Van depremi ardından yine yürekleri burkanlar, sevinçle dolduran hikayeler çıktı enkaz yığınları ardından... Keşke hepsinin sonu iyi olsaydı.
Minik Azra. Daha 14 günlük. Depremin ardından saatler sonra canlı kurtarıldı. Ve annesine de kavuştu Azra. Umut doldurdu yüreklere Azra.
Küçük Yunus. O da umut olmuştu herkese enkazdan sağ çıkarak. Kameralara o bakışı enkazın altından, hala akıllarda. Ama olmadı. Yunus tutunamadı. İç kanaması vardı ve hayata gözlerini gümdü.
Daha 3 aylık öğretmendi Melike. Ailesini yine bir başka depremde kaybetmişti. O zamanlar daha çocuktu. Evlatlık verildi. Öğretmen olarak geldiği Van, ölüm yeri oldu. Ailesi gibi depremde hayatını kaybetti.
Bir başka öğretmenimiz Hanife. O da yaşamıştı bir başka deprem. O depremden sağ kurtarıldı. Van depreminde yine enkaz altında kaldı. Yine yaşadı o korkunç anları. Ve yine umut oldu, saatler sonra canlı olarak kurtarıldı O öğretmen.
Bir başka öğretmenimiz Okay ise tutunamadı hayata. Oysa kanseri yenmişti öğretmen olma aşkıyla. Müzik aşkıyla. Enkaz altında da kalmadı oysaki. Yolda giderken buldu O'nu ölüm. Başına isabet eden beton parçası sebebi oldu. Arkadaşı buldu yolda öylece yatarken. Ama yapacak birşeyi yoktu.
Bir baba. Kendi elleriyle yapmıştı evini. Şimdi sadece kendisi hayatta. Mezar oldu ev ailesine. Mezarlarını yapmışım diyor baba ağlayarak. Elinden bir şey gelmiyor artık.
Ve bir okul. Kolonları dahi sağlam kalmamış depremde. İnsan şöyle bir düşünüyor. Sınıfların dışarı dökülmüş, kırılmış sıralarını görünce. Ya çocuğum, çocuklar okulda olsaydı? Ya deprem bir gün sonra olsaydı... Susuyor. Susmalı ki dillenmesin o korkunç manzara.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder