1 Temmuz 2013

Zamanın Oyunu Bu.


Günler birbirinin aynı diyordu. Halbuki ne gün aynı idi ne de zamanın tek bir anı... O idi sadece aynı olan. Aynı kalan. Sessizce duran, oturan... Hiçbir şey yapmayan. Sadece bakan, sadece O idi. Ama iyi bilirdi suçu başkalarına yükletmesini. Bu konuda olağanüstü performansları vardı. Tüm suç kendinde olsa da, kendini öyle acırdırır öyle konuşurdu ki, masum olan siz, kendinizi sorgular hale gelirdiniz.
Ama bu sefer zamanı suçluyordu. Çok büyük yanlış yapıyordu. Zamanın, zamanla kendini nasıl akladığını, nasıl intikamını aldığını bilmiyordu henüz.
Cahil cesareti ile zamanla atışıyordu. Hep aynısın be gün diyordu. Farketmiyordu ki, zaman ömrünü çalıyordu. Yavaş yavaş.. sinsice.. ah bir baksa aynaya. Belki anlardı, zamanın sessiz oyununu.



8 yorum:

  1. Zaman -değil de, kendimiz- hepimize aynısını yapıyor demek ki. İnsanın boğazına bir yumru oturuyor, hep böyle devam edecek diye düşünüyor. Hiçbir şey değişmeyecek ve ben de değişmeyeceğim. Sabah kalktığımda yine aynı havayı soluyacak, yine aynı -zorunlu- kişilerle konuşacağım. Belki de bütün bunların içinde kendimizi değiştirmek bize zor gelen. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet.. galiba zor olanı o. Değişmek.
      Ama değişsek de değişmesek de zaman akıyor.

      Sil
  2. işte cahil cesareti...

    kavgayı bırakmadan mutlu olanı görmedim ben.

    YanıtlaSil
  3. Gercekci...anlamli olmus

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Elimden, dilimden geldiğince gerçeği yansıtmak istedim. :)

      Sil
  4. hımmm evet böle yapmamalı di mi.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz her ne kadar aynı görsek de aynı değil ki. :)
      Sadece bize öyle geliyor.

      Sil