Her sabah işyerine gitmeden, yolun üstündeki bakkaldan (gerçi
adı market ama küçük ve veresiye iş yapıyorsa ona bakkal denir,
bence) yine gazetelerimizi alacaktım. Gittiğimde gazetelik boştu,
birkaç gazate vardı sadece. Herhal, daha dizmemişler dedim.
İçeriye girip sorunca, daha gelmediğini söylediler. Sonra patron
başka yerden gitti kendi aldı gazeteleri. Öğlende ekmek için
uğradım bakkala. Ki şunuda sıkıştırayım araya, bakkallara
destek amaçlı ekmeği genelde ordan alırım. Zira bakkalın
bulunduğu cadde üzerinde tam 3 tane market var. Biri hemen yanı
başında hatta. Ve bakkallar pahalı satıyor diye düşünenlere; bakkallar marketlerden daha pahalıya alıyorlarmış aldıkları ürünleri. Ee dolayısıyla daha pahalıya satıyorlar, kar amaçlı. Durum bu özetle.
Gittiğimde yine gazeteliğin boş olduğunu gördüm. Sordum, gelmemiş gazeteler ne oldu ki diye. Hatta, başka yerde var, ordan aldık dedim. Sonra duyduğuma çok şaşırdım. Söylüyorum; gazeteler meğer çalınmış. Evet evet çalmışlar gazeteleri. Hayır yani bir insan gazete niye çalar. Çok mu lazım oldu. Temizlik mi yapacaksın, boya mı yapacaksın, ne oldu yani. İnsan şaşırmaktan öte merak ediyor yahu. İnsanlık olsun diye de birkaç tanesini bıraktı mı acaba? Ama yok, çünkü kalanlar başka basın grubunun gazetesi. Çalınanlar bizim buranın yerel gazeteleri. Yani muhtemelen, onları aldığında diğerleri gelmemişti daha.
Aklıma şu da geliyor aslında. Alıp başka bayiiye satacaktır. Ama kendi gibi bir haram düşkünü bulabilir mi ki acaba? Kim alır ki senin çalıntı gazeteni diyesi geliyor insanın ama alan çıkar diyede düşünüyorsun. Almasın da elinde patlasın o gazeteler, diyesin de geliyor sonra.
Son not, herkescikler biliyordur artık. Yeni bir spor gazetesi var. Açılımı; Açık, Mert ve Korkusuz olan bu gazeteyi, kadınlar adından dolayı protesto ediyorlarmış. Bunu, bugünkü yazısının ikinci bölümünde yer veren Ayşe Arman'dan öğrendim. Ben bile adını yazmaktan imtina etmiş bulunuyorum.
Yazıyı okumak isteyenlere: Ayşe Arman
Hırsızlıkta son nokta mıdır nedir? Gazete çalmak,okumak için olsa keşke . Hani müptelası olsam,param da olmasa da çalsam gitsem. Yurdum,güzel yurdum ; olmayacak neler oluyor işte.
YanıtlaSilGazeteye gelince, yaratıcılıkta en dip noktadır,hatta bir halt sayılmaz bile. Eskiye özlem duyanları pek anlamam ( bazen kendimi de ) ama böyle "yaratıcı" fikirler, ne oluyor ulen bize dedirtmektedir,nacizane. O gazeteyi o kısaltma ile selamlamak düşüyor bana da. yakında Gamsız-Özgür-Tepkili diye bir kısaltma da çıkmazsa ne aladır diyorum, o kadar !
Okumak için bir tane çalınır, çalınsa. Yani o gazete ile temizlik yapacağını düşünmek bile o kişiye iyiniyet göstergesidir. :)
SilSizinki çok masumane olmuş bence.
Çağatay Koçtuğ sesiyle: Tuhaaaf, çok tuhaaaf nerede bu insanlık yau..
YanıtlaSil:) Aynen katılıyorum, Çağatay abimize.
Silbana kalırsa gazeteler yerel olduğuna göree o mahallede oturan gazetede yüz kızartıcı suç işleyen birisi yada birileri rezil olmamak için toplamıştır gazeteleri...(bakış açısı)
YanıtlaSilolabilir mi acaba....sadece yerel gazetelerin toplanması enteresannn...(cin fikrim yazdı)
Hiç aklıma gelmemişti bu husus. Olmaz birşey değil. Aklıma takıldı bak şimdi.. :)
SilGazete hırsızlığını da ilk kez duyuyorum gerçekten. Keşke okumak için almış olsalar diye ümit ediyorum. Öteki türlüsü hiç hoş değil çünkü ):
YanıtlaSilO kadar aynı gazeteyi, kaç kez okumak için aldı ki?
SilMaalesef.
pes valla satcak herhalde çalan.
YanıtlaSilallah akıl fikir versin bizim insanımıza.
bizler yurtdışında da hırsız ve kopyacıyız biliyor musun.
inan türkler böle maalesef.
:)