Şiddet... Şiddet... Şiddet...
Çocuklarımızı bile şiddet korkusuyla büyütüyoruz. Yok babana söylerim. Kırmıyım elini, yakarım seni...
Korku insana bir şey öğretmez. Sadece sindirir. Ve insan sindirdikçe biriktirir. Ve sonunda ya patlar ya da patlatır.Şiddetin temeli ailede atılır. Bu tersi iddia edilemeyecek bir gerçek ne yazık ki.
Şiddeti uygulayan genelde güçlü sayılır. Ezilen, dayak yiyen güçsüzdür. Çoğu zamanda çaresiz. Çaresizdir çünkü dayağa boyun eğmesi gerektidiğini düşünür. Öyle görmüştür ya da öyle yetiştirilmiştir maalesef. Halbuki asıl aciz, çaresiz şiddeti uygulayandır. Bunu fark bile etmez.
Bu farkı ancak dayağına boyun eğilmediği zaman görüyor. Öyle aciz öyle çaresiz görüyor ki kendini, son kozunu oynuyor. Ölüm... Öldürmek.
Son zamanların artan şiddet olayları. Eşinden ayrılmak isteyince öldürülen kadınlar.
Devlet şimdilerde şiddet uygulayanlara psikolojik tedavi zorunluluğu getirmeyi planlıyor. Buna göre şiddet uygulayan kişinin kesinleşen ciddi psikolojik sorunu varsa tedavi görmesi zorunlu oluyor. Polis merkezlerinde şiddet görenlere karşı alt yapı oluşturulması düşünülmekte.
Tüm bu çalışmalar ne kadar etkili olacak bilemiyorum. Çünkü önceki çalışmalar, televizyonlarda izlediğimiz kadarıyla istenildiği kadar etkili olmadı.
Umalım ki bu çalışmalar etkili olsun.
Etkili olmasındaki en büyük etken de ailede temelde şiddeti yok etmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder