Bir buğulu cam.
Buğuna çizilmiş bir kalp. Belki bir harf. Ya da gülen bir surat. Ama buğusundaki su akmış. Artık ağlıyor surat. Tıpkı onu çizen parmağın sahibi gibi.
Gördüğümüz bir şekilden ibaret, buğulu camda. Ötesini göremeyiz, buğu izin vermez. Kimdir o parmağın sahibi. Buğulu camlar ardına saklanmış kayıp bir yürek belki. Kısa mutluluklardan başka bir şey yok hayatında. Buğulu cama çizdiği o kalp, sahibini arıyor buğunun ardında.
Ama korkak. Ürkek biraz. Saklanmış camın buğusunun ardına.
Hiç düşündük mü o camın ardını, ardındakini...
Biz sadece o camın buğusunu bozmuş, belki çok evvelden çizilmiş olduğundan ne olduğunu bile anlamadığımız o şekli görüyoruz. Belki mutlu birinin yazdığı bir satır. Belki de sırf ağlarken yalnız kalmamak adına çizilen şekiller.
Buğulu camın ardı, gizli ve saklı bir dünya gibidir. Camın buğusu korur o sırrı. Hem o sırrı hemde camındaki sırrı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder