18 Mart 2014

Bir Erkek İçin Ağlama.


Bir erkek için asla ağlama, tek bir gözyaşı dökme, demişti. Bense oturmuş, bir erkek için ağlıyordum. Hem de bir dakikadır, kesintisiz. Bir dakika mı? Bir dakika olduğunu fark edince, bir an durdum. Bir dakika mı, dedim kendi kendime. Sanırım saatimin pili bitiyor. Bir dakika olamaz. Bana kalsa saatlerdir ağlıyordum.

Ağlamayı bırakmış, saati doğrulamakla uğraşmaya başladım. Derken kapı çaldı. Kim o, demeden direk açtım. Karşımda, bana göre bir saat, ama saate göre bir dakikadır uğruna gözyaşı döktüğüm adam duruyordu. Bir şey demedi. Elimdeki telefona bakıyordu. Bende baktım. Onun telefonuydu. Hiç fark etmemiştim. Saati doğru mu diye sordum. Şöyle bir baktı yüzüme. Evet dedi. İyi, benimki de doğru, dedim. Telefonu uzattım, aldı ve gitti.

Kapıyı kapattım ve aynaya baktım. Sevindim. Yüzümde ağladığıma dair bir belirti yoktu. Zafer benimdi.
Bir erkek için asla ağlama dediği için, eşimin kendi cenazesinde tek gözyaşı dökmeyen beni, şimdi evladım ağlattı. Hem de ne için... hiç.. Beni kaynana yapacak kadar büyüdüğü için..

Eşimin resmini elime aldım. Öptüm ve sıkıca sarıldım. Sanki onu kucaklar gibi. Kızma dedim, kızma bana sakın. Ben bir anneyim...







16 yorum: