Doktorun
sesi kulaklarındaydı hala. Yolda yürüyor ama nereye gittiğini,
ne yaptığını bilmiyordu. Beyninde defalarca yankılanan o ses:
öleceksiniz... diyordu.
Birden
arabanın korna sesi ile irkildi. Arabadan şöyle bir ses geldi,
öfke dolu: ölmek mi istiyorsun ne işin var yolun ortasında...
Ölmek...
İstiyor muydu cidden. Yolun kenarına oturdu. Aklı iyice
bulanmıştı. Evet herkes bir gün ölecekti. Ama kimse kimseye
direk öleceksin demiyordu ki. Şu ölümü dillendirmek ne kötü
bir şeydi. Hele ki beklemek. Herkes beklemeliydi ama kimse öleceğim
diye beklemiyordu ki..
kafasını
avuçlarının içine aldı. İstiyordu ki, elleri beynindeki tüm bu
düşünceleri alsın, gitsin. Düşünmesin hiçbir şey. Devam
etsin hayatına. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi. Ölüm yine de
aniden gelecekti işte. Doktor sanki vakti, saatini biliyordu.
Kalktı
oturduğu yerden. Üstünü temizledi güzelce. Telefonunu eline aldı
ve sevdiği kadını aradı. Akşama seninle önemli bir şey
konuşmam lazım, deyip kapadı telefonu. Aklındaki gerçekleştirmek
için, onu alacağı en yakın dükkana girdi. Tam o esnada telefonu
çaldı. Arayan yakın arkadaşı idi. Ve bugün doktora gideceğini
o biliyordu. O sebeple aramıştı zaten. Yakınlarda olduğunu
söylüyordu. Hala hastanede ise yanına gelecekmiş. Turan, yeni
hastaneden çıktığını ve o an gözüne iliştiği cafenin adını
söyleyerek, oraya gelmesini istedi. Kendisi de dükkandan alacağını
aldı, cafeye gitti.
Çok
geçmedi, arkadaşı Selin geldi. Direk hiç konuşmadan, soru dolu
gözlerle sordu soracağını. Turan nasıl diyeceğini bilemiyordu.
Kelimeleri ağzında geveliyordu. Selin ters bir şeyler olduğunu
sezdi. O kadar mı kötü? Diye sordu. Turan, gülerek, bakış açına
bağlı aslında. Dünyadan bir insan eksilecekmiş işte, fena mı?
Dedi.
Selin,
Turan'ın dediklerini tekrarladı. Sonra yine. Sanki anlamaya çalışır
gibi. Sonra, şaka mı bu, dedi. Ne yani, öleceksin deyip kestirip
attı mı doktor?
Turan,
doktoru suçlama o elinden geleni yaptı. Ama artık onunda elinden
gelen bir şey yokmuş, dedi. Sonra bak bunu aldım az önce. Ayda'ya
evlenme teklif edeceğim, diyerek Selin'e yüzüğü gösterdi.
Selin
iyice afallamıştı. Bu ne... öleceğini öğrendin sen adam, ne
evlenmesi. Neler diyorsun. Kızın hayatını mahvedeceksin, dedi.
Turan şaşırdı bu tepkiye. Artık ne yapsa ne dese, karşısına
hep ölüm mü çıkacaktı... Usulca, ben sadece mutlu olmak
istiyorum dedi.
E
o zaman Ayda'ya hiç bahsetmeyeceksin bu durumdan öyle mi, diye
sordu Selin. Kızgındı. Turan'ın bu hallerine anlam veremiyordu.
Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı:
Affedersin. Ama
şoktayım şu an. Herşeyi kabullenmiş gibi, normal normal hayatına
devam etmeye kalkman beni korkutuyor. Başka doktorlara gidelim. Pes
etme. Lütfen... dedi.
allam bu durumda evlenme teklif etmek çok güzel biş ama di mi, yoksa kötü mü, sanırım kişilere ve sevgilerine bağlı olsa gerek.
YanıtlaSilbakalım nolcaak.
:)
O da okuyana, bize ve size kalıyor artık. İyi mi kötü mü..
Sil:) Bakalım ne olacak...