Küçükken evimiz bahçeliydi. Yüzünü tam hatırlamasam da adı Karabaş olan bir köpeğimiz vardı. Ama onu birileri öldürdü. Varlığınıda pek hatırlamıyorum.
Koyunlarımız, bir deli koçumuz ve yumurtalarını aklına estiği heryere yapan tavuklarımız vardı. Birgün okul dönüşü baktığımızda küçük küçük kuzuları görmüştük. Aaa birde keçimiz vardı bizim. Ağaçlarımızı perişan etmişti. Annemler onu verdiler. Almaya gelen kişi kocaman otobüsüyle gelmişti de keçi, arka kapıdan nasıl bakıyordu gitmek istemiyor gibi. O anı hala hatırlarım.
Deli koçumuz hele, annemle birbirlerine az çektirmediler. Annem elinde terlikle onun boynuz darbelerine karşılık verirdi. Az dayağını yemedi annemin. O manzaralar hiç korkutmuyordu beni. İzlerdik öylece.
Küçükken bir tavşanım olsun isterdim. Birkaç günlüğüne komşunun tavşanlarına bakmıştık. O vakitlerden içimde kaldı herhalde.
Şimdilerde evimizde sadece muhabbet kuşu bakıyoruz. Daha konuşmuyorlar.
Hayvanlar çok farklılar. Dünyaları keşfedilmeyi bekliyor. Keşfedilmeden yok olan kaç tür var kimbilir. Ve herbirinin farklı karakteri olduğunu anladığımız en başta sadık dostlarımız köpekler ve kediler. Kendilerine özgü birbirinden özel özellikleri. Kimisini biliyordum. Mesela bukelamunların renk değiştirdiğini herkes bilir ama dillerinin boylarından bile uzun olduğunu bilen azdır kanımca. Kutup ayılarının iyi bir yüzücü olduğunu, ki hiç durmadan 100 km yüzebiliyorlarmış. Ya farelerin kuyruklarının geçebildiği her delikten kolayca geçebileceğini biliyor muydunuz?
Daha nicesi. Dedik ya kimbilir kaçı keşfedilmeden yok oldu dünyadan.Bu hafta dünya hayvan hakları haftası. Dün, yani 4 Ekimde Dünya Hayvan Hakları günüydü. Hayvan haklarına yönelik çalışmalar İngiltere'de 1825 yılında başlamış. Ülkemizde de 1955 yılında kurulmuş ilk dernekleri.
Hayvanları korumak demek, onlara bir kap su ya da yemek vermekten öte birşey. En başta çevremizi temiz tutmak. Çünkü dünyanın dengesi o küçük dediğimiz hayvanların varlığıyla mümkün olmakta. Siz arıların olmadığı bir dünyanın ne hale geleceğini biliyor musunuz?Yani iş sadece sokak hayvanlarıyla bitmiyor. Bunun bilincine varmak lazım. Sokak hayvanları demişken evde bakılmak için alınan ama sonrasında sokağa bırakılan o eve alışmış hayvanların, sokakta ne kadar çaresiz kaldıklarını söylemek bilmem ne kadar faydalı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder