1 Temmuz 2013

Bencil / Bölüm - 2

Bölüm 1 

Turan pes etmemişti halbuki. Hayatına kaldığı yerden devam etmek istiyordu sadece. Tamam ölecekti ama ölüm herkes içindi. Şimdi burada otururken, bir sebeple kendisinin ya da Selin'in, cafedeki herhangi birinin ölmeyeceği ne malumdu. Kim garanti verebilirdi ki bu durumda. Hem Ayda'nın ondan evvel ölmeyeceğini kim garanti ediyordu? ... durdu kaldı bir an bu düşüncede. Neler geliyordu aklına. Korkmuştu bu düşüncenin gerçek olmasından. Ve bir an kendini Ayda'nın yerine koydu. Kendisi düşüncesinden bile deliye dönüyorken, O napacaktı peki, kendi ölünce.
Saniyeler içinde geçti tüm düşünceler beyninden. Doğruldu, Selin'in elini tuttu.
Ben.. ben sadece biraz bencil olmak istiyorum dedi, Turan. Ayda'ya haksızlık belki de. Ama bilirse daha da haksızlık değil mi? Yaşacağımız bu kısa mutlulukta bırakalım da sadece mutlu olsun. Bana acıyarak, her an öleceğimi bekleyerek kendini üzmesin. Söylesene, desem ne değişecek...
Selin, Turan'la ta liseden beri arkadaştı. Üniversiteyi de tesadüfen aynı seçmişlerdi. Böylece arkadaşlıkları daha da ilerlemişti. Yoldaş olmuşlardı birbirlerine. Okul hayatı bitince de kopmadılar. Aynı şehirde kaldılar. Farklı işlerde çalışsalarda birbirlerine hep vakit ayırdılar. Dertlerini, sevinçlerini paylaştılar. Selin'in nikah şahidi bile Turan olmuştu. Kaçarak evlenmişti Selin. Ailesi ile arasını Turan sayesinde düzeltti. Şimdi bu güzel insanı kaybedecek olmak onu üzüyordu. Ama Selin ne olursa olsun, kartlarını açık oynamayı seven biriydi. Kimseden gizlisi saklısı yoktu. Sır insanı hasta eder diye düşünürdü. İnsan içinde bir şey tutmamalıydı. Ne öfke, ne sevgi ne de merhamet.
Bu sebeple Turan'ın Ayda'dan bu durumu saklamasını istemiyordu.
Bak Turan, dedi. Bırakalım bu durumda kararı Ayda versin. Söyle ona durumu. Zaten bunca zaman söylemediğin hata. Senin yüzünden bende kızın yüzüne zor bakıyorum. Çaktırmamak için görüşmelerimi azalttım. Söyle ona. Bırak, o versin kararını. Hala seninle evlenmek isterse, evlenirsiniz, olmaz mı Turan...
Turan bıraktı Selin'in elini. Arkasına yaslanıp, şöyle bir etrafına baktı. Peki, dedi. Şimdi, şu masadaki kadına desem ki ben öleceğim, çok hastayım. Bana acır değil mi? Hiç tanımadığı halde acır. Ya Ayda.. Ayda acımayacak mı söylesene bana... derken, gözleri dolu doluydu Turan'ın. Sonra derin bir nefes aldı. Ağlamak istemiyordu. Kendisine acınmasını hiç istemiyordu.
Selin de, ben sana değil, Ayda'ya acıyorum ama, dedi. Turan güldü bu söze. Selin de güldü. Bir an olsun o kasvetli hava dağılmıştı. Tam o sırada garson geldi. İkisi de çay söyledi. Bir süre konuşmadılar. Selin, Turan'a zaman vermeye karar verdi. Şimdi her şey yeni idi. Aklının karışık olduğunu düşünüyordu. Ayda'ya her şeyi söylemesi için onu ikna edeceğine inanıyordu. Ama Turan'ın bu akşam Ayda ile konuşacağını bilmiyordu. 


 

6 yorum:

  1. hikaye olayına girmişsin...

    neyse okurum sonra :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgelmişsin. :)
      Öyle bir yapayım dedim işte. Üşengeçli bir insan için zor iş. :D

      Sil
  2. Hımm... Gerçekten zor bir durum. Aslında hepimiz her an ölümle içiçeyiz ama bunu farfında değiliz. Sabah çıktığımız evimize bir daha ger dönmeme ihtimalimiz var. Ama bunlar pek aklımıza gelmez. Ancak ölüm yüzümüze şamarı vurduğu zaman anlarız.
    Turan ve Ayda için zor bir durum... Ne desem bilemedim. İnsan bu tür durumları yaşamadan anlayamaz. İnşaallah kimse anlamak durumunda da kalmaz.
    Hikayen çok güzel gidiyor hadi bekliyorum yeni bölümü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet zor. Şimdi kim bencil, kim değil.. bilemiyor insan.
      Ama son bölümde belli olacak. :) Üçüncü ve son bölümde.

      Sil
  3. evet ya sanırım sölemek gerekir.
    ve kız da acımadan, sevdiği için evlenmeli, herhalde.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acıyı ve sevgiyi karıştırmadan verilmesi gereken bir karar bence. :)

      Sil