-Neredeyse hergün gittiğim markette satılan ayakkabılar, aldığım ayakkabıların aynısı. Yinede gelip geçerken bakar, acaba alsam mı bir tane daha derim. Geçenlerde, henüz 5 yaşına bile tam basmamış yeğenimle gittik o markete. Ben yine ayakkabılara bakarken, yeğenim demez mi; “teyze, bak bunlar senin ayakkabıların aynısı ama bunların topuğu yok..”. Evet tıpatıp aynıydılar ama bunların topukları yoktu, düz tabandılar. Ve bunu yeğenim bana söylemeden az evvel farketmiştim. Yani defalarca görmüş, bakmıştım ama o gün farketmiştim. O küçük yaramaz ise görür görmez farkı görmüştü. Kesin bu algıda seçiciliktir. Zira kendisi, annesinin olsun, benim olsun, nerede topuklu ayakkabılarımız var, onları geçirir ayağına. O an içimde gururda oluştu, niye bilemedim.
-Adres sormaya gelip, sonrasında bulamayıp ikinci kez geliyorsanız, sorduğunuz kişiden azar işitme ihtimaliniz yüksektir. Patronum az önce yaptı. Yok yani sorduğu adres, hemen şurası dediğimiz bir yer. Adres sormakta, bulamamakta bir dert.
-Daha oturduğu evin adresini bilmeyen, oturduğu sokağa mahalle diyen insanlara hafiften gıcık oluyorum. Bunu özellikle genç denecek insanların yapması ayrı kıl ediyor. İnsan adresini bilmez mi yahuu..
-Dün beğenmeyip giymediğim bluzu bugün hiç düşünmeden giydim. Hiç düşünmüyorum, oldu mu olmadı mı.. yakışmış mı diye.. Demek bazen düşünmemek lazımmış. Banane, milletin ne düşündüğünden. Serin tutuyor mu tutuyor, tamam öyleyse.
-Haftabaşından beri sistem yok. 6 yıl öncesine döndük resmen. Elle yazıyorum yaa.. olmaz böyle şey. İnsan bu kadar da madur edilmez ki..
-Yazacağım dilekçenin günü geçmiş. Allah'tan patronum çakmadı mevzuyu. Postacı gelsin de vereyim eline, benden çıkmış olsun.
Not: Karar verdim, başıma gelen, yaşadığım küçük olayları böyle böyle aktarmaya, anlatmaya. (:
Yani devamı gelecek.
Patron bu satırları okuyor mu merak ettim..:)
YanıtlaSil:D yok okumuyor. Hatta ne iş karıştırdığımı da bilmiyor.
SilGiyilmeyen bluzun aslında dolabın en serin tutan bluzu olması çok kötü bir talihsizlik :) Değil mi?
YanıtlaSilYani.. Ama çok da sevmediğim için, o serinliği pek gözalıcı olmuyor. :)
Silgiyilmeyen ama serin tutan kategorisinde benim dolabım bir kaç oscar alır :D
YanıtlaSil:D Sanırım nedeni, ani beğenme hissiyle alınmış olmaları. Benimkiler öyle gibi de.
SilYumurtayı ben de yakmıştım bir kere.. :))
YanıtlaSilAllah işinizde kolaylık versin. ;))
:) Hiç başıma gelmedi. Ama gülmedim, gelmez herhalde.
SilSağolasın. Teşekkürler. ;)
Patrona dikkat! Yolu bu bloga düşmemeli :D
YanıtlaSilKolay gelsin :)
:D İnşaallah. Yani hiç sanmıyorum. Bir ihtimal, açık bırakırsam görme ihtimali, o kadar.
SilTelekkürler. :)
Patron iş yerinde patron, burada okuyucu. Ben patronunum demek isterdim şuan :)
YanıtlaSilAdres muhabbetine, biz de yöne duygusu yok, sokak algısı yok. Ya orada bir market var, ya bilmem ne var, doğumuzu batımızı kuzey ve güney i umursamıyoruz, sonra da kayıbız işte. Şehrin göbeğinde karınca yuvası arayın demiyorum ama yer hafızamız kuvvetlidir diye düşünüyorum ama bazen anlatan bazen de dinleyenden kaynaklanan yersizlikler oluşabiliyor.
:)
SilHaklısınız. O durumu eskiden hoşgörmek daha kolaydı. Ama şimdi, en ufak yerde bile her evin bir numarası var. Mesela eskiden yeni binanın numarası yanındakinin binanın numarasının yanı diye verilirdi. Ama şimdi böyle yapanlara en başta postacılar gıcık oluyor. Adresler gayet açık ve net aslında.
Tarif konusunda haklısınız. Ama dedğim gibi, bahsi geçen adres iki sokak ötesi idi. :D
patronlar bloglarda gezmezler değıl mı hmm gezerler mı:)) gezmesinler bence:)
YanıtlaSilBence de, ama kendi işinin patronları gezebilir. :) :)
Silte allam neler oluyo değil mi.
YanıtlaSil:)
yumurta böö nası olmuştur acaba.
:)
birinci çok komiktiiii.
:)