Blogumu, yorumlara 3. yaşının
ilk gününde açacağım. Aaa.. kapalı mıydı? Diye şaşıranların
ağzına ağzına vururum hee.. Aldanmayın canım böyle dediğime,
şiddete şiddetle karşıyım ben. (Artık hangisine inanmak
istersen, ona inan sen.)
Bir de o gün, blogumun tasarımını
değiştirmek istiyorum. Bakalım, fırsat ve beğenim hangi yönde
ve nasıl olur, Allah bilir.
Hani insan bazen aldığı
kararlardan pişmanlık duyar. Şuan itiraf etmeliyim ki, yorum
kapama mevzusu, bazen pişmanlık duymama neden oluyor. Sanki
blogumun trafiği düştü. Öyle hissediyorum. Tamam önceden de
yorum bombardımanı olmuyordu ya da trafiğim tavanlarda değildi
ama sanki azaldı ya.. ya da bana öyle geliyor. Kendimi
kandırıyorum. Her iki durumda da.
Trafik demişken, değişik
kelimelerle gelenler var bloguma.
Mesela; aye aye. Buna geçenlerde
bakmıştım. Bir maymun türü idi galiba. Blogum bu konuda nasıl
çekici duruma geldi anlamadım. Ama baya gelen oluyor.
Bir de şimdi dikkatimi çeken
kelime şu: erkeği ilk randevuya ekmek.
Herhalde erkeği ilk randevuda
ekmek nasıl olur, diye aratıyordu. Ben söyleyeyim, ikinci randevu
hayal olur. O kadar yani. Bunu araştırmanın manası yok arkadaşım.
Sen ilk randevuda değil ikinci de ek. Tamam mı? Belki devam etme
olasığı olur.
Son olarak şu arama kelimesini
paylaşmak isterim. Yorumsuz.
“
adinin yanina soyadimi
yazmadim.”