14 Nisan 2014

Asa.


Sesi titriyordu sanki. Öyle üzgün, öyle çaresizdi ki bakışları. Eline sanki camdan bir asa tutuşturmuşlar. Tutsa kırılacak, bıraksa darmadağın olacak.

-Ne yapacağım ben şimdi?..

İşte, cevabını bilemediği o soruyu bana sormuştu. Bana kalsa seni böyle üzenleri bu dünyadan tek tek silerdim. Griye boyanmış her anını gökkuşağının renkleriyle boyardım. Bana kalsa, hep gül isterdim.

-Söylesene, ne yapmalıyım.. off ne zormuş, ne ağırmış bir sırrı bilmek. Yani öğrenmek. Ne yapacağımı bilememek beni hepten eziyor. Bir şey söyle.. hadi.

Umut dolu gözlerle bana bakıyordu. Ne desem tamam derdi sanki. Mesela tam şu an sana aşığım desem. Ama olmaz.Her zamanki gibi hiç sırası değildi. O an belki de hiç gelmeyecekti. Duygularıma bir kelepçe daha takmıştım. Anahtarını dipsiz kuyuya atarak.

-Saklamamalısın. Bu çirkin gerçeği saklaman seni de o çirkinliğe bulaştırır. Sakladıkça o çirkinliğe batarsın.

Saklama diyordum ama ben saklıyordum, hayatımın en büyük sırrını. Ama benim sırrımın, aşkımın kimseye zararı yok ki. Varsa da kendime.
Bana yaklaşıp ellerimi tuttu. İş tam o an, kalbim durdu ve sonra sırf bana işkence devam etsin diye yine çalışmaya devam etti. Hem de gürültü ile. Sus bir sus, duyacak sesini diye bağırmak istedim. Ama ben yine sustum. Ellerim ellerinde çırpınan bir güvercindi sanki. Dinlese, duyacak kalbin sesini.

-Teşekkür ederim. Sen olmasan bu kararsızlıkla ömrüm çürürdü. O pisliğin gerçek yüzünü herkes bilmeli. Haklısın. Öncelikle de karısı. Canım arkadaşım benim, her fırsatta ne de güzel anlatırdı evliliğini. Bir yalanın içinde yaşıyormuş meğer. Şimdi gidip ona herşeyi anlatacağım. Ama sende yanımda olsan, böyle elini tutarak, senden güç alarak anlatsam.

İstemiyordum, elimde olsa, bir ömür tutmak isterdim ellerini. Ama ellerimi ellerinden aldım, omuzlarından tuttum.

-Yanılıyorsun. Tek başına söylesen daha iyi olur. Hem arkadaşın benim yanımda mahçup olur. Değil mi?

Eğdi boynunu.

-Ben niye düşünmedim ki bunu. Yine önce kendimi düşündüm.

Keşke bende sen kadar kendimi düşünebilseydim. İnsan kendini düşündüğü için mi daha çok üzülür yoksa başkalarını düşünürken mi... 







6 yorum:

  1. bence kendimizi düşünüyoruz hep o yüzden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi kendimizi daha çok üzüyoruz galiba. :)

      Sil
  2. Merhaba arkadaşım, kendimizi üzüyoruz ve kendimizi üzdüğümüzde etrafımızıda aslında üzüyoruz. Gerek yok üzmeye üzülmeye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimisi kendini üzerken, başkalarını mutlu etmeyi başarabiliyor.. iyi mi ediyor kötü mü bilemiyorum. :)
      Hoşgeldiniz. :)

      Sil
  3. ya şimdi bunun hepsi kurgu mu yaaaa.
    bazı öykülerini nasıl düşündüğünü hep merak ediyorum yaaaa.
    işyerinde nasıl yazıyosun ama yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Evet kurgu. Kendimden olanları böyle öykü tarzı yazmıyorum. ya da şiir.
      Çok düşünmüyorum. Çok düşününce olmuyor. :) :)
      Teşekkürler.
      Bu ara işler az, vakit bol oluyor. :)

      Sil