20 Nisan 2012

Ölmeden Mezara Koyduklarımız

Şöyle bir düşünün bakalım. Yaptık mı böyle bir şey, yaptık.
Ölmemişlerdi ama öldü dedik.
Düşünsene, biri senin için yahut çok yakının için “öldü” dedikodusu çıkarıyor. Durum öyle bir hal alıyor ki, taziye mesajları almaya bile başlıyorsun.
Bu nasıl bir duygu hali ile ortaya atılır, ben anlamakta zorluk çekiyorum. Kelimelere dökemiyorum.
Birine çok kızarsın da, hani dersin ya “ sen öldün benim için”. Bunu o kişiye, yüzüne söylersin. O ölmüş diye, etrafa yaymazsın. Mesele seninle onun arasındadır ya.
Ee bu öldü dedikodusu nasıl bir düşüncenin meyvesidir ?
Biz, bir değil, birkaç kez öldürdük Onları.

Onlar bizim babamız, dedemiz. Bizi gülümseten iki insan Onlar.
Onlar, Münir Özkul ve Nejat Uygur.
Hastalar, yaşlılar ama hala hayattalar. Onların ölümü, seni beni az biraz üzer. Ama eşini dostunu çocuğunu fazlasıyla üzer. Hele, bu yalan ölüm haberleri. Daha fazla üzer insanı.
Gerçek sanatın, hakiki sanatçıları; Münir Özkul ve Nejat Uygur'a sevgi ve saygılarımla...
Ölmeden hatırlamak, anımsatmak sadece amacım.

Bu resimlere de denk geldim nette.
Rahmetli Gazanfer Özcan'ı da bu vesile anmış olalım.
Erol Günaydın'a da sevgiler, saygılar bizden olsun.

4 yorum:

  1. mahmut hoca efsanemizdir..

    YanıtlaSil
  2. Evet. Hele Yaşar Usta olarak söylediği o meşhur sözle..

    YanıtlaSil
  3. Hepsi de birer dev sanatçıdırlar..

    YanıtlaSil
  4. onları öldürmeye hiç bir rivayet yetmez.. onlar günleri gelip de mekanları mezar olsa bile.

    ama böyle rivayetler can yakar.. böyle rivayetler kırr kalpleri..

    YanıtlaSil