19 Temmuz 2011

İyi ki Doğdun Anne

Kapıyı açtığında karşısında gördüğü manzara, o anda sinirlerini alt üst etmeye yetmişti. Adım atacak hali kalmamıştı. Sanki zaman o anda, o haliyle kalakalmıştı. Birkaç dakika sonra içindeki öfkeyi boşaltmak için güç buldu kendinde.
- Neler oldu burda... Nelerr...? !
Bir yandan bağırıyor, bir yandan ilermeye çalışıyordu hayatının kabusu olan bu yerde.
Salonun orta yerine doğru geldiğinde mutfağın halini görmesi ile bir kez daha karardı dünyası. Sinirden ağlayacak derecedeydi şu an. Tüm bu dağınıklığın arasından elinde ne olduğunu tam anlayamadığı bir şeyle, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle oğlunu gördü.
- İyi ki doğdun anneceğim... İyi ki doğdun..
Diyerek yaklaştı oğlu, şaşkın ve sinirli annesine.
Anne çöktü dizlerinin üstüne. Gücü tükenmişti oğlunu görünce. Oğlunun pırıl pırıl gözlerine bakarak enerji toplamaya çalıştı. Evin halini görmek bile yormuştu Onu.
Gülümsedi. Bir elinde pasta oğluna baktı, bir de darmadağın olmuş, adım atacak yer kalmamış halde olan evine. Bir haftadır görmediği oğlunu özlediğini hatırladı. Elinde kendi yaptığı pasta ile karşısında duran oğluna:
- Çok güzel görünüyor tatlım.
- Yiyelim o halde. Baba hadi çık ortaya.
Baba çekyatın ardından mahcup ve müzip bir gülümsemeyle uzattı kafasını.
- İyi ki doğdun canım karıcığım.

Öfkesi tükenen anne ise gülümsedi sadece kocasına.
Ve oğlunun  uzattığı pastayı yemeye başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder