11 Temmuz 2013

Su




Su, her gün yaptığı gibi parkta kitap okuyordu. Çevresindeki herkesi, her şeyi unutup kitabına dalıp gitmeyi seviyordu. Yine kitabına dalmıştı ki, bir el kitabını aşağı doğru çekti. Tam kızgınlıkla; ne oluyor ya, diyecekti ki o bir çift gülümseyen gözle, göz göze geldi. Gözlerin sahibi henüz 6 yaşlarında bir oğlan çocuğuydu. Işıl ışıl parlayan gözleri, gülümseyen koca ağzındaki o tek başına kalmış dişi ile öyle sevimliydi ki.
-Kaç saattir sesleniyorum duymadın beni.
-Öyle mi küçük yaramaz, ne istiyorsun?
Diye sordu Su. Sonra da etrafına bakındı. Onlara bakan, çocukla ilgilenen birini aradı gözleriyle. Ama kimse ilgili değildi. Çocuğa baktı. Çocuk;
-Karnım acıktı benim. Simit istiyorum ama para istiyor simitçi amca. Sende para var mı? Para versene bana.
Su, çocuğun başını okşayarak, simitçiye doğru baktı.
-Ama simitçi yolun karşısında. Tek gitme, beraber gidelim, dedi. Kitabını kenara koydu. Kalkmak için doğruldu. Ama Su kalkamadı. Oturduğu tekerlekli sandalyeden kalkamadı. Alışamamıştı bu koltuğa. Aylar olmuştu halbuki. Geçirdiği kazadan sonra ayaklarını hissetmemeye başlamıştı. Doktorlar geçici demişlerdi ama hala geçmemişti. Acı içinde bunları düşünürken çocuğun sesi ile kendine geldi.
-Hadi ama. Simitler bitecek. Paran yok mu yoksa seninde?
Su gülümsedi bu lafa. Keşke param olmasaydı da, kalkıp gitseydim seninle o simidi almaya, diye düşündü.
Etrafına bakındı ama hala çocukla ilgilenen birini göremiyordu. Bu yaşta tek başına parka mı gelmişti bu çocuk.
-Annen ya da baban nerede? Parayı vereyim ama onlarla gideceksin. Tamam mı?
-Bilmiyorum neredeler.. Ver, ben giderim. Hep gidiyorum ki.. deyip yine kocaman gülümsedi çocuk.
Su kararsızdı. Kendisi dikkatsiz bir şoförün kurbanıydı. Gözü önünde bu küçük meleğinde başına ya bir şey gelirse. Buna dayanamazdı. Tam o anda telaşla bir bayan yaklaştı yanlarına.
-Kaya, nerelerdesin sen yine.. Habersiz ayrılma diyorum sana ama hiç dinlemiyorsun, dedi ve Su'ya yöneldi;
-Kusura bakmayın, rahatsız etmedi umarım sizi.
-Hayır, aksine mutlu oldum. Keşke yardımcı olabilseydim. Karnı çok açmış.
Kadın, çocuğun elini tutmuş, gitmeye hazırlanıyordu. Çocuk ise Su'yun elini tuttu, bana simit alacak söz verdi, dedi. Kadın kızarak çocuğa baktı. Mahçup bakışlarla Su'dan yine özür diledi. Çocuğa yaptığının ayıp olduğunu söylüyordu. Çocuk ise söz verdi ama deyip duruyordu. Kadın elinden tutup zorla götürmek için çocuğu çekiştirdi. Su;
-Tamam, haklı söz verdim. Siz bana yardımcı olursanız, söz verdiğim gibi simit alabilirim Kaya'ya.
Kadın, bir çocuğa bir Su'ya baktı. İkisiyle de uğraşmak istemedi. Peki, deyip Su'ya yardımcı oldu ve simit almaya gittiler. Çocuk, simidi alır almaz iştahla ısırdı. Kadınların ikisini de bir gülme aldı.
O sırada, annesi Su'ya seslenerek yanlarına geliyordu. Kaya'nın annesi gibi, yine habersiz nerelere gittiğini soruyordu. 
Üçü birden bir kahkaha patlattı bu lafa. 


 

12 yorum:

  1. Ama bu çok.. ne desem bilemedim..

    yüreğine sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Teşekkürler. Beğendiyseniz ne mutlu bana.

      Sil
  2. Çok tatlı bir hikaye bu, sende gelecek var..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Teşekkürler. İnşaallah vardır. İnşaallah.

      Sil
  3. neler oluyo hayatta.
    neyse ki hepsi gülmüş sonunda.
    :)

    YanıtlaSil
  4. Keyifle okudum, çok güzel yazmışsın..
    :)

    YanıtlaSil