27 Haziran 2013

Bencil - Öykü / Bölüm - 1

Doktorun sesi kulaklarındaydı hala. Yolda yürüyor ama nereye gittiğini, ne yaptığını bilmiyordu. Beyninde defalarca yankılanan o ses: öleceksiniz... diyordu.
Birden arabanın korna sesi ile irkildi. Arabadan şöyle bir ses geldi, öfke dolu: ölmek mi istiyorsun ne işin var yolun ortasında...
Ölmek... İstiyor muydu cidden. Yolun kenarına oturdu. Aklı iyice bulanmıştı. Evet herkes bir gün ölecekti. Ama kimse kimseye direk öleceksin demiyordu ki. Şu ölümü dillendirmek ne kötü bir şeydi. Hele ki beklemek. Herkes beklemeliydi ama kimse öleceğim diye beklemiyordu ki..
kafasını avuçlarının içine aldı. İstiyordu ki, elleri beynindeki tüm bu düşünceleri alsın, gitsin. Düşünmesin hiçbir şey. Devam etsin hayatına. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi. Ölüm yine de aniden gelecekti işte. Doktor sanki vakti, saatini biliyordu.
Kalktı oturduğu yerden. Üstünü temizledi güzelce. Telefonunu eline aldı ve sevdiği kadını aradı. Akşama seninle önemli bir şey konuşmam lazım, deyip kapadı telefonu. Aklındaki gerçekleştirmek için, onu alacağı en yakın dükkana girdi. Tam o esnada telefonu çaldı. Arayan yakın arkadaşı idi. Ve bugün doktora gideceğini o biliyordu. O sebeple aramıştı zaten. Yakınlarda olduğunu söylüyordu. Hala hastanede ise yanına gelecekmiş. Turan, yeni hastaneden çıktığını ve o an gözüne iliştiği cafenin adını söyleyerek, oraya gelmesini istedi. Kendisi de dükkandan alacağını aldı, cafeye gitti.
Çok geçmedi, arkadaşı Selin geldi. Direk hiç konuşmadan, soru dolu gözlerle sordu soracağını. Turan nasıl diyeceğini bilemiyordu. Kelimeleri ağzında geveliyordu. Selin ters bir şeyler olduğunu sezdi. O kadar mı kötü? Diye sordu. Turan, gülerek, bakış açına bağlı aslında. Dünyadan bir insan eksilecekmiş işte, fena mı? Dedi.
Selin, Turan'ın dediklerini tekrarladı. Sonra yine. Sanki anlamaya çalışır gibi. Sonra, şaka mı bu, dedi. Ne yani, öleceksin deyip kestirip attı mı doktor?
Turan, doktoru suçlama o elinden geleni yaptı. Ama artık onunda elinden gelen bir şey yokmuş, dedi. Sonra bak bunu aldım az önce. Ayda'ya evlenme teklif edeceğim, diyerek Selin'e yüzüğü gösterdi.
Selin iyice afallamıştı. Bu ne...  öleceğini öğrendin sen adam, ne evlenmesi. Neler diyorsun. Kızın hayatını mahvedeceksin, dedi. Turan şaşırdı bu tepkiye. Artık ne yapsa ne dese, karşısına hep ölüm mü çıkacaktı... Usulca, ben sadece mutlu olmak istiyorum dedi.
E o zaman Ayda'ya hiç bahsetmeyeceksin bu durumdan öyle mi, diye sordu Selin. Kızgındı. Turan'ın bu hallerine anlam veremiyordu. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı: 
Affedersin. Ama şoktayım şu an. Herşeyi kabullenmiş gibi, normal normal hayatına devam etmeye kalkman beni korkutuyor. Başka doktorlara gidelim. Pes etme. Lütfen... dedi.



2 yorum:

  1. allam bu durumda evlenme teklif etmek çok güzel biş ama di mi, yoksa kötü mü, sanırım kişilere ve sevgilerine bağlı olsa gerek.

    bakalım nolcaak.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O da okuyana, bize ve size kalıyor artık. İyi mi kötü mü..
      :) Bakalım ne olacak...

      Sil