1 Nisan 2013

Şaka Gibi İnsan Evladı.

1 Nisan gününün sabahından, bir pazartesi gününden, şaka gibi bir mevzu ile giriş yapalım.
1 Nisan'ın ilk ve tek şakası, pazartesi gününe denk gelmesi olabilir. Evde babam “ aman dikkat et, şakaya kurban gitme..” deyip durdu, akşamdan. Sanki çevremde şaka yapacak insan var.
Asıl şakayı bana birileri cumadan yaptı aslında. Twitter üzerinden.
Nasıl mı?
Kocaman adam, bilmem kaç tane kitap yazmış, 20bin civarı takipçisi var. Gelmiş, bulmuş beni, takibe almış. Neden bilmem, böyle takipçisi bol insan beni takibe alınca, değişik duygular içine giriyorum. Aman değişik dediğim, sevindirik oluyorum işte. Ama gocunmayın canım, benim için takipçilerimin hepsi bir.
O tip insanların niye geldiği de belli. Ve kızdığım, anlam veremediğim hususta o zaten.
Geliyor takip ediyor. Sonra sende, adam sanıp, takibe alıyorsun bunları. Bunu kesin onlarda biliyor. Hemen sazan gibi atlayacağımızı kestirebiliyorlar. Çok yazık.
Aradan çok zaman geçmiyor, bir iki gün sonra, bir bakmışsın ki takipçilerinde bir azalma var. Ki bu sayı az ise zaten direk dikkatini çekiyor. Neyse. Bakıyorsun ki, o kişi almış başını gitmiş. Haydaa.. Ne oldu ki şimdi diyorsun. Ne ayıp ettik ki şimdi? Ne oldu da gitti?
Tabi neden belli. Takipçi kazanmak. Ne ucuz bir yol değil mi?
Hoş, takibe almasan da, durum değişmiyor. Şahsımuhterem zaten çok beklemiyor, takibe almıyorsan, o da aynı şekilde yine takipden vazgeçiyor.
Bu olay ikidir başıma geldi. Görsen, adam sanırsın ama bunlar resmen çocuk. Çocukça işler yapıyorlar. Hayır yani, bunu yapan, yazar insan. Öyle tivitin uyduruk hesapçılarından değil. Onlar yine dürüstçe yazıyorlar hesaplarına, “takip edeni takip ederim” diye. Hem sözünü tutmayıp gitse de banane. Kim olduğu belli değil zaten.
Böyle takipçi sayıları artsın diye birilerini takip edip, sonra takibi bırakmak, böylesi insanlara bence hiç ama hiç yakışmıyor. İtibarları sıfırlanıyor gözümde. O insanın tek kitabını, tek yazısını okumam artık.
Şimdi, demeyin bana, aman takipçi dediğin nedir, ne kafana takıyorsun falan. Benim derdim o değil. Öyle anlamışsan, ben derdimi anlatamamışım demektir.
Benim derdim, sanal bile olsa, insan kandırarak, çevre yapılmaya çalışılması. Ve altını tekrar çizmek isterim. Bu olay, öyle sanal kişilikler yapıyor diye değil, gerçek kişiler yapıyor diye zoruma gidiyor. O 20bin kişiye nasıl ulaştığın belli oluyor anacığım diyorum, son olarak.
Ve ben gibi, Allahın uyuşuk insanının duyguları ile oynayıp durmayın. Bozmayın kafamı, fena bozarım hee.. :D

8 yorum:

  1. Bahsettiğin konu tam da böyle. Hiç şaşırmadım:)
    Twitter olayını ben çözemedim. Benim takipçiler de borsa gibi, takip edenler bir bakıyorsun 1 saat sonra yok:)
    Koca koca adamların bunu yapması ise daha bir tuhaf!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende şaşırmaycağım artık. Ve böyle biri bir daha başıma gelirse bekleyeceğim. bakalım, giderse onlardan, gitmezse bizden. :) :)
      Evet, kocaman adamlar. Belli bir yere gelmiş kişiler. Şaşırıyorum.
      Borsa gibi iyi benzetme olmuş. :) benimde bir kere öyle oldu. Tam vayyy.. vuyy.. dedim. Akşamına eskiye döndüydü. :D

      Sil
  2. en iyisi twitter olayına hiç girmemek galiba
    sanal ortamda canımlı cicimli konuşan insanlar gerçekte karşılaştığında oradaki gibi olmuyorlar. neden anlamıyorum. insanların yüzlerini görmeden konuşmak daha mı kolay onun için mi acaba?
    onun için en iyisi yüzyüze görüştüğünüz hayatınızdaki takipçiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba. :D
      Facebook da artık çekici gelmiyor. İnanın en iyisi gerçek takipçiler. Az ama öz olanlar. :)

      Sil
  3. e bu iş böyledir zaten, senin başına 2 kere gelmesi şans aslında, benim başıma elli kere gelmiştir :))

    YanıtlaSil
  4. ama garip bişi yapmış ya alla alla ne insanlar var ya.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bize garip geliyordur. Çoğuna normal birşeydir kanımca. :)

      Sil