Kapıyı anahtarla açıp içeri girdi. İşyerinde yaşadığı tüm stresi ve yorgunluğu, evine adım attığı an unutuyordu.
Burnuna güzel bir yemek kokusu geldi.
Koklaya koklaya, ne olduğunu anlamaya çalışarak salona geldi.
Karısı koltukta yatıyordu. Yanına gitti. Uyuyordu. Koltuğun
kenarındaki pikeyi alıp üstünü örttü.
Tekrar kokuya odaklandı. Hızla
mutfağa gitti. Tencerenin altı hâlâ yanıyordu. Hemen söndürdü.
-Allahım, bu sefer yanmamış olsun.
Dualarla tencerenin kapağını açtı.
Kaşıkla bir güzel karıştırdı. Yanmadan yetişmişti. Çok
sevindi.
Odasına gidip üzerini değişti.
Ellerini yıkadı. Mutfağa geri geldi. Kendine bir tabak yemek
koydu. Ekmek sepetine elini uzattı ki, aklına ekmek alması
gerektiği geldi. Sepette hiç ekmek yoktu. Derin bir iç çekti.
-Olsun. Bu seferde ekmeksiz yeriz,
napalım.
Masaya oturdu. Hala sıcak olan yemeği
üfleye üfleye yemeğe başladı.
-Canım, ne zaman geldin? Niye
uyandırmadın beni. Darılıyorum ama.
Karısı hemen yanına oturdu. Dirseği
masada, eli çenesinde kocasına bakıyordu.
-Aaa.. Ekmek almadın mı? Hem bana
dersin, bak sende unutuyorsun işte.
Gülüyordu. Kocası ters bir bakış
attı. Sonra o da gülmeye başladı.
-Bulaşıcı demek ki...
Karısı, eli ile kocasının ağzını
kapadı.
-Deme öyle. Deme.
Karısının elini tutup öptü. Karısı
da kalkıp kocasına sarıldı.
-Sen çok iyi bir adamsın. Çok çok
iyi bir adam.
-Biliyorum. Sende dünyanın en güzel
kadınısın. Ve benim karımsın.
-Güzel mi? Eskiden belki. Ama şimdi
güzel değilim. Yalan söyleme.
-Sen hâlâ dünyanın en güzel
kadınısın. Anlaştık mı?
Karısının burnuna parmağıyla dokundu. Bunu
yapmasını çok severdi.
Yemekten sonra yatak odasına geçip
televizyon izlemeye başladılar.
Karısı, kocasının yatarak
televizyon izlemesine anlam veremiyordu. Çünkü izlerken hep
uyuyakalıyordu. O yatağa oturup izlerdi.
Kocası, karısı için yatak odasında
televizyon izlemek istiyordu. İzlerken uyuyakalıyordu. Yatağa
götürürken de uyanıyordu. Yatakta uyursa uyanmadan rahatça
uyuyabilirdi.
Karısının gözleri kapanmaya
başladı. Baktı ki, kocası çoktan uyumuş. Usulca kocasının
göğsüne başını koyup, yanına kıvrıldı. Kocasının kalp
ritmini kendine ninni yaptı. Gözleri kapanıyordu. Kendini çok
güçsüz hissetti. Güçlükle başını kaldırıp kocasının
kalbine:
-Seni çok seviyorum.
Diye fısıldadı. Gözlerini kapadı.
Kocası, karısının son kez “ seni
seviyorum “ dediğini duymadı. Son kez ona “seni seviyorum”
diyemedi.
Söyleyemediğimiz o kadar çok şey birikiyor ki.....
YanıtlaSilMaalesef..
SilSöylemekten öte az biraz olsun hissettiremiyoruz bile.
Ne yazık ki adam son uykusunda idi; "Son kez ben de seni seviyorum" diyerek, karısının "seni seviyorum" cümlesine karşılık veremeden ölüp gitmişti.
YanıtlaSilBu daha hazin bir son oldu.
SilSöylenmemiş, hissedilmemiş ve yaşanmamış duygu kalmasın.
YanıtlaSilKalmasın.
SilAma kalıyor işte.
Hepimiz uyuyoruz...
YanıtlaSilGaliba..
SilHatta evet.
Burnumun diregini sizlattin yani :/
YanıtlaSilO halde beğendiğinizi kabul ediyorum.
Sil:)
Çok güzel olmuş,
YanıtlaSilhadi şimdi sonsuz olan ve birbirini duyan aşıkları da yaz.
:)
:)
SilHımmm.. Deneriim.