Elini
tuttu. Buz gibiydi. İçi ürperdi. Gözlerine baktı. Soğuktu
bakışları. Üşüdü. Hiç birini önemsemedi kız. Kendini yaza,
onu kışa benzetti. Farkları büyüktü. Aralarında mevsim
geçişleri vardı. Ama vazgeçmedi yine de kız.
Varsın kendisi
sonbahar, o ilk bahar olsundu yolun sonunda. Farketmezdi. Umrunda
değildi. Tüm ömür kış gibi yaşanmaz diye düşünüyordu.
Kendi hep yaz gibi yaşarken.
Düşündü
sonra. Sormadı ki hiç, istiyor mu diye? Gönlün var mı diye,
sormadı. Ya yaşamazsa başka mevsimlerde. Korku sardı tüm
bedenini. İçi titredi ama bu sefer onun soğukluğundan değildi.
Bırakmak istedi elini. Usulca çekecekken elini, elini tuttu. Bu
sefer o idi elini tutan. Baktı yine gözlerine. Güneş doğmuştu
yeşilliğine. Kışın en soğuk gününde doğan bir kış
güneşiydi belki de gördüğü. Ama yine umursamadı kız. Daha
sıkı tuttu elini.
Ve anladı ki, kendisi asla yazdan
vazgeçmeyecekti.
İnsan mevsimler içinde mevsimler yaşayabilir. İnsan matruşka gibi iç içe giren bir oyuncak sanabilir. Hayat süprizlerle doludur...
YanıtlaSilİnsanlar ve hayat süprizlerle dolu.
SilSadece bekleyip görmek gerekiyor galiba. :)
benim anladığım o'ndan vazgeçti oldu.
YanıtlaSil:)
:) Tabi herkes kendince pay çıkarabilir yazıdan. Ama aslında vazgeçmiyor, o güneşi gördükten sonra. :)
Sil