Konuya nerden başlasam, nasıl giriş yapsam bilemiyorum.
İşin özünde 99 yılı Marmara depremi var esasında. O depremden sağ ve ayakta kalmayı başarmış ama hasar görmüş evler. O evleri birer yuva yapan insanlar asıl kahramanları, bu konunun.
Van depremi ile yeniden vatandaşın ve devletin gündemine gelen hasarlı evler.
İşte o evlerin artık! yıkılmasına karar verilmiş. Devletin verdiği bu karar, üstten bakıldığında doğru alınmış bir karar.
Ama kararın az biraz altına doğru gidildiğinde, diplerde yanlışlıkları görülüyor.En büyük yanlışlığı da kışın ortasında yüzlerce insanın, nasıl ve ne şekilde nereye gidecekleri hiç düşünülmemiş.
10 günlük kısa bir süre verilmiş o insanlara. Aralarında yaşlılar, hastalar ve görme engelliler var. Kime yeter bu kısacık süre. Neye yeter? Hemde bu kışın ortasında.
10 seneyi aşkın zamandır beklenmiş. Göz yumulmuş ortadaki bu yanlışlığa. Şimdi ise çıkıp 10 günlük bir sürede bu yanlışlıklarını yok etmeye çalışıyor devlet.
İşte doğru ama zamanı yanlış bir karar. O insanların şuan suyu, elektriği ve bu soğukta doğalgazları yok.
Maduriyetleri yok ederken yeni maduriyetler, madurlar ortaya çıkıyor. Ben buna ne desem bilemiyorum. Nasıl başlasam bilemedim. Şimdi de nasıl bitirsem bilemiyorum.
Aslında biten birşeyde yok. Yeni başlıyor daha...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder