25 sene önce. O gece yaşadıklarımız,
yaşananlar hâlâ aklımda. Unutmak ne mümkün.
10 yaşındaydım. Kardeşim daha
kundakta idi. Minicik. Annem ve babam. Bilmediğimiz bir şehirde
yaşamaya çalışıyorduk. Tanıdığımız kimse yoktu. Herkes
yabancıydı. Tek göz evimizde yaşıyorduk. Mutluyduk.
Babam bizden önce gelmişti bu şehre.
İş bulmuş, ev bulmuş. Sonra biz yanına gelmiştik. Kardeşim bu
tek göz evde doğmuştu. Hem de geldiğimiz ilk gece. Bu şehri
görmek için sabırsızlanmış gibi.
Babam küçük bir madende işçi olmuştu. Bembeyaz
teni kısa sürede renk değiştirmişti. Annem her akşam yemeği
hazır edip, babamı camda beklerdi. Her gelişinde uzun süre
görmemiş gibi sevinirdi. Babamın madende çalışmasını
istemediğini biliyordum. Çamaşırlarını adeta gözyaşları ile
yıkardı. Çocuk aklımla, o vakitler o çamaşırların
kirliliğinden şikayetçi olduğu için madende çalışmasını
istemediğini düşünürdüm. Ta ki, o geceye kadar. O gece o
gözyaşlarının nedenini çok iyi anladım.
O gece, annem yine camda babamı
bekliyordu. Kucağında kardeşim. Çok huysuzdu. Uyumamıştı.
Ağlayıp duruyordu. Annem bir yandan onu uyutmaya çalışıyor, bir
yandan babamın yolunu gözlüyordu. Saatler ilerliyor, ne babam
geliyordu ne de kardeşim uyuyordu.
Annem oturduğu yerden birden kalktı.
Kardeşimi öptü ve ona babamızı almaya gidiyorum kızım dedi.
Kardeşimi bana verdi. Artık ağlamıyordu. Annem, hemen geleceğini
söyleyip gitti. İlk kez bizi tek başımıza bırakıyordu.
Kardeşimi yatağa yatırıp yanına kıvrıldım. Annemden
öğrendiğim ninniyi mırıldanıyordum. Çok geçmeden uyudu. Bende
annemleri bekledim. Geçip gitmek bilmeyen o saatlerde.
Annem madene vardığında hep korktuğu
o manzara ile karşılaşmış. Göçük. Bir süre sessizce
bakakalmış. Sonra farkettirmeden olay yerine girmeyi başarmış.
Elleri ile kazarak babamı o göçüğün altında bulmuş. Babamın yüzünü gözünü temizlemiş elleriyle.
Alnına busesini kondurup, görevlilere teslim etmiş. Onu
götürenlere adını söylemiş. Nereye götürüleceğini öğrenmiş.
Kocam artık size emanet deyip oradan ayrılmış.
Eve geldiğinde üstü başı kirliydi.
Gelip yanımıza uzandı. İkimizi de sarıp sarmaladı.
-Babamızı buldum. Kısmetse yarın
gelecek.
Annem kömür kokuyordu. Tıpkı babam gibi. O gece babamın kokusuyla uyudum. Sanki yanımızdaymış gibi.
Annemin dediği gibi, babam sabah
geldi.
Annemin o gece yaptıkları haberlerde
gazetelerde sayfa sayfa yer aldı. Kimse ne olduğunu anlamamıştı.
Kocasını, sevdiği adamı, çocuklarının babasını eliyle koymuş
gibi bulmuştu. Ona yardım edenler, inanmadıklarını ama yine de
yardım ettiklerini söylüyorlardı.
Annem o gece sadece babamı değil, yanındaki arkadaşlarını da bulmuş oldu. Onların duaları ile annem babamı bulabilmişti. Biliyorum.
Annem o gece sadece babamı değil, yanındaki arkadaşlarını da bulmuş oldu. Onların duaları ile annem babamı bulabilmişti. Biliyorum.
Ömrümün en uzun gecesi olmuştu. O kahreden bekleyiş kısa sürmüştü ama mıh gibi aklıma çakıldı.
Bende şimdi bir babayım. Her gün aynı saatte eve gidiyorum. Ailemi bekletmemek için. Bu şansa sahibim. Keşke herkes sahip olsa. Bu şansa sahip olduğu halde kullanmayanlara ise tek sözüm var.
Bir çocuğu bekletmek onu kahretmektir.
(öyküdür.
keşkelerle biten..)
"Annem kömür kokuyordu. Tıpkı babam gibi. O gece babamın kokusuyla uyudum. Sanki yanımızdaymış gibi."
YanıtlaSilGerçekten muhteşem bir öykü olmuş ellerinize yüreğinize sağlık çok dokunaklı...
Teşekkür ederim.
Silvakit ayırdığınız için ayrıca teşekkür ederim.
:)
Çocukların gözleri yollarda kalmasın hiç...
YanıtlaSilHiç kalmasın...
SilHiç..
Bir an gerçek sandım.
YanıtlaSilSiz yaşadınız sandım yani...
Öykü olduğunu okuyunca bir nebze sevindim.
Bir nebze evet, çünkü bu öykü, hatta daha kötüsü bazılarımızın hayat gerçeği...
Maalesef öyle. Allah yardımcıları olsun.
Silondan "..keşkelerle biten.." diye not düştüm zaten. Keşke hepsinin öyküsü böyle bitse..
Teşekkürler.
Ya bu yazdıklarını her okuduğumda içimden bir parça kopuyor..
YanıtlaSilHiç gelmeyeni beklemek daha bir kahrediyor insanı..
Evet. belki bir süre sonra alışıyorsun ama acısı aynı oluyor..
SilGöz yaşlarımız sel oldu. Maalesef çözüm değil çözümsüzlük konuşuluyor. İşler giderek kötüleşiyor ve keşke, keşkelerimiz olmasa.
YanıtlaSilSevgilerimle
Evet, o keşkeler hiç bitmiyor...
Sildur ben bide bunu ay ışığında uyuşuk uyuşuk okumayı deneyeyim. o zaman nasılbi yorum çıkıcak merak etttim :)==)))
YanıtlaSilBen de şimdilik yorumsuz kalayım.
Sil:)
Selam. :)
YanıtlaSilYeni bir etkinlik oluşturdum. Katılmak istersen beklerim. :)
http://deepoftheocean.blogspot.com.tr/2014/05/etkinlik.html
Selam. :-)
SilBir bakayım. Teşekkürler.
Çok duygulandım,ne güzel yazmışsın böyle.. :(
YanıtlaSilTeşekkürler. :)
Silbeğenmenize sevindim.
bravo valla. yine o öykülerden :)
YanıtlaSilheey bravo vallaaa yine o öykülerindeen :)
YanıtlaSilİki kere bravo... :)
SilTeşekkürler.