23 Eylül 2011

Çağrı Merkezlerinin Yan Etkileri

Teknoloji ilerliyor ama biz vatandaşların çilesi bitmiyor. Herşey elektronik ortamda nerdeyse. Bir canlı insana derdini anlatmak demek işin yarısı bitti demek.
Çünkü karşımıza hep mekanik insan sesi çıkıyor. Ne sabrı var nede insan halinden anlıyor. Bi saniye geç kal bir tuşa basmak için hoppp geri baştan işlemi tekrarla.
Ve aralarda dinletilen müzikler.



İngiltere yine bir araştırma yapmış. Bu araştırmaya göre çağrı merkezlerinde beklemek insanın ömrünü yiyip bitiriyormuş. Sinir, stres ve başağrısı yaptığı kanıtlanmış bu araştırma neticesinde.
Ee bunlarında yaşamı uzatmadığı malum.

Banka kartınızın şifresini mi unuttunuz ? Gitti sizin yarı ömür. Aman unutmayın.
Uzun yaşamak istiyorsak çağrı merkezlerinden uzak durmak en iyisi. Ama bu devirde bu mümkün görünmüyor o ayrı.
Sözüm ona Vodafone ses tanıyan sistem çıkarmış. Bilemiyorum ne kadar güvenli bu sistem. Mesela adamı kaçırdılar. Silah zoruyla adamı arattırdılar. Ne malum. Olmayacak şey değil bence.

Kartın var derdin var. Teknolojin var derdin var. Yok yine derdin var.
Tıpkı para gibi. Ne onunla ne de onsuz olmuyor. Tabi bunun tersini ispatlamaya kararlı birileri çıkmıyor değil. Mesela Almanya'da bir kadın almış eline bavulunu, seyyar yaşamaya başlamış. Tek kuruş harcamadan. Değiş- tokuş yoluyla ihtiyacını alıyor, kaldığı yerlerde temizlik işleri, yemek yaparak ücretini karşılıyormuş. Ne derdi varmış ne de tasası.
Bizde mi öyle yapsak ne? Kaplumbağa gibi.

Hayatımız değişiyor doğru. Hergün yeni yeni teknolojilerle karşılaşıyoruz.
Ama şu bir gerçek:
Değişen hayatımızda alacağımız nefes sayısı hiç değişmiyor. Öyle ya da böyle. Paralı yada pulsuz, ister mağarada yaşayın ister bir villada. Değişen sadece hayat. O kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder