Oturduğum yerde yaşadığımız bir hikaye geldi aklıma. Yazayım dedim.
Olayı bizzat yaşayan ablamdır.
Birkaç yıl önce yine taşınmıştık. Biz hep taşınıyoruz zaten. Kiracı olmak böyle bir şey naparsınız.. Taşınmadan evvel ablam sınav için başvuru yapmıştı. O vakitler ortada bir durum olmadığı için, ki bir kiracının ne zaman taşınacağı hiç belli olmaz. Halen oturduğumuz ev adresi verildi başvuruda doğal olarak. Biz taşınınca da değişme zamanı geçmişti. Belki de değiştirilemiyordu. Çünkü sınav sonuç kağıdı gelen, yanlış hatırlamıyorsam.
Biz, taşındığımız eski sahibinin gıcıklığı nedeniyle taşındık. Zaten hep öyle oluyor. Yoksa biz iyi bir kiracıyızdır yani.
Nasıl öğrendiğimizi tam hatırlamıyorum ama ablamın sonuç belgesinin eski adrese geldiğini öğrendik. Ablam gitti almaya. Eski evsahibi vermemiş. Baya konuşmuşlar falan ama yok kadın gıcıklık yapmış, vermemiş. Ablamda “ben almasını bilirim.” diyerekten eve geliyor. Annemi de alıp karakolun yolunu tutuyor. Durumu izah ediyorlar. Karakoldan bir polis aracına binip, doğruca evsahibine gidiyorlar. Annemler arabadan inmiyor, polisler gidip evrağı alıp getiriyorlar.
Şimdi mevzuyu uzatmış gibi görünebilirim ama, asıl mevzu o dakikalarda yaşanıyor zaten. Polis arabasında annemle ablamı gören çocuklar, birbirlerine aynen şöyle diyor:
“tutuklu kadınlar... tutuklu kadınlar.. “
Gören gözler yanıltıcı bilgiler verebiliyor..
YanıtlaSilKesinlikle. Çoğu vakit sadece görmek yetmiyor.
SilVe o çocukların hayal dünyası bir ayrı. (: