriz birşey olmazdı. Hepsi 5 (beş) olurdu da söylemesi ayıp olmasın. İlkokulda tabi. Ortaokulda öyle diyebilirim. Belki arada 4'ler çıkmıştır. Yada bir tanecik 3. Liseye kadar böyle gitti. Çalışkan bir öğrenciydim dememe luzüm kalmadı herhalde.
Etkinliklere katılırdım. Bayramlarda seyranlarda şiirler okurdum. Şimdi olsa okumayazdım herhalde. Çocukluk işte. Bir de teşfik eden olunca insan yapıyormuş demek ki. Yada küçükken kendime güvenim daha mı fazla imiş ne?
İlkokul mezuniyet programında sahneye bile çıktım. Derler ya hiç sahne tozu yuttun mu diye? Evet ben yuttum o tozu.  Gerçi o sahne heyecanından çok aklımda o gün için kalan elbisemle alakalı yapılan şakalardı. Hainler.

Ben ilkokulu iki ayrı okulda okudum. Tüm bu anlattıklarımı da 4 ve 5. sınıfa giderken yaşadım. Okulumuz sosyal aktivitelere önem veren bir okuldu. Basket takımı vardı. Biz o maçlara giderdik okulca. Okula tiyatro bile gelmiş ve ben ilk tiyatromu bu sayede izlemiş oldum. 23 Nisanlarda özel etkinliklerimiz olurdu. Bando takımımız gibi.

Bu okul Huriye Pak İlköğretim Okulu.
Bu okulda ayrıca çok değerli bir de öğretmen kazandım ben. Bize öğrettikleri değerli bilgiler hayatımın büyük bir kısmında bana rehber olmuştur.

Okul seçerken bu sebeple özenli olmak gerekiyor. Her ne kadar şu an sistem değişmiş olsa da. Sizin çocuğunuzun okulu oturduğunuz yere göre belirlendiği için bu deteyı ev alırken yada kiralarken göz önünde tutmak gerek diye düşünüyorum.

Bir de lise tarafı var. Lise başkadır karne günlerinde. Alınan karne de başka değer taşır. Hem çocuk hem ailesi için. Eğitime önem veren aileler için en azından. Üniversite için basamak ve hazırlık sürecidir lise.
Şahsen lisede de çalışkanlığımı sürdüren bir öğrenciydim. Öğrencinin başarısı öğretmenin başarısı ile orantılıdır. Çocuk her ne kadar çalışkan ve zeki olsa da karşısında ona hiçbirşey öğretmeyi beceremeyen bir öğretmeni varsa kazanacağı şey de olmaz.

Lise de benimde karşıma böyle biri çıktı. Öğretmen demek  inanın hiç içimden gelmiyor ona. Zira onun için birşeyler öğretmek lazımdır. Bizse ondan sadece kopya çekmeyi öğrendik sağolsun. Okul hayatımın ilklerini yaşattı bana. İlk kopyalar ve notlarıma ve karneme gelen ilk ve tek 1(bir) notu.
O karnemi ağlayarak parçalamıştım okulda. Ailem birşey dememişti karnemin yokluğuna. İkinci dönem o notu 2 yapmıştı sağolsun. Beni matematikten soğutan kişidir aynı zamanda.
Ama tuttum muhasebe okudum o ayrı.

Şimdi yeğenim var. O da bu sene 3.kez karne heyecanı yaşayacak. 3. sınıfa geçecek. Hediye almak lazım şimdi. ne yapalım alıştıkdık artık çocuğu. Kurban olsun ona teyzesi. Her ne kadar sert bir teyze olsam da.
Zaman ne çabuk geçiyor. Onlar büyüyor biz yaşlanıyoruz.
Bakalım ben kendi çocuğumun karne heyecanına ortak olacak mıyım? Kısmet...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder