Kapı
rüzgarın etkisiyle ileri geri hareket ediyor. Rüzgar, sıcak
havayı biraz olsun unutturuyor. Ortalık sessiz. Sadece klavyenin
sesleri duyuluyor. Yazarken düşünüyor. Düşündüklerinin çoğunu
yazamıyor. Arada parmaklarını çıtlatıyor. Bir ekrana bakıyor
bir de klavyeye. Sonra saate bakıyor. Az kalmış mesainin
bitmesine. Kelimeleri yanlış yazıyor. Düzeltmek istiyor hemen ama
bırakıyor sonra. Tekrar okurken toptan düzeltmeyi seçiyor. Arada
klavyeye bakmadan yazmayı deniyor. Pek iyi değil ama yazabiliyor
olmanın da keyfini duyuyor. Gözü arada kaçıyor klavyeye.
Bugün
neler yaptğını düşünüyor yazarken. Elde tutulur bir şey yok
diye düşünüyor. İş bakıyor yine. Şu an çalıştığı
patronu, başka iş konusunda önünü açtığını söylüyor. Ama
her gün de iş için gitmek istemiyor. Bazen vicdan yapıyor. Bazen
çok kızıyor patronuna. Kendine de kızıyor. Burada kaldığı
için, yıllarını burada geçirdiği için. Sonra düşünüyor.
Kısmeti buymuş, vardır bir nedeni diyor içinden.
Yüzü asık.
Düşünceli olduğunda böyle oluyor. Bu konuda da annesine çekmiş
olduğunu biliyor. Annesine ne çok benzediğini düşünüyor. Oysa
bazı hayallerinde evlatlık olduğunu bile düşünüyordu eskiden.
Bir ikizi vardı mesela. İkisininde sağ başparmağının üstünde
ben'i vardır da oradan tanınırlar. Küçüklük işte.
Arada
İstanbul'a gittiklerinde resmini çekmek isteyen o kişiyi ve o anı
hatırlıyor. Unutmamış olmasına şaşırıyor. Resmini çektirmek
istememiş, yüzünü dönmüştür o an. Arada o kişinin yine de
resmini çektiğini, hatta o resmi bir gün bir yerde göreceğini
düşünüyor. Hayal alemlerinde.
Saate
bakıyor. Mesai bitiyor. Gülümsüyor bilgisayar ekranından
kendine.
ah ah en sevdiğim tarz işte.
YanıtlaSilgerçekler, hayaller, geçmişimiz.
çok iyiydi ama bak yaa.
:)
sonlara doğru iyice iyi oldu.
:)
:) Teşekkürler. Evet, hepsi var. Hayat gibi.
Silhepimiz annemize dönüyoruz bilinçsizce...
YanıtlaSilGaliba öyle. Hele bilinçsizlik konusunda katılıyorum. :)
SilVay arkadaş vay arkadaş! Patronuna daha fazla para kazandırmayı düşünmen gerekirken şu yaptığına bak "hayal kurmak". :) Neyse şaka bi yana geçişlerin çok başarılı dostum.
YanıtlaSil:) İş yok, bende onu yapıyorum işte.
SilTeşekkürler. Sevindim, bunu duyduğuma. :)
Şu hayaller mesai ile sınırlı kalmasa ki acaba? Full Tıme çalışsa..Devamlı çalışsa:)
YanıtlaSil:) Yok öyle zaten de, o an mesai ile sınırlı idi.
Silbütün çocuklara bi uğruyor bu "evlatlık olma" sendromu sanırım : )
YanıtlaSil:) Benimki tam sendrom değil aslında. Macera olsun isteği. Hayalperestlik falan. Yoksa evde ve buna mahallenin çoğunun şahitlik ettiği bir doğumla doğan birinin evlatlık olmasını düşünmesinin başka açıklaması olamaz. :D
SilBen bu "anlık bir şeyi" çok sevdim..
YanıtlaSil:)
Ben de kardeşimin evlâtlık olduğunu hayal ederdim hep. Hala bile bazen hayal ediyorum bunu. Hem de birbirinize ikiz gibi benziyoruz.
:)
Tabi sonra bir sürü hayalim oluyor. Birçoğunu da okuyorsunuz zaten.
:)
:) Bir daha böyle bir an olursa yine yazarım o halde.
SilBir arkadaşın dediği gibi, tüm evlatlarda var galiba cidden. :)
evet, hayallerimiz olmasa burada tutunamayız galiba. Hep olsunlar, eksik olmasınlar.. :)
hayalsiz yaşayan bir insan olur mu ki acep?nasıl yaşar o insanlar?niçin yaşarlar ki?!
YanıtlaSilAslında bana göre herkes kuruyor. Ama kimisi farkında değil. :)
Sil