Sinirli bir şekilde konuşuyordu. Konuşmuyor bağırıyordu adeta. Duydukları onu bu hale getirmişti. Sinirini daha da arttıran ise karşısında sakince oturması idi. Sanki anlattıkları normal şeylerdi. Başkası olsa dahada fazla tepki verirdi ona göre. Hele ki böyle sakin sakin oturan biri varsa karşısında.
Sakince oturan adam, kalktı ve mutfağa gidip su aldı. Yerine dönüp oturdu ve suyunu içti. Odada dolanan sinirli kadını izlemeye başladı. Gözgöze geldiklerinde oturmasını işaret etti.
- Ne yaparsan yap sonuç değişmeyecek.
- Evet değişmeyecek ama yaptıkları yanına kalmamalı. Birşeyler yapmalısın. Hep böyle oturup susacak mısın? Deli ediyor bu halin beni.
- Elbette yapacağım. Sırası geldiğinde. Şimdi bağırıp çağırmak sadece beni yıpratır. Bana değer vermeyen biri için kılımı bile kıpırdatmam.
Tekrar kalkıp mutfaktan su aldı. Camın kenarına gitti. Dışarıya bakarak:
- Bugün sürpriz yapacaktım ona. Onun için erken gitmiştim eve. Gülümsedi. Asıl onun sürprizi varmış bana. Öyle dalmışlar ki beni görmediler bile.
- Ne? Bildiğini bilmiyor mu şimdi o kadın?
- Hayır. Ama öğrenecek merak etme abla. Şimdi çıkmalıyım. Vakit kaybetmeyelim değil mi?
- Bu kadar sakin olman beni endişelendiriyor ama. İyisin değil mi ?
- Evet. Dedim ya herkes hakettiğini görür bu dünyada herkesten.
- O ne demek şimdi. Senin hakettiğin şey bu muydu yani. Sarıldı kardeşine. Kendini suçlamıyorsun demi?
- Hayır. Ben sadece artık o kadın için hiçbir duygu besleyemem demek istiyorum. Ona nefret bile fazla. Sende üzülme benim için. Çünkü ben hiç üzülmüyorum.
Ablasını öpüp çıktı evden. Derin bir nefes aldı. Kendide inanmakta güçlük çekiyordu ama iyiydi. Hemde fazlasıyla. En nefret ettiği şey bilinmezlikti ama şimdi herşeyi biliyordu. Ve yapması gerekeni de.
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder